Her canlıda, doğumundan itibaren bulunan pek çok refleks vardır. Yetişkinlik döneminde, bu reflekslerin sayısı gitgide azalır. Yeni doğan bebeklerde ise, yetişkinlerden farklı refleksler bulunur.
Bebekler kendilerini konuşarak ifade edemedikleri için, istemsiz bir şekilde gerçekleştirdikleri bu hareketlerle dış dünyaya kendilerini anlatır.
Bebeklerin gerek uykuda, gerek uyanıkken yaptığı sıçrama, gerinme ve hıçkırma gibi hareketler genellikle istemsiz bir şekilde gerçekleşen reflekslerdir. Bu reflekslerin yerinde olup olmadığı, nörolojik kontrol neticesinde bebek doğduğu zaman doktorlar tarafından belirlenir.
Bebeklerde ilk gelişen reflekslerin başında, emme hareketi gelir. Bu hareket, henüz anne karnındayken gelişir. Doğum sonrasında yutma refleksini de kazanan bebek, anne memesini kendine öğretilmiş gibi emer ve sütü yutmayı başarır.
Bebeklerdeki diğer bir refleks ise, yakalamadır. İçgüdüsel olarak yapılan bu refleks, ilerleyen dönemlerde ellerini kullanma yetkinliğini arttırmalarının birinci basamağıdır.
Ani hareketler ile korkutulan bebek ise, bu duruma sıçrama refleksiyle karşılık verir. Sıçrama refleksi, bebeğin kendini korumak adına geliştirdiği bir reflekstir.
Bu reflekslerin tamamı ve daha fazlası, bebeklerin dış dünyayla iletişim kurması, zaman zaman da kendilerini koruması adına vücutta gelişmiştir. Bebekler, kendilerini ifade etmek için yeni yollar öğrenip bilinçlenmeye başladıkça bu reflekslerin bir kısmı kaybolmaktadır.