Milliyet, ülke, sosyal ya da ekonomik farklılık gözetmeden her 800 doğumda bir görülen Down Sendromu, genetik bir farklılık… 21. kromozomun 3 adet olmasından kaynaklanan Down Sendromu’nu gündeme getirmek amacıyla her yıl 3’üncü ayın 21’inde kutlanan Dünya Down Sendromu Günü, toplumsal farkındalığı artırmak amacıyla ülkemizde de çeşitli etkinlerle kutlanacak.
Dünya Down Sendromu Günü kapsamında, Türkiye Down Sendromu Derneği’nin 20 Mart 2011 tarihinde gerçekleştirileceği 2. Uluslararası Down Sendromu Semineri renkli görüntülere sahne olacak. Yapı Kredi Plaza’da Hollandalı ve Türk uzmanlarının katılacağı seminerde Dr. Peter E.M. Lauteslager Başkanlığında Down Development Ekibi, “Fizyoterapi”, Anadolu Üniversitesi’nden Doç. Dr. İbrahim Diken, “Responsive Tecahing”, Psikolog ve Özel Eğitim Uzmanı Sezgin Kartal, , “Davranış Bozuklukları”, Yard.Doç.Dr.Aysun Çolak “Kaynaştırma Uygulamaları”, Avukat Işıl Bağatur ise “Yasal Haklar” konusunda bilgilerini paylaşacak.
Seminer kapsamında ayrıca Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilecek bir panel de yer alacak. “Söz Bizim” konulu panelin katılımcılarını ise değişik yaş ve meslek gruplarına ait Down Sendromlular oluşturacak. Hepsi farklı hayatlara sahip Down Sendromlu olan bu insanların ortak noktası ise, sahip oldukları yetenekler ve değerler üzerinde mutlu bir hayat inşa etmiş olmaları…
Down Sendromlu insanların da harika birer okul arkadaşı, iş arkadaşı ve dost olabileceklerini göstermeyi amaçlayan bu panelde onların da hayatı dolu dolu yaşadıklarına dikkat çekilecek. Panele katılan Down Sendromlu genç ve yetişkinler hayatlarını ve hayallerini konuklar ile paylaşacak.
“Söz Bizim” konulu panelin katılımcıları:
Ayşegül Duran 32 yaşında, ilkokul ve iş meslek lisesini bitirdi, yedi kardeşler. Haftada 3 gün Metin Sabancı Rehabilitasyon Merkezi’nde el sanatları kursunda yardımcı öğretmenlik yapıyor. Maaşını kazanıyor ve ev bütçesine katkı sağlıyor.
Bengü Yüce 50 yaşında, eğitim alamadı, doğduğu yıllarda böyle bir şeyin adı bile yoktu, ama ailesinin desteği ile kendini geliştirdi, İZEV Vakfında aşçı olarak çalışıyor. İşini çok seviyor. “Her sabah koşarak gidiyorum” diyor.
Beyzanur Erdoğan 17 yaşında, iş meslek lisesi öğrencisi. Dansı, özellikle Tangoyu çok seviyor, ama kendine ayak uyduracak dans partneri bulamamaktan şikayetçi. “En faydalı spor yüzmektir” diyor, Özel olimpiyatlarda yarışları var.
Feyza Özveren 16 yaşında, iş meslek lisesi öğrencisi, en büyük keyfi arkadaşlarıyla bir araya gelip sinemaya gitmek. Okulda tiyatro yapıyor, meslek olarak tiyatro oyuncusu olmayı düşünüyor.
Ozan Ulusoy 23 yaşında, matbaa eğitimi aldı, kalfalık belgesi var ama pek sevmiyor, bir kafede garson olarak çalışıyor. Sanata çok meraklı, bir şiir kitabı var, her sezon yeni tiyatro oyunlarını kaçırmıyor.
Robert Cem Osborn 16 yaşında, kolej öğrencisi, iki yıldır sınıf başkanı. İngilizce biliyor. Fotoğraf çekiyor, geçen yıl ilk sergisini açtı. Bu sene yeni sergiye hazırlanıyor. Rock müzik dinliyor, gitar çalmayı öğreniyor.
Serkan Birkandan 40 yaşında, iş meslek lisesi mezunu, engelliler spor antrenör yardımcısı. Sporu ve özellikle tenisi çok seviyor. “Çalışma hayatı güzel ama artık emekli olacağım, biraz da gençlere yer açmak lazım” diyor.