13. Çocuk Kurultayı Sonuç Bildirgesi Açıklandı

Bu yıl, ‘Türkçem, Benim Ses Bayrağım’ temasıyla İzmir’de toplanan 13’üncü Çocuk Kurultayı’nın sonuç bildirgesi açıklandı. Türkçe’nin etkin ve doğru kullanımı ile ilgili konuları tartışan İzmirli çocuklar, okullarda ‘Doğru Türkçe’ dersinin okutulmasını istediler.

Türkçe’nin geçmiş kuşaklardan günümüze aktarılan bir emanet olduğu ve onun korunarak gelecek kuşaklara doğru bir şekilde aktarılması gerektiği vurgulanan kurultay bildirgesinde, genel olarak toplumdan beklenenler şöyle sıralandı:

  • Dilimiz, Türkçemiz…  Atalarımızın, dedelerimizin bizlere bıraktığı emanettir. Emaneti bizden sonraki nesillere en iyi şekilde aktarabilmemiz için onu en azından korumaya çalışmalıyız.
  • Bilmediğimiz kelimelerin anlamları veya yazılışlarını sözlükten bakarak öğrenmeli ve bu konuda daha bilinçli olmalıyız.
  • Özellikle öğretmenlerimiz, basın yayın üyeleri, bilim insanları Türkçe olmayan kavramları kullanmamalı, bu konuda topluma önderlik etmelidir. Halkın bilinçlenmesi sağlanmalıdır.
  • Aydın kesimin kullandığı dil ile toplumun diğer kesimlerinin birbirini anlayabilmesi için aydınların topluma hitap ettikleri eserlerinde anlaşılabilir bir dil kullanmaları gerekmektedir. Böylelikle aydınlar ile halkın arasındaki dil uçurumunun önüne geçilebilir.

Bildirgede, eğitim kurumlarında da Türkçe’nin doğru ve etkin kullanımı konusunda doğru eğitim politikaları izlenmesi gerektiği vurgulanarak; taleplerde bulunuldu:

  • Üniversitelerde Türkçe terimler kullanarak ders yapılmalı;  hastane ve benzeri kuruluşlarda Türkçe terimler kullanılmalı ve halka bu bilinci kazandırma çalışmaları yapılmalıdır.
  • Bilgisayar, telefon gibi kitle iletişim araçlarında dilin yanlış kullanımının önüne geçilmelidir. Bu konuda toplumun özellikle de bu araçları çok sık kullanan gençlerin okullarda konulacak seçmeli dersler, televizyon yayınları vb. aracılığıyla bilinçlendirilmesi gerekmektedir.
  • Üniversiteler tarafından dilin bozulmasına neden olan sorunların çözümü için araştırmalar yapılıp halka sunulmalıdır.
  • Yazılı ve sözlü yayınların Türkçe’ye uygunluğunu denetleyecek bir kurul oluşturulmalıdır.
  • Türkçe öğretimi yeniden düzenlenerek beceri temelli eğitime ağırlık verilmeli ve çoktan seçmeli Türkçe öğretiminden hızla vazgeçilmelidir.
  • Bir yazar ve eseri, ünite için seçilerek bütün kazanımlar o eser üzerinden etkinliklerle kazandırılmaya çalışılmalıdır.
  • Özellikle Milli Eğitim Bakanlığı tarafından öğrenciler düzgün Türkçe kullanmaya özendirilmelidir. Örneğin; okullarda yarışmalar düzenlenerek Türkçe’yi en iyi kullanan öğrenciler ödüllendirilmelidir.
  • Okullarda ‘‘Doğru Türkçe’’ dersi konulmalıdır.