AÇEV ve ERG, Erken Çocukluk Eğitimi Raporunu Yayımladı

Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) ile Eğitim Reformu Girişimi (ERG) tarafından hazırlanan “Her Çocuğa Eşit Fırsat: Türkiye’de Erken Çocukluk Eğitiminin Durumu ve Öneriler” başlıklı notta, 4+4+4 eğitim sisteminin okullulaşma oranını düşürdüğü belirtildi.

Türkiye’de erken çocukluk eğitimi ile ilgili yayımlanan bilgi notunda, en az bir yıl zorunlu ve nitelikli okul öncesi eğitimin hayata geçirilmesinin önemine dikkat çekildi. Erken çocukluk eğitimine ilişkin güncel durumu ele alan notta, bireylerin uzun vadede daha sağlıklı olmaları, eğitim sistemi içerisinde daha uzun süre yer almaları ve akademik anlamda daha başarılı olmaları için, erken çocukluk eğitiminin yaygınlaştırılması ve nitelikli hale getirilmesinin önemi vurgulandı.

Türkiye’de Erken Çocukluk Eğitiminin Durumu

Rapora göre, Türkiye’de erken çocukluk eğitimi konusunda, farklı yaş grupları, farklı bölgeler ve farklı sosyoekonomik düzeylerin tümünde farkındalık yüksek. Ancak erişim sorunu ve eğitimin paralı olması, çocukların okul öncesi eğitimden yararlanmasını engelliyor.

Son 10 yılda Türkiye’de erken çocukluk eğitimi ile ilgili önemli gelişmeler yaşanmış olmasına rağmen; 2011-12 eğitim-öğretim yılında yüzde 67 olan 5 yaş okullulaşma oranının “4+4+4” sonrasındaki dönemde düşüş gösterip 2014-15 eğitim-öğretim yılında yüzde 53.8’e gerilemiş durumda. Buna göre, “4+4+4 sistemi” okullaşma oranının azalmasına yol açmış durumda.

Çocukların erken çocukluk dönemi eğitimi alamaması, okula uyumda zorluk yaşamalarına yol açtığı gibi, akademik başarılarını da olumsuz etkiliyor.

Öneriler

“Her Çocuğa Eşit Fırsat: Türkiye’de Erken Çocukluk Eğitiminin Durumu ve Öneriler” başlığıyla yayımlanan rapora göre, erken çocukluk eğitimi alanında öncelikli olarak atılması gereken adımlar şöyle:

  • Türkiye’de en az bir yıl zorunlu ve nitelikli okul öncesi eğitim yaşama geçirilmeli ve en kısa zamanda daha erken yaşlara da hizmet sunacak modeller ve en risk altında olan çocukları öncelikli hale getirecek politikalar geliştirilmeli.
  • Erken çocukluk eğitimi sürecinde aile katılımı güçlendirilmeli.
  • Türkiye’ye uygun ve katılımcı bir biçimde geliştirilmiş olan “Erken Çocukluk Eğitimi Kalite Standartları” bir rehber olarak uygulanmalı.
  • Öğretmenlerin mesleki standartları ve hizmet öncesi eğitimin niteliği iyileştirilmeli.
  • Erken çocukluk dönemi çok boyutlu olarak ele alınmalı.