Kimi insanlar, özellikle de çocuklar, duyulacak şekilde sesli okur, kiminin okurken dudakları kıpırdar, kimileri ise yazıları içinden kelime kelime okur. Tüm bunlar, aslında lüzumsuz alışkanlıklardan kaynaklanır. Sadece göz ve beyin arasında okuma işlemi olması gerekir. Okuma sırasında, ağız, dil, dudak, damak ve gırtlak gibi organların çalışmasına hiç gerek yoktur. Gözün görme alanı geniştir. Bir bakış ile birden fazla kelime görülebilir, yani aynı uzunluktaki bir kelimeyi sesli ya da yavaş okumaya kıyasla, 2-3 göz hareketi ile okumak mümkündür. Okumayı yavaşlatan en önemli psikolojik etken ise, hızlı okunduğunda metnin anlaşılamayacağının sanılmasıdır. ‘Tane tane oku’ veya ‘yüksek sesle oku’ komutlarını alan bir çocuk için, bu alışkanlık zamanla kökleşmiş hale gelir. Ayrıca günümüz temposunda, yavaş okuyarak zaman kaybetme lüksü yoktur ve hızlı okuma, basit ama disiplinli bir eğitim ile kazanılabilir.