Anne Baba Okulu

Abartılmayan Sınav Kaygısı Motive Edici Olabilir

Sınav kaygısı konusunda ailelere çok büyük görevler düştüğünü söyleyen Medical Park Bahçelievler Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Hülya Yanbay, “Anne ve baba sınavı ölüm kalım meselesi olarak görmemeli ve çocuklarının potansiyeline uygun olarak gerçekçi beklentiler içerisinde olmalı” dedi.

Dozunda olduğu sürece sınav kaygısı, hedefe ulaşmak için motive edici normal bir duygu ancak performansı olumsuz yönde etkileyecek kadar yaşanan sınav kaygısı çocukları çıkmaza sürüklüyor.

Çocuktaki sınav kaygısının fobiye dönüşmesinde en büyük etkenin ailelerin yanlış yaklaşımları olduğunu belirten Medical Park Bahçelievler Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Hülya Yanbay, kaygının nasıl fobiye dönüştüğünü anlattı:

Önceden öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan yoğun kaygıya sınav kaygısı denilir. Çarpıntı, terleme, titreme, kaslarda gerginlik, sık idrara çıkma, ateş basması, mide bulantısı sık görülen fiziksel belirtilerdir.

Tiresome lesson

Huzursuzluk, iç sıkıntısı, tahammülsüzlük, sinirlilik, kontrolünü kaybetme endişesi gibi duygusal belirtiler olabilir, dikkat ve konsantrasyonda bozulma, unutkanlık görülür. Kaygı nedeniyle sınavı terk etmek ya da hiç girmemek de olabilir.

Kişi okuduğunu anlayamaz, bildiklerini anahtar kelimeler aracılığıyla hafızasından taşıyamaz, sınav sorularına değil bedensel belirtilerine odaklanır.

Dozunda sınav kaygısı dikkati artırabilir

  • Sınavla ilgili belli düzeyde kaygı beklenen bir durumdur, öğrencinin dikkatini arttırır, motivasyonunu sağlar. Sorun öğrencinin performansını düşürecek düzeyde aşırı kaygıdır.
  • Öğrencinin sınavla ilgili olumsuz otomatik düşünceleri, bilişsel çarpıtmalar sınav kaygısının oluşmasında önemli faktördür. Gerçekçi olmayan düşünce biçimleri söz konusudur.
  • Aile ve sosyal çevrenin beklentileri, ayrıca kişinin kaygıya eğilimli yapıda olması, mükemmeliyetçi, rekabetçi özellikler kişide sınav kaygısının gelişmesinde etkilidirler.

iStock_000054866150_Large

Kaygıyla verimli çalışamazlar

  • Kişiyi kaygılandıran aslında sınav değil, sınava ve sınavın sonuçlarına atfettiği anlamlardır.
  • Elbette sınava girecek kişilerin arzusu sınavda başarılı olmaktır, bu bir ‘istek’ olarak kabul edilmelidir. Sınavı kazanmak olmazsa olmaz bir yasa olarak değerlendirilmemeli, tek ve son hedef olmamalı.
  • Kaygı düzeyi yüksek kişiler sınava çalışmak için genellikle daha fazla zaman ayırırlar ancak kaygıları nedeniyle yeterince verim alamazlar. Bu durum kaygılarının daha fazla artmasına ve bıkkınlığa neden olur.

Sınav tehdit değildir

Öğrencinin sınavla ilgili gerçekçi olmayan düşünce alışkanlıklarını ve inançlarını saptayıp, bunları gerçekçi ve işlevsel olanlarla değiştirilmesi gerekir.

Kaygıya meyilli öğrenciler sınavı bilgi ve becerilerini ölçen bir araç olarak değil, tehdit olarak değerlendirirler. Sınav sırasında kaygı belirtileri oluştuğunda bunun normal bir durum olduğu, sınava giren başkalarında da az ya da çok bu durumun olabileceği hatırlanmalıdır.

Çocuğunuza destek olun

Aileler öncelikle kendi kaygılarının farkında olmalıdırlar çünkü kaygı bulaşıcı bir duygudur. Sınav ölüm kalım meselesi olarak gündemde olmamalı. Aile çocuklarını başkalarıyla kıyaslamamalı. Çocuklarının potansiyelini bilmeli, gerçekçi beklentiler içinde olmalıdırlar. Empatik yaklaşım, koşulsuz sevgi ve destek ailenin yapabileceği en büyük yardım olur.

Sınav kaygısının neden olduğu fiziksel belirtiler için gevşeme ve nefes alma egzersizlerinden faydalanılabilir. Eşlik eden bir psikiyatrik hastalık varsa veya kaygı belirtileri nedeniyle işlevsellik bozulmuşsa psikiyatrik başvuru yapılabilir.

Yorumları Göster

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir