POLONYA -Arkadiusz Klucznik –Atölye Çalışması (Fiziksel Tiyatro Teknikleri; Hayvan-İnsan İlişkisi) 26 Nisan Perşembe saat 10:00-13:00 arası ve 14:00-17:00 arası Orhan Asena1 ‘de
Atölye çalışması; fiziksel tiyatro egzersizleri üzerinedir. Katılımcılar, çeşitli hayvan türlerini canlandırarak karakter yaratmak konusunda deneyim kazanacaklardır. Bu çalışmanın amacı, vücudun yapabilecekleri hakkında bilgi sahibi olabilmek, vücut dili yorumu konusunda farklı yollar öğretmek ve bunun pratiğini yapmaktır.
HİNDİSTAN- Ajay Joshi – Seminer (Geleneksel Ve Çağdaş Hindistan Kuklacılığı) 27 Nisan Cuma günü saat 16:00 Orhan Asena 1’de
Seminer: Hindistan bir milyarın üzerinde insanın yaşadığı geniş bir ülkedir ve Hint insanı için tiyatro sanatı kültürel dokunun önemli bir parçasıdır. Eyaletlerin kesişen özellikleri ve çok çeşitli dil ve lehçe kullanımı ile ülke karmaşık bir sosyal, ekonomik, politik ve kültürel yapıya sahiptir, üstelik her öğe bu oluşuma renk ve farklılık katmaktadır. Bu çeşitliliğin tiyatro sanatına katkısı ise yine çok çeşitli tür ve içeriklerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bunun yansımalarını birkaç hanelik köylerden büyük şehirlere dek her yerdeki heyecanlı seyircisi ile göstermektedir. Ülkenin kendi kültürel yapısı, buradan yapılan esinlenmeler, mitoloji, inançlar ve ritüeller gösterim sanatlarını kocaman bir çatı altında toplamaktadır. Buna eklenen farklı bakış açıları, köken bilgisi ve tarihsel geçmişi tek bir çatı altında toplayabilmek ise bu anlamda zorlu bir süreçtir.
Hindistan’daki kukla tiyatrosu geleneği ise çok uzun bir geçmişe sahiptir ve belki de; gölge, el, ip ve tel türleri ile biçim, içerik, sunum, dans ve drama formlarını saygın bir biçimde birleştirebilmesi ile Hindistan’ın her bölgesinde izleri takip edilebilen en eski tiyatro biçimidir.
Bilgisayar destekli anlatım ile gerçekleştirilecek bu seminer Hint Tiyatrosu konusunda açıklayıcı, gelenekselden çağdaş türlere dek Hint kukla sanatının tarihine ışık tutan ve konuyu ana başlıkları ile inceleyen etkin bir sunumdur.
SRI LANKA- Rathna Pushpa Kumari Atölye Çalışması (17 yaş ve altı) (Çocuklar ile Oyunculuk Hareketleri) 27 Nisan Cuma günü saat 16:45 Orhan Asena 1’de
Atölye Çalışması: Rathna Pushpa Kumari, tamamen pratiğe yönelik bu atölye çalışmasında çocukların oyunculuk becerilerini sergilemelerini ve kişiliklerinin ifadelerini ortaya çıkarmanın yollarını aktaracaktır. Burada deneyimlenecek egzersiz ve oyunlar sadece çocuklar için değil, aynı zamanda değişimi tiyatronun bir tetikleyicisi olarak gören herkes için de yol gösterici olacaktır.
Sanem Davran -Atölye Çalışması (Beden ve Ritm- Vücut Koordinasyon Çalışması) (9-12 yaş) 25 Nisan Çarşamba saat 12:30 Stüdyo Sahne 2’de
Atölye Çalışması: Kendini ifade edebilmek… Bazen bir söz , bazense bir duruş ile ya da bir hareket ile. Ve dans… Beden dili ile kendini ifade etmenin en estetik ve en coşkulu hali.
Bu atölye çalışması ile müzik eşliğinde katılımcıların koordinasyon çalışmaları hedeflenmektedir.
