Ankara Sinema Derneği tarafından, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle düzenlenen 18. Gezici Festival, 30 Kasım’da Ankara’da başlayan ve Sinop’ta devam eden 11 günlük sinema dolu yolculuğunu 10 Aralık’ta tamamladı.
Her yıl olduğu gibi Ankara’da başlayan Gezici Festival, 30 Kasım-6 Aralık tarihlerinde Büyülü Fener Sineması ve Alman Kültür Merkezi’ndeki tıklım tıklım dolu salonlardaki gösterimler, atölyeler, paneller ve Türkiye sinemasından önemli isimlerle gerçekleşen izleyici buluşmalarıyla başkentlilere sinema dolu bir hafta yaşattı.
Daha sonra rotasını Karadeniz kıyılarına, bu yıl ikinci kez misafir olduğu Sinop’a çeviren Gezici Festival 7-10 Aralık tarihlerindeki Sinop gösterimlerinin ardından 2012 macerasını da geride bırakmış oldu. Dünya ve Türkiye sinemasından ödüllü filmler, Tuncel Kurtiz’in “bir daha, bir daha” izlediği filmlerden ve Hollanda’dan çocuk filmlerinin gösterimleri ile Türkiye’nin sevilen sinemacılarını ağırlayan festivalin Sinop ayağı, Sinop Valiliği, Sinop Belediyesi ve Sinop Kültür ve Turizm Derneği’nin katkılarıyla gerçekleşti.
Ankara’da tıklım tıklım dolu salonlar ve sinemacılarla söyleşiler
Gezici Festival’in Ankara gösterimleri yüzde 90 gibi rekor bir doluluğa ulaşırken, bazı gösterimlerin biletleri günler öncesinden tükendi. Toplam 65 filmin gösterildiği festivalde izleyiciler yönetmen söyleşilerine yoğun ilgi gösterdi; özellikle Türkiye seçkisi ve Kısa İyidir gösterimlerinde seyirciler merdivenlere taştı. Türkiye Sineması 2012 bölümünden Yeraltı, Araf, Babamın Sesi, Devir, Lal Gece, Küf, Şimdiki Zaman ve Zerre; Dünya Sineması’ndan Aşk, Düşler Diyarı, Hayır ve Perşembeden Pazara; Tuncel Kurtiz’in “bir daha, bir daha” izlediği filmlerden ise 2000 Yılında 25 Yaşında Olacak Jonas, All That Jazz ve Her Türlü Kuşkunun Ötesinde Bir Yurttaş Hakkında Soruşturma filmlerinin tüm biletleri önceden tükendi.
Türkiye Sineması 2012 bölümünde yer alan filmlerin yazar, yönetmen ve yapımcılarıyla gerçekleştirilen söyleşilere gösterilen yoğun ilgi, zaman zaman bir sonraki seansların gecikmesine neden oldu. Gezici Festival’in ilk konuğu 30 Kasım’da, Antalya’da En İyi İlk Film ve En İyi Yönetmen de dahil dört ödül kazanan Zerre filminin senarist ve yönetmeni Erdem Tepegöz ile yapımcısı Kağan Daldal oldu. Tepegöz, işçi sınıfına ve kadına bakışıyla izleyicilerden övgü alan filminde “işçi sınıfının susmuşluğu ve bastırılmışlığını” anlatmaya çalıştıklarını söyledi. Dolu salona konuşan Daldal ise, Ankara’nın ve festivallerin kendileri için öneminden söz etti: “Ankaralı bir ekibiz. İlk galamızı Gezici Festival’de yaptığımız için gurur duyuyoruz. Hayalimiz bu tarz filmlerle bu salonları daha fazla doldurabilmek” dedi. Gösterime katılan Tuncel Kurtiz “Bu film son yıllarda işçi sınıfını anlatan en iyi film. Yılmaz Güney izleseydi gurur duyardı,” dedi.
Berlin’de Kristal Ayı kazanan Lal Gece filminin 1 Aralık’taki gösterimi sonrası izleyicilerle buluşan yönetmen Reis Çelik, İlyas Salman ve Dilan Aksüt’le çalışırken “senaryonun çeşitli yerlerine tuzaklar” kurduğunu ve “iki oyuncuyu çekimlerden önce yalnızca bir kez bir araya getirdiğini” söyledi. Venedik Film Festivali’nde Geleceğin Aslanı ödülünü alan Küf’ün yönetmeni ve senaristi Ali Aydın ise filmin 2 Aralık’taki gösteriminden sonra izleyicilerin sorularını yanıtladı. Aydın, “Filmin adı neden Küf?” sorusuna, “Türkiye’nin politik tarihindeki bir aralığı, 90’ları anlatmak istedim. Kokuşmuş, çürümüş bir sistemin olduğu bir dönem. Filmin adını bu kokuşmuş, çürümüş yapıdan aldım,” yanıtını verdi. En güzel övgü ise söyleşi sırasında salonda bulunan Tuncel Kurtiz’den geldi: “Büyük bir sevinçle seyrettim. Genç nesilden birinin dünya sinemasına bu eseri bırakmasıyla gurur duydum. İyi ki varsınız.”
Adana, Moskova, Abu Dhabi ve Tokyo’da ödüller alan Araf’ın 3 Aralık’taki gösterimi sonrası yönetmen Ustaoğlu, filminde “çok kesif bir yalnızlığı ve çaresizliği” anlatmaya çalıştığını söyledi. Derviş Zaim, “Hayatımda en fazla eğlendiğim film oldu” dediği Devir’in 4 Aralık’taki gösterimi sonrası seyircilerle uzun uzun sohbet etti. Zaim, filmini “Belgeselden yararlanmaya çalışan, belgeseli harmanlayan bir kurmaca,” olarak tanımladı.
Ankara Sinema Derneği’nin de yapımına katkıda bulunduğu Yeraltı filminin 5 ve 6 Aralık’taki gösterimleri sonrası ise, Zeki Demirkubuz seyircilerle bir aradaydı. Demirkubuz, iki söyleşide de Ankara’da film çekme ve Ankaralılar üzerine düşüncelerini seyircilerle paylaştı: “Ankara’yı çok ilginç buluyorum. Hem mimari, hem yaşam düzeni, hem de insan ilişkileri olarak. Bana inanılmaz uzak, onun için de ilginç geliyor. Yazdığım her projeyle uğraşırken, Ankara’da olur mu diye soruyorum kendime.”
Şimdiki Zaman filminin 6 Aralık’taki gösteriminden sonra da yönetmen Belmin Söylemez ile senarist ve yapımcı Haşmet Topaloğlu izleyicilerle bir araya geldi. Birlikte çalışma deneyimi üzerine Söylemez, “Bu tip düşük bütçeli, bağımsız filmlerde yaratıcı yapımcı olması lazım. Haşmet’in rolü bu oldu,” derken Topaloğlu, “Yazma sürecini paylaşarak tamamladık. Benim rolüm ağırlıklı olarak yapımcılıktı. Bakış açısının gelişmesi tamamen Belmin’in,” sözleriyle süreci anlattı.
Türkiye Sineması 2012 bölümünün diğer filmleri ise İnan Temelkuran’ın Kristen Stevens’la birlikte yönettiği, Siirtli milli güreşçi Evin Demirhan’ın öyküsünü anlatan ve Altın Koza’dan üç ödülle dönen belgesel Siirt’in Sırrı; ve İki Dil Bir Bavul ile sinemaseverlerin kalbini kazanan Orhan Eskiköy ve Zeynel Doğan’ın Altın Koza’dan En İyi Film ve Senaryo ödülleriyle dönen son filmleri Babamın Sesi oldu.
Gezici Festival’de Dünya Sineması
Gezici Festival, bir kez daha Berlin, Cannes ve Rotterdam gibi önemli uluslararası festivallerden ödüllerle dönen ve Şili’den Güney Kore’ye, Avusturya’dan Sırbistan’a, dünyanın farklı ülkelerinden filmlerden oluşan Dünya Sineması seçkisini festival izleyicisiyle buluşturdu. Domuzların Kralı, Kaplanın Yılı, Onur Yürüyüşü, Orada Burada, Perşembeden Pazara ve Temizlikçi’nin Türkiye’deki ilk gösterimleri Gezici Festival’de gerçekleştirildi.
Ankara’ya özel konuklar
Gezici Festival’in Tuncel Kurtiz’in âBir Daha, Bir Daha’ İzlediği Filmler başlığı altında programına eklediği Avrupa ve Amerikan sinemasından beş klasiğin ilk gösterimleri öncesinde, Türkiye Sineması’nın usta ismi bu beş filmi neden “bir daha, bir daha” izlediğini seyircilerle paylaştı, kimilerini de seyircilerle birlikte izledi. Bu bölümde Bob Fosse’nin yönettiği All That Jazz, Robert Altman klasiği Nashville, Luchino Visconti imzalı Leopar ve Alain Tanner’in yönetmenliğini yaptığı 2000 Yılında 25 Yaşında Olacak Jonas gibi Avrupa sineması örneklerinden oluşan zengin bir seçki yer aldı. Kurtiz, “17 yıldır kimsenin göstermeye cesaret edemediği filmleri sunan Gezici Festival’in hayranı” olduğunu söyledi.
Festivalin yabancı konukları arasında neonazi kültürünün Avrupa’da yükselişini anlatan çarpıcı belgesel Kan Akmalı â’ Gizlice Nazilerin Arasında’nın Alman yönetmeni Peter Ohlendorf ile iki gün süren Yeni Medya Belgeseli Atölyesi’ni düzenleyen İsrailli belgesel yönetmeni ve yapımcısı Yoram Schaffer ile Tel Aviv Üniversitesi, Sinema ve Televizyon Bölümü’nden Udi Ben-Arie yer aldı. Jenny van den Broeke ve Mieke Driessen’nin Ankara’da düzenledikleri Stop Motion Canlandırma Atölyesi’nde küçük sinemacılar ilk filmlerini yaratma fırsatını buldular.
2 Aralık’ta gerçekleşen Savaşla Büyümek konulu panel ise, Uluslararası Af Örgütü’nden Volkan Görendağ, Gündem Çocuk Derneği’nden Ezgi Koman, Uluslararası Çocuk Merkezi’nden Adem Arkadaş ve Türkiye’de yaşayan bağımsız gazeteci Frederike Geerdink’i bir araya getirdi.
Sinop’ta bir kez daha coşkulu açılış
Gezici Festival, Sinop’taki açılışını 7 Aralık akşamı, Reis Çelik, Erkan Can, Alin Taşçıyan, Sinop Belediye Başkanı Baki Ergül, Sinop Vali Yardımcısı Kaya Çelik, Sinop Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Fahri Bostan ve festivali bir kez daha coşkuyla karşılayan Sinoplu sinemaseverlerle gerçekleştirdi. Baki Ergül, “Sinop’tan güzel anılarla” ayrılmamızı dilerken; Erkan Can, Sinop’a 30 yıl sonra dönmenin “ne kadar güzel” olduğunu söyledi. Reis Çelik ise, yıllar önce ziyaret ettiği Sinop’u “memleketi Kars’a” benzettiğini, “yalnız bırakılmış ama kültürüne sahip çıkmış bir şehir” olarak gördüğünü Sinoplu seyircilerle paylaştı. Çelik’in film başlamadan önceki son sözleri Gezici Festival’in de hislerini yansıtıyordu: “Sanatı sahiplenip, çağırdığınız için teşekkürler.”
Açılış sonrasında Lal Gece’nin iki gösterimine de ilgi büyük oldu. Gösterimler sonrasında filmin yazar ve yönetmeni Reis Çelik, sinema yazarı Alin Taşçıyan’la birlikte seyircilerin sorularını yanıtladı. Çelik, Lal Gece ile bir tartışma yaratmak istediğini söyledi: “Bizim yarattığımız, erkeğin de kadının da kölesi olduğu sistemi tartışmaya başlamamız gerekiyor. Böylece de iyi bir toplum yaratalım.”
Küf’ün 8 Aralık’taki gösterimi sonrası filmin yazar ve yönetmeni Ali Aydın, salonu dolduran seyircilerle sohbet etti. Aydın, sinema çözüm mü? Sorusuna, “Sinema hiç bir şeye çözüm olamaz. Sadece bir şeylerin konuşulmasına vesile olur,” diye cevap verirken, çözümün ne olduğunu da, “En önemli yaşam düsturu insan olduğumuzu hatırlamak. Ancak bu şekilde var olabiliriz,” sözleriyle yanıtladı.
Önümüzdeki hafta filmi Yeraltı ile Dubai Uluslararası Film Festivali’nde yarışacak olan yönetmen Zeki Demirkubuz ise 9 Aralık’ta Gezici Festivalin Sinop’taki son konuğuydu. Seyircilerden gelen yoğun ilgiyle bir saatten fazla Sinoplu sinemaseverlerin sorularını yanıtlayan Demirkubuz, “Gezici Festival’i çok eski arkadaşlarım düzenliyor. Artık vicdanım gibi oldular. Normalde festivallere mecburen gidiyorum. Ama Gezici Festival’in yeri benim için çok ayrı,” dedi.
Sinoplu sinemaseverlerin dört gün boyunca izlediği diğer filmler Siirt’in Sırrı, Şimdiki Zaman, Babamın Sesi, Temizlikçi, Orada Burada, Savaş Cadısı ve Leopar oldu. Haftasonu İstanbul’dan Sinop’a gelen ünlü konuklar Erkan Can ve Nurgül Yeşilçay ile Gezici Festival, Sinop izleyicisine festival havasını ayrı bir şekilde yaşatmış oldu. Festivalin 10 Aralık’taki son gösterimi öncesi Sinop Valisi Dr. Ahmet Cengiz ve Ankara Sinema Derneği Başkanı Ahmet Boyacıoğlu 18. Gezici Festival’in kapanış konuşmalarını yaptı. Boyacıoğlu, “Bu işbirliğinin önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini biliyorum,” derken Cengiz, “Geçen yıl hep beraber, el birliğiyle bir ilki paylaştık. Umarız iş birliğimiz önümüzdeki yıllarda da devam eder,” dedi.