Ailede iletişim nasıl olmalı? Sağlıklı iletişim kurabilmek için nlere dikkat etmek gerekir? Aile içi iletiimin önemi nedir?
Çocuk gelişimi, çocuk ve ergen psikolojisi ve aile içi iletişim gibi konularda eğitim eksikliği dikkat çekerken, bu alandaki eğitim yoksunluğu çocukların geleceğini olumsuz etkiliyor. Çocuk Hakları Koruma Platformu tarafından hazırlanan “Türkiye’de Aile ve Çocuk Eğitimi Araştırma Raporu”na göre, Türkiye’deki ailelerin %66’sı aile içi iletişim gibi konularda eğitime ihtiyaç duyuyor.
Çocuk Hakları Koruma Platformu tarafından 15 kentte 1237 kişi ile yapılan araştırmaya göre, ailelerin yüzde 20’si Türkiye’nin Çocuk Hakları Evrensel Beyannamesini imzaladığını bilmiyor. Araştırmaya katılan ebeveyn ve koruyucu ailelerin yüzde 66’sı özgüvenli, saygılı, çevresine faydalı ve doğru iletişim kurabilen bireyler yetiştirebilmek için eğitim almaları gerektiğini düşünüyor. Katılımcıların yüzde 31’i bu eğitimin lise ve üniversitelerde verilmesi gerektiğini düşünürken yüzde 12’si ise evlenmeden önce eğitim verilmesi gerektiğini savunuyor.
Aile içi iletişim, bebek ve çocuk psikolojisi, ergenlerle iletişim gibi konularda araştırmaya katılan ebeveyn ve koruyucu ailelerin eksikliği dikkat çekiyor. Katılımcıların bilgi eksikliğinin kaynaklarından biri de maddi yetersizlik olarak gösteriliyor. Araştırmada çocuk istismarı gibi konularda da katılımcıların büyük çoğunluğu çocuk psikolojisi ve yasal başvurular konusunda bilgi eksikliği yaşıyor.
Aile her şeyden önce bir sistemdir. Aile içindeki iletişim bireylerin kişisel özellikleriyle ilişkilidir. Ama yine de kendine ait bir yapısı, düzeni ve özellikleri vardır. Aile üyeleri birbirlerinden aldıkları mesajlar ile kendilerini değerli veya değersiz, güvende veya güvensiz hissederler. Bu durum onların psikososyal ve sosyokültürel konumlarını, işlevselliklerini ve ruhsal durumlarını etkiler. Bu doğrultuda, sağlıklı birey, sağlıklı fonksiyonel aileyi, sağlıklı aile de sağlıklı toplumu oluşturmaktadır.
Ailede iletişim oldukça önemli bir konudur. Sağlıklı bir iletişim şu unsurları barındırmalı:
Ailelerin sorunlara yaklaşımı ve çözüm şeklini anlatır. Yemeği kimin pişireceğinden maddi yükü kimin üstleneceği gibi maddesel problemler ve aile üyelerinin birbirine karşı yaşadıkları olumsuz duyguların çözümü gibi duygusal problemlerin üstesinden gelebilme bu kategoride değerlendirilir. Problemler