Bu atölye çalışmasında, hareketleri belirli adım ve kalıplara bölerek, müziğin ve duyguların yardımıyla parçadan bütüne bir olgu yaratılması ve sunulması hedeflenmektedir.
Ekin Eti- Atölye Çalışması SANDALFON (Müzik Meleği) İLE YOLCULUK (6 yaş ve üzeri) 25 ve 28 Nisan tarihlerinde saat 13:00 Orhan Asena 1’de
Atölye Çalışması: Müzik,kendini ifade etme becerisini,yaratıcılık zevkini ve estetik duygusunu geliştirir;ses ve dil gelişimi ile bilişsel gelişim ve soyut düşünmeye katkıda bulunur.
Bu keşifte ise çocuk için amaçladığımız belki de görme fırsatını çok az bulduğu enstrümanları onlarla buluşturmak. Onlara dokunarak ilk tanışmayı sağlamak. Ve bu tanışmanın onu ne kadar etkilediğini gözlemlemek. Bir orkestranın parçası olan tüm tahta üflemeli, yaylı, bakır üflemeli ve vurmalı enstürmanları bir arada görebileceği bu etkinlikte; klasik müziğin yaşamlarında bir yerlerde başlayacağı özel bir gün olabilir. Bu çok özel günde buluşmak dileğiyle.
Münir Canar- Atölye Çalışması (“Ortaoyunu” Tipleri Üzerine) (16 yaş ve üzeri) 25 Nisan Çarşamba günü saat 11:00-13:00 arası; 26 ve 27 Nisan tarihlerinde ise saat 14:00-17:00 arası Orhan Asena 2’de
Atölye Çalışması: “Geleneksel Türk Halk Tiyatrosu” nun önemli seyirliklerinden olan orta oyunu, çevresi izleyicilerle çevrili bir alan içinde oynanan, yazılı metne dayanmayan, içinde müzik, dans ve şarkı da bulunan doğaçlama bir oyundur.
Orta oyununun kişileri ve fasılları Karagöz oyunuyla büyük oranda benzerlik gösterir. Oyunun en önemli iki kişisi Kavuklu ile Pişekâr’dır. Kavuklu, Karagöz oyunundaki Karagöz’ün karşılığı, Pişekâr da Hacivat’ın karşılığıdır. Orta oyununda da gülmece öğesi, Karagöz oyunundaki gibi, yanlış anlamalara, şakalara ve gülünç hareketlere dayanır. Oyunda çeşitli mesleklerden, yörelerden, uluslardan insanların meslekî ve yöresel özellikleri, ağızları taklit edilir.
Oyuncu – Sanatçı Münir Canar, atölye çalışmasında teorik ve pratik birikimini katılımcılarla paylaşırken, aynı zamanda ulusal tiyatromuzun gelişimi açısından özel bir önem taşıyan şu hedeflere ulaşmayı arzulamaktadır:
– Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür anlayışından hareketle, Türkiye’deki güncel kültür ve sanat olaylarını değerlendirmek, sanat ve kültür insanlarının yapmaları gerekli olan çalışmaları ve genel durumu irdelemek.
– “Geleceğin Türk tiyatrosunu oluştururken; geleneksel Türk tiyatrosu temel alınmalıdır” düşüncesini irdelemek.
– Sanatın ilgi alanımıza giren kolu olarak tiyatroyu, taklitçilikten kurtarmak, ulusal Türk tiyatro üslubunu yaratma gereğinin önemini vurgulamak, bu yönde önerileri paylaşmak.
– Karagöz ve Ortaoyunu’nun dünya kültürleriyle ilişkisini irdelemek, etkileri araştırmak, ayrıştırmak ve geleneksel türleri toprağımıza sıkıca basan, özgün ayakta duruşları açısından vurgulayarak değerlendirmek, özgün uygulama yöntemlerini aktarmak.
– 20. yüzyıl tiyatro adamlarının geliştirdikleri, teorik ve pratik açıdan ileri sürdükleri yenilik ya da yöntemleri, Ortaoyunu teknikleri ile karşılaştırmak.
– Tiyatro sahnesinde “dikkat” öğesini uygulamalı bir çalışma yöntemi aracılığıyla vurgulamak.
– Sahne üzerinde “Bedensel Kıvraklık” ve “Dikkat Kıvraklığı”nı uygulamalı bir çalışma yöntemiyle kavratmak.
– Karagöz ve Ortaoyunu tiplerini karşılaştırmak, başat figürler hakkında bilgi vermek…
Servet Aybar- Atölye Çalışması “Hareketini Keşfet” (Çocuklarla Hareket Atölyesi) (9-11 yaş arası) 26 ve 27 Nisan tarihlerinde saat 14:00’de Stüdyo Sahne 2’de
Atölye Çalışması: “Hareketini Keşfet” atölyesi, çocuklara bedenin yapısını tanıtmak ve gündelik hayatta gerçekleştirdikleri hareketlere farklı gözle bakmalarını sağlamak için tasarlanmıştır. Kendine güven geliştirme, hayal gücünü çalıştırma, duyulara odaklanma, beden dili ve fiziksel interaksiyon atölyenin belli başlı konularıdır. Atölye; tanıtım ve anlatıyla başlar, hareket prensipleriyle ilgili alıştırmalarla devam eder. On dakikalık aradan sonra, hayal gücü ve beden kullanımına yönelik oyunlar oynanır.
Ebru Kara-Atölye Çalışması (Gölge Teknikleri) (11-14 yaş arası) 28 ve 29 Nisan tarihlerinde saat 12:30’da Orhan Asena 2’de
Atölye Çalışması: Gölge oyunu sinemanın daha keşfedilmediği dönemlerde hem sinemanın başlangıcı, hem de bir tiyatro tekniği olarak karşımıza çıkar. Kökeni tam olarak bilinmese de Asya’dan Kuzey Afrika’ya ve oradan da Avrupa’ya yayıldığı kabul edilir. Bize de I. Selim döneminde Mısırlı sanatçılar tarafından getirilen gölge oyunu uzun yıllar Türk tiyatrosunun önemli taşlarından biri olmuş ancak yeniliğe ayak uyduramayınca unutulmaya yüz tutmuştur.
Gölge, yaşayan ve değişen bir tekniktir. Ulaştığı her kültürde, iklimde, kendine yeni formlar yaratır. Gölge tekniği, çerçevelenmiş kurallara sahip değildir. Hayal gücümüz kadar sınırsızdır. Bu teknik, bugün teknolojinin kullanıldığı visuel tiyatronun primitif halidir. Gölge her kültürde değişime uğramasının yanında her sanatçının da elinde yeniden şekillenir.
Biz de Ebru Kara’nın 1998’den beri kendi geliştirdiği, kukla tasarımı, yapımı ve oynatımı tekniklerini 8. Küçük Hanımlar Küçük Beyler Uluslararası Çocuk Tiyatroları Festivali çerçevesinde sizlerle buluşturuyoruz.
Ali Meriç -AtölyeÇalışması-Seminer (Karagöz Yapım Ve Oynatım Atölyesi & Seminer) 29 Nisan Pazar saat 17:00’de Orhan Asena 1’de
Atölye Çalışması-Seminer: Gölge oyunumuz Hacivat Karagöz bir zamanların en önemli eğlencesiydi.
Eskiden ramazan gecelerinde düzenlenen eğlencelerinde herkes doğruca Karagöz ve Hacivat gösterisi seyretmeye giderdi. Önce Hacivat Çelebi şarkı söyleyerek gelir ve “Ne olur şu dört köşe perdede bana da bir kafadar olsa ah bana bir eğlence medett amannnnnnnnnnnnnnn amannnnnnnnnnnnnnnn…” diye Karagözü çağırmaya başlardı.
Herkesi kahkahalarla güldüren” Karagöz ve Hacıvat’ın atışması” bittikten sonra fasıl bölümü başlar, bu bölümde oyunun akışına göre Zenne , Çelebi , Tuzsuz Deli Bekir , Beberuhi , Tiryaki , Acem , Laz , Matiz , Zeybek gibi tipler perdeye gelirlerdi.
Pekiiii….
Hacivat ve Karagöz’ü il kez kim oynatmıştır perdede?
“Nereke” nedir ve ne işe yarar?
Karagöz’ün bir kolu oynar da neden Hacivat’ın yumruk olmuş sakalının altında durur hep?
Ya Karagöz ve Hacivat tasvirleri nasıl kesilir,neyle boyanır?
Peki ya nasıl oynatılır?
Ben de oynatabilir miyim?
Seslerini çıkartabilir miyim?
Eğer bu soruların cevabını merak ediyorsanız,
Siz sevgili dostlarımızı atölye çalışmamıza bekliyoruz….
Seminer- (KELOĞLAN) (7 yaş ve üzeri) 27 Nisan Cuma saat 12:30’da İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesi’nde
Seminer: Türk halk edebiyatı anlatı türleri içerisinde masalların ayrı ve çok özel bir yeri vardır . Dinleyerek ya da okuyarak herkes yüzlerce masalla buluşmuştur . Masal kahramanları onları kah eğlendirerek kah düşündürerek maceradan maceraya sürüklemişlerdir .
Bu masal kahramanlarından , fakir , eğitimsiz , dış görünüşü yüzünden önemsenmeyen biri olmasına rağmen aklı , cesareti ve illaki iyi niyeti ile düşlerini gerçeğe dönüştürebilen KELOĞLAN renkli , heyecanlı , komik maceraları ile edebiyat , tiyatro ve sinemada defalarca hayat bulmuştur .
Bu sunumda KELOĞLAN’ın halk edebiyatından tiyatro sahnelerine ulaşan macerası çocuklarla ve tüm sevenleri ile buluşuyor .
Boğaçhan Sözmen ve Hakan Dündar -AtölyeÇalışması- (Kukla Yapımı ve Oynatımı) (7 yaş ve üzeri) 28 ve 29 Nisan tarihlerinde saat 13:00’de Stüdyo Sahne 2’de
Atölye Çalışması: Atık malzemeleri bambaşka amaçlar uğruna kullanarak, kendiliğinden oluşan öykülerin birer kuklaya dönüştüğü atölye çalışmamız bu yıl sekizincisini gerçekleştirdiğimiz festivalimiz aracılığı ile sizlerle yeniden buluşuyor. Atölye çalışmamız önceki yıllarda katılımcıların yoğun ilgi ve beğenisini kazandı. Bu sebeple daha fazla kişiye ulaşabilmek için bu sene tekrar bir araya gelerek hiç beklenmedik bir anda, yaratıcılığımızı ortaya çıkarmadaki gücümüzü göreceğiz. Hayal dünyamızı bir anlatım aracıyla somutlaştırmada oldukça anlamlı ve değerli olan bu adımı, 8. Küçük Hanımlar, Küçük Beyler uluslararası Çocuk Tiyatroları Festivali ile devam ettiriyor olmak nasıl ve ne kadar zenginleşebileceğimizin en güzel örneklerinden biridir.
Öyle ki, hiç o gözle bakmadığımız nice malzemenin bizi özgürleştirerek nasıl birer kuklaya dönüşebildiğini göreceğiz! Üretmektense, tüketmeye odaklanmış toplumun bireyleri olarak başta çocuklarımızla atık malzemeleri başka şekillerde kullanırken hayal gücümüzü, görme şekillerimizdeki zenginliğimizi ortaya çıkaracağız.
Onu eşsiz yapan, yapanın özgürlüğünden, kendi oluşundan ve sınırsız hayal dünyasından doğan kuklalarımız ile kuracağımız yeni dünyamızda keyifli zamanlar geçirmemiz dileğiyle!
