Konuşmacı: Karin Karakaşlı
Düzenleyen: Günışığı Kitaplığı
Tarih: 18.11.2012
Karin Karakaşlı çocuk edebiyatı ve yetişkinlerin çocuklar ile birlikte edebiyat okuması konularında düşüncelerini aktardı:
Çocuk edebiyatı, süreçte gelişim gösterdi. Bir şeyin başlangıcı değil, apayrı bir dünya olduğunu göstererek fuarın teması oldu.
Çocuklar ile birlikte kitap okumak, onların kitaplarla bağ kurmasını sağlıyor. Eskiden, çocuk edebiyatı hep ikinci plana atılırdı, oysa bu türe ait çok güzel kitaplar vardır. Yetişkinler çocuk kitabı okumaya çocuklar ile başlıyor ve sonra bunun zevkine varıyor.
“Gece Güneşi” adlı çocuk kitabı, benim en sevdiğim kitaptır. Kitap, hem yetişkinler, hem çocuklar için bireye selam niteliğindedir. Çocukken, “Küçük Ev” kitabını ve o kitaptaki bir bölümü özellikle çok severdim. Anneme kitabın o kısmını sürekli okuturdum ve zamanla kitap tam da o bölümden çatladı. O kitabı hala saklarım çünkü bana o kitapla kurduğum bağı ve kitap sayesinde, annem ile geçirdiğim zamandan ötürü kuruduğum bağı anımsatıyor.
Çocuk kitaplarında hayatın gerçekliği, didaktik unsurlardan uzaklaşılarak yansıtılır. Bu şekilde, özgün olurlar, çünkü çocuklar didaktik üsluptan sıkılır ve kitap ile ilgilenmez. Hayatın gerçekliği de, beraberinde umut aşılanarak yansıtılır. Bu kitapları okumak, yetişkinin içindeki en güzel yanı ortaya çıkarır; fazla işe yaramadığı için bastırılan, sahici, samimi, sorgulayan çocuk damarı tekrar belirir. Çocukla zaman geçirme konusunda da, yetişkinler karlı çıkar. Çocuk sahicidir, yetişkini büyütür, şaşırtır çünkü çocuk kendisidir ve seni de o dünyaya çeker. Onlar ile birlikte, kendi çocukluklarına da dönerler.
Çocuk kitapları evrensel niteliktedir, kuşaktan kuşağa geçer. Annenin, anneannenin okuduğu bir kitap, çocuğun eline geçer ve döngü tamamlanır. Çocuk edebiyatının en büyük zenginliklerinden biri, yetişkin gibi “ben oldum, tamamlandım” gibi şeyler söylememesidir ve bu yüzden, yetişkin hem çocuk ile zaman geçirir, hem de kitabın içinden geçer.
Çocuk edebiyatında artık konular çeşitlendi, yabancı kaynaklar da çeviriler ile Türkçeye kazandırılıyor. Bu açıdan şanslıyız. Ayrıca, günümüzde teknoloji gelişti, çocuklar mahalleden ziyade sitede oturuyorlar ve bu değişimlerin de edebiyata yansıtılması gerekiyor. Çocuk gerçeklik, sahicilik var ise kitabı okur. Bu açıdan, hayatın içindeki değişen ve gelişen durumlara uyum sağlamak gerekir.
Okumak, “Kitap okumak yararlıdır” söylemi ile oluşabilecek bir şey değildir. Ondan keyif alınabilen, umut alınabilen ve ona sevgi duyulan bir şeydir.
Karin Karakaşlı’nın sorusu üzerine ailelerinin okuma alışkanlıklarından bahseden çocuklar:
-Ailesindeki her bireye ait 5-6 raf kitap olduğu,
-Onun İngilizce öğrenmesini isteyen babasının, hep buna yönelik kitap aldığını ve bu durumdan hoşnut olmadığı,
-Annesinin okumadığını ama babasının okuduğu,
-Babasının başucunda bir koli kitap olduğu,
-Annesinin kardeşine her gece 1-3 kitap okuduğunu,
-Annesinin eskiden kitap okuduğunu, ama işe başladıktan sonra kitap okuyamayıp, hep çocuğuna kitap aldığı,
– Dedesinin eskiciye gidip 1 koli kitap aldığını, ama hiçbirini okumadığı gibi anlatımlarda bulundular.