Çocuklara duyulan büyük sevgi, en sık ‘öpücükler’ ile ifade ediliyor. Ancak, çocuklarını özellikle dudaklarından öpen ebeveynlerin bu davranıştan kaçınmalarında fayda var; çünkü bu öpücükler, çocuklarda birçok ciddi komplikasyonlar oluşturabilen ‘öpücük’ hastalığına yol açabiliyor.
Yakın temas, tükürük ve boğaz salgıları aracılığıyla bulaştığı için halk arasında ‘öpücük hastalığı’ olarak bilinen “Enfeksiyöz Mononukleoz”, sıklıkla Eptein-Barr virüsü (EBV) daha nadir olarak da sitomegalovirüs ( CMV) nedeniyle oluşan viral bir hastalık olarak nitelendiriliyor.
Hastalık, hemen her yaşta görülse de en sık 15-18 yaş grubunda ve 5 yaşın altındaki çocuklarda ortaya çıkıyor. Yurtdışı istatistik verilerine göre 5 yaşına kadar Epstein-Barr virüsü ile karşılaşma oranı yüzde 50 gibi yüksek bir oranda seyrediyor. Bu hastalık fark edilmeyecek kadar hafif seyredip hiçbir sorun oluşturmayacağı gibi, yüksek ateş, halsizlik, boğaz ve baş ağrısı gibi yakınmalarla çok ağır da seyredebiliyor. Üstelik şiddetli seyrettiğinde tedavide geç kalınırsa dalak yırtılmasından menenjite, zatürree’den kalp zarının iltihaplanmasına kadar oldukça ciddi tablolar oluşturabiliyor.
Acıbadem Fulya Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Hülya Kuşoğlu, “Ailelerin çocuklarını özellikle dudaklarından öpmekten kaçınmaları çok önemli. Ayrıca ağızlarıyla temas etmiş olan çatal, kaşık ve bardak gibi nesneleri de çocuklarına kullandırmamaları da bir o kadar önem taşıyor. Çünkü virüs tükürük veya ağız salgıları yoluyla çocuğa bulaşarak onu hasta edebiliyor” diyor.
Öpücük hastalığı ciddi komplikasyonlara neden olabiliyor
Öpücük hastalığının özgün bir tedavisi yok. Ancak hastalığın daha hafif seyretmesi için çeşitli yöntemlere başvuruluyor.
Dr. Hülya Kuşoğlu, çocuğun istirahat etmesine ve bol sıvı almasına dikkat edilmezse öpücük hastalığının çeşitli komplikasyonlara yol açabileceği uyarısında bulunarak şunları söylüyor:
“Karaciğer tutulumu olursa sarılığa dönüşebiliyor. Dalak büyümesi veya yırtılmasına yol açabiliyor. Epstein-barr virüsü merkezi sinir sistemini etkileyip menenjit, akciğerleri etkileyip zatürre, hatta kalbi çevreleyen zarı etkileyip bu zarın iltihaplanmasına (perikardit) neden olabiliyor. Bu yüzden öpücük hastalığında erken tanı yaşamsal öneme sahip olabiliyor.”
Öpücük hastalığının belirtileri nelerdir?
Öpücük hastalığı, çocuklarda genellikle 2-4 haftalık kuluçka dönemi sonrasında belirti veriyor. Belirtiler birkaç hafta içinde hafifleme eğiliminde oluyor. Ancak yorgunluk hali ve büyümüş olan lenf bezeleri ile dalak gibi organların tamamen normale dönmesi birkaç ayı bulabiliyor. Dr. Hülya Kuşoğlu, çocuklarda en sık görülen belirtileri şöyle sıralıyor:
- Vücutta yaygın halsizlik ve yorgunluk hissi,
- Ateş,
- Boğaz ağrısı,
- Bademciklerde büyüme ve bazen bademcikler üzerinde beyaz iltihap alanları,
- Özellikle boyun lenf bezeleri olmak üzere koltuk altı ve kasık bölgesi dahil tüm vücut lenf bezelerinde büyüme,
- Baş ağrısı,
- Yüzde 50’sinde dalakta büyüme ve karnın dalak bölgesinde dolgunluk hissi,
- Yüzde 20 sinde karaciğerde büyüme,
- Cilt döküntüsü.
Antibiyotik tedavisi işe yaramıyor
Dr. Hülya Kuşoğlu, öpücük hastalığının viral bir hastalık olduğu için bakteriyel enfeksiyonlarda kullanılan antibiyotik tedavisinin fayda sağlamadığını belirtiyor.
Dr. Hülya Kuşoğlu, enfekte olan çocuğun fiziksel aktiviteden uzak durması, bol bol istirahat etmesi ve yine bol sıvı alması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca ateş yüksekliği durumunda ateş düşürücü ilaç kullanması öneriliyor.
Komplike vakalarda, merkezi sinir sistemi tutulumunda, hemolitik anemi veya trombositopeni vakalarında, solunum yolu darlığı gelişmesi halinde nadir olarak kısa süreli kortikosteroid kullanmak gerekebiliyor. İyileşme 2-4 hafta içinde beklense de, bazı durumlarda halsizlik 6 aya kadar devam edebiliyor.