Konuşmacı: Yeşim Saygın Armutak
Düzenleyen: Günışığı Kitaplığı
Tarih: 21.11.2012
Yeşim Saygın Armutak, okul öncesi grubu ve 7. sınıf öğrencileri ile interaktif bir söyleşi gerçekleştirdi. Çocuklar yazar ve yazmak hakkında merak ettikleri soruları yöneltti, Yeşim Saygın Armutak cevapladı:
-Sizi tanıyabilir miyiz?
Çocuk kitapları yazıyorum. Benim için hayata tutunmanın en kolay yolu. Bundan heyecan ve mutluluk duyuyorum.
Bir kızım var. Asıl mesleğim veteriner hekimlik ama yapmıyorum. Evde genellikle uyuyan ve bize pek pas vermeyen bir kedimiz var.
Çocuk kitaplarını, polisiye roman ve öyküleri, çikolatayı çok seviyorum.
-Kaç kitabınız var?
4 kitabım var; “Mızıkacı”, “Hayaletli Gölün Çocukları”, “Bataklığın Kıyısındaki Ev”, “Baykuş Yemini”.
-Kitaplarınızı ne düşünerek yazıyorsunuz?
Sevdiğim şeyleri ve onların bana çağrıştırdıklarını düşünerek yazıyorum.
-Genç kızlara özellikle hangi kitapları önerirsiniz?
İpek Ongun’u önerebilirim. Kızımın okuduğu kitapları biliyorum; çok sayıda farklı yazar var, onları sizin keşfetmenizi öneriyorum, hepsi farklı farklı kapılar açacaktır.
-“Baykuş Yemini”ni nasıl yazdınız?
Polisiye ve aksiyon tarzında bir roman. Ben deniz fenerini çok severim. Kitapta deniz feneri olsun istedim, rüzgarın ve dalgaların sesini duymak istedim ve iki yakın arkadaş istedim. Onların arasındaki ilişkiyi, hem arkadaşlık, hem de bir polisiye kurgusunda anlattım.
-Siz nasıl yazar oldunuz?
Çocukluktan beri hep çok kitap okudum. Bir dünya yaratmaktan, yaşadığımız dünyada o sırada olmayan insanlardan çok keyif aldım. Kendimi eğlendirmek istedim, kendi yapmak istediklerimi onlara yaptırarak başladım. Sonra dergilerde şiir yazma fırsatım oldu, ödül kazandım ve sürekli çocuk kitapları okuyorum. Çocuk ve gençlik kitapları yazmak istedim ve yazar oldum.
-En sevdiğiniz kitap hangisi?
Çocukluktan bu yana en sevdiğim kitap “Peter Pan”.
-Yazarken hiç sıkılmadınız veya yorulmadınız mı?
Ben sadece yazar değilim, başka işim de var ve genellikle kızım uyurken yazıyorum. Bu yüzden bazı zorluklar yaşıyorum.
-Yazar olmasaydınız ne olurdunuz?
Küçükken astronot olmak isterdim, ama Türkiye’de yapılamayacağını öğrenince çok bozuldum. Muhtemelen tiyatrocu olurdum, tiyatroyu çok seviyorum.
-Yazarken nelerden ilham alıyorsunuz?
Gizemli, çekici görünen, ilk olarak benim sevdiğim, beni eğlendiren, mutlu eden şeylerden ilham alıyorum.
-Kitabın en çok nesini seviyorsunuz?
Başını; bir şeyin başı bana her zaman heyecan verir. Sonunu; bittiği ve artık tamamlandığı için seviyorum.
-Şiirin başından sonuna kadar kafiye mi olmalıdır?
Bence hayır, özgür olarak yazmadan keyif alınmaz.
-Neden kitap okumalıyız?
Dünya çok büyük; her insanı tanıyamam, her yere gidemem, türlü maceralar yaşayamam. Ben kitap okuyarak her yere gidip, oralarda türlü maceralar yaşıyorum.
-Küçükken en sevdiğiniz ders neydi?
Türkçe ve İngilizce.
-Siz hangi kitapları seversiniz?
İnsanların hayatlarını ve hangi aşamalardan geçtiklerini merak ettiğim için biyografileri, çocuk ve gençlik kitaplarını, polisiye kitapları seviyorum.
-Siz hangi yazarları seviyorsunuz?
Sallinger, Zeynep Cemali’yi seviyorum. Dünya büyülü bir yer, sevdiğim birçok yazar var.
-Kitaplar hep üzgün ya da mutlu bitmek zorunda mı?
Hayır, bir aşamadan sonra karakterlerin kendi kişilikleri oluyor ve onlar sizi nereye götürmek isterse, siz de oraya gidiyorsunuz.
-Kitap yazarken iyi gitmediğini düşündüğünüzde ne yaparsınız?
Ara veririm, kendimi zorlamam.
Yeşim Saygın Armutak:
Bir kitabı okumaya veya okutmaya zorlamak, çocukların o kitapla ve diğer kitaplarla arasının bozulmasına neden olur. Çocuk sevdiği, seçtiği kitabı okuyarak kitap okumayı sever. O yüzden, “kitap okumama hakkı” sonuna kadar kullanılmalıdır.
Çocuklar genellikle mizah, serüven kitaplarını ve genç kızların hayatını anlatan kitapları seviyor. Çocuğun kendisi “o kahraman” yerine geçmek ister, oradaki karakterleri çevresindeki insanlara benzetir. Mesela çekingen bir karakteri, sınıfındaki bir arkadaşına benzetir. Çocukları, özdeşleştirme imkanı sağlayan, günlük hayatta kendine benzetebileceği, kendi yaşadıklarını yaşayan karakterler etkiliyor.
Çocuklar günlük yazabilir; hayatı eskiden nasıl, şimdi nasıl gördüğünü, özellikle düşüncelerindeki değişimleri, bir sihirbaz gösterisi gibi izleyebilir.