Keloğlan, annesi ve kardeşi Fatma, orman kenarında küçük bir kulübede yaşamaktadır. Anne ve kız kardeşin ördüğü, yün çorap ve eldivenleri satarak geçinirler. Keloğlan, çorapları satmak için kasabaya gittiğinde, çocuklar hem kelliği, hem de kıyafetiyle dalga geçip alay ederler. Bu durum Keloğlan’ı ve ailesini çok üzer. Ailesine daha iyi bakıp, güzel kıyafetler almanın yollarını arayan Keloğlan’ın aklına, ağaçtan yaptığı düdükleri kasabada satmak gelir. Hemen düdük yapmaya koyulur. Yaptığı düdüklerle kasabanın yolunu tutar, çocuklar önce düdüğe ilgi gösterirler, para verip hepsini alırlar, çalarlar fakat düdükler kötü sesler çıkarır, alay ederek paralarını geri isterler Keloğlan çok üzülür, bütün hayalleri yıkılmıştır. Eve dönüp olan biteni annesine anlatır. Annesi onu okşar, sever, gönlünü alır, üzülmemesini söyler. Ertesi gün Keloğlan ormanda odun toplarken kendi kendine konuşarak derdini anlatır. Birden büyük bir ağaç konuşmaya başlar; Keloğlan’a üzülmemesini, yardım edeceğini söyler. Keloğlan önce korkar, şaşırır, heyecanlanır. Büyük Çınar, Keloğlan’a bir Bilgisayar verir. Nasıl çalıştığını anlatır, öğretir, Keloğlan heyecanla eve döner. Daha güzel ses çıkaran bir düdük nasıl yapılır? Bilgisayardan araştırır, bulduğu bir blok flüttür. Nasıl yapıldığını, öğrenip flüt yapmaya başlar. Ve bilgisayardan nota öğrenip, flüt çalıp şarkı söylemeyi öğrenirler. Artık merak ettiği bütün soruların cevabını bilgisayardan öğrenmektedir. Evde sevinç ve heyecan vardır. Yaptığı flütleri kasabaya götürür. Bir şarkı çalar, çocukların ilgisini çeker, çocuklar parasını verip tüm flütleri alır. Ve bilgisayarın sadece bir oyun aracı olmadığını çocuklara anlatır. O gün tüm çorap ve eldivenlerde satılmıştır. Kazandığı paralarla annesi ve kardeşi ile hep mutlu yaşarlar.

Etkinlik Ücreti: 5,00 TL