Anne Baba Okulu

Çocuklarla Kendi Bedenleri Hakkında Nasıl Konuşulmalı?

Kişinin kendi bedenini nasıl gördüğü ve bedenine karşı neler hissettiği ile ilgili bir kavram olan “beden algısı” genel kabullere göre şekillendiğinde çocuklara zarar veriyor.

Güzellik çirkinlik,  zayıflık şişmanlık, kısa boyluluk uzun boyluluk gibi değerlendirmeler, çocukların kendi bedeninden uzaklaşmasına ve mutsuz olmasına yol açabiliyor. Aynı şekilde, çocukta öz güven eksikliği yaratarak, sosyal ilişkilerini ve öz saygısını olumsuz etkileyebiliyor. Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda, beden algısı konusunda dikkatli olmaları ve Cinsiyet Ayrımcılığı

Cinsiyetlere Göre Beden Algısı Nasıl Şekilleniyor?

Çocukların bedenini sevmesi, kendilerini sevmeleri anlamına da geliyor. Çocukların, genel kabullere göre, “kısa boylu”, “çelimsiz” ya da “şişman” olarak nitelendirilmesi, çocuk gelişimini olumsuz etkiliyor. Toplumsal kabullere göre, kız çocuklarında güzellik ve kilo gibi değerler öne çıkarken; erkek çocuklarda boy ve güçlü görünme gibi değerler dikkate alınıyor. Bu ölçütler, özellikle aile içerisinde şekilleniyor.

Aile içerisinde “şişman” bulunan ve bu nedenle eleştirilen ya da hakarete uğrayan çocuk, öz güvenini kaybedebiliyor. Ebeveynlerin, çocukları kendileriyle, kardeşleriyle ya da arkadaşlarıyla değer ölçütlerine göre kıyaslaması, çocuğun psikolojik ve sosyal gelişimine zarar veriyor.

“Güzel” Görünmeye Değil, Sağlıklı Olmaya Teşvik Edin

Çocukların bedenlerini sevmeleri gelişimleri açısından büyük önem taşıyor. Bununla birlikte çocukların bedenlerini hangi durumda olursa olsun sevmeye devam etmeyi öğrenmeleri gerekiyor. Çocuğun; güzel görünmenin değil, sağlıklı olmanın önemli olduğunun farkında olması, bedenini sevmesi açısından büyük önem taşıyor.

Genel kabuller, çocukları olduğu gibi yetişkinleri de olumsuz etkiliyor. Ebeveynlerin, çocuklara bedenlerini sevmeyi öğretmek için, kendi bedenlerini sevdiklerini göstermeleri de gerekiyor. Ebeveynin kendi bedeni ya da başkalarının bedeni hakkında olumsuz konuşması, çocukların algısını doğrudan etkiliyor. Çocuklara bedenlerini sevmeyi öğretmek önemli olduğu gibi, başkalarının bedenlerine saygı duymayı ve bir başkasının bedeni hakkında değerlendirme yapmasının anlamlı olmadığının da anlatılması gerekiyor.

Cinsiyetçi Olmayan Çocuk YetiştirmeÇocuğun Bedenini Sevmesi Ne Demektir?

Beden algısının doğru şekillenmesi, her şekilde bedeni sevmek ve kabullenmek anlamına gelmeyebilir. Beden konusunda önceliğin sağlık olması gerekiyor. Çocukların gelişim için boy ve kilo endeksinin sağlıklı kabul edilen aralıkta olması gerekiyor. Aşırı kilolu çocukların, kilo vermeye ve sağlıklı beslenmeye teşvik edilmesi gerekiyor. Aynı şekilde “çelimsiz” olarak nitelendirilen çocukların, kemik gelişimi için daha dikkatli beslenmesi ve güçlenmek için spor yapması önem taşıyor. Ancak çocuğun tüm bunları “güzel” görünmek için değil, sağlıklı olmak için yaptığını bilmesine dikkat etmek gerekiyor.

Çocuklara Beden Konusunda Farkındalık Kazandırmak

Çocuklar, okul öncesi dönemde bedenlerini keşfetmeye başlıyor. Üç yaşından itibaren bedenini keşfetmeye başlayan çocuğun eleştirilmemesi gerekiyor. Çocuğun cinsel organına dokunması ya da bedeni ile ilgili sorular sorması durumunda, çocuğa sert cevaplar verilmemesi ve soruların cevapsız bırakılmamasına dikkat edilmesi gerekiyor.

Okul öncesi dönemde, çocuklarla bedeni hakkında konuşulması ve çocuklara farkındalık kazandırılması çocuğun fiziksel ve psikolojik gelişimi açısından büyük önem taşıyor. Bu yaş grubundaki çocuklarla, “çıplaklık”, “dokunma”, “özel alan” gibi konularda konuşulması gerekiyor.

İlkokul çağındaki çocuklarla ise beden konusunda daha kapsayıcı konuşulması öneriliyor. Çocukların herkesin bedeninin kendi özel alanı olduğu; izin vermediği sürece bir başkasının onun bedenine dokunamayacağı ve aynı şekilde izin almadan bir başkasının bedenine dokunamayacağını öğrenmesi önem arz ediyor.

New York Presbiteryen Hastanesi’nden Profesör Gail Saltz’a göre, ebeveynlerin, çocuklarla beden hakkında konuşmanın ne denli önemli olduğunun anlaşılması gerekiyor.

Cinsiyet Ayrımcılığına Karşı Olİlkokul Çağındaki Çocuklarda Beden Algısı

Saltz, ilkokul çağındaki çocuklarla konuşmanın önemli olduğunu belirtiyor. Bu yaş grubundaki çocuklarla konuşurken, cinsel organların doğru anatomik isimlerinin kullanılması önemli. Takma isimler ya da benzetmelere yer ver verilmemeli. İlkokul çağı, çocukların bedenlerini tanıması, sahip oldukları organların ismini bilmesi için ideal bir dönem. İlkokul çağındaki çocukların bedenleri hakkında ebeveynleri ile konuşmamış olmaları, çevrelerinden duydukları yanlış bilgileri doğru kabul etmelerine yol açabilir.

Ergenlik Çağındaki Çocuklarda Beden Algısı

Ortaokul ya da ergenlik çağındaki çocuklarla bedenleri konusunda konuşmak da oldukça kritik. Ergenlik döneminde, çocuklarda beden farkındalığı arttığı gibi, vücutlarındaki değişimlere paralel olarak korku durumu da ortaya çıkabilir. Çocuklara, yaşadıkları değişimlerin normal olduğunun anlatılması ve bu değişimleri sevmelerinin sağlanması son derece önemli.

Cinsiyet Ayrımcılığına Karşı OlLise Çağındaki Çocuklarda Beden Algısı

Lise çağında ya da ergenlik döneminin ardından, ebeveynlerin çocuklarıyla bedenleri ve cinsellik hakkında konuşmaya devam etmeleri kritik bir önem taşıyor. Prof Saltz, lise dönemindeki çocukların gerçekçi olmaya güzellik algısıyla baskı altına alındığını söylüyor.

Ebeveynlerin, her insanın bedeninin ve kişiliğinin farklı olduğunu, güzelliğin standardize edilemeyeceğini anlatması önemli taşıyor. Bu dönemde ebeveynlerin, çocukları güçlendirici mesajlar vermeleri ve bedenleri konusunda çocukları teşvik etmesi de gerekli olabilir. Özellikle toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yaygın olduğu toplumlarda, kız çocuklarının bedenleri konusunda daha fazla teşvik edilmesi gerekiyor.

Çocukların bedenlerini tanımaları, keşfetmeleri ve sevmelerini sağlamak için, ebeveynlerin kendi değer yargılarını gözden geçirmeleri şart. Çocuğun basmakalıp düşünceler ile bedeninden uzaklaştırılması ya da genel kabullere göre bedenini şekillendirmeye çalışması, çocuğun benlik saygısını yitirmesine, öz güvenini kaybetmesine ve “kendi olmak”tan vazgeçmesine yol açıyor.

Yorumları Göster

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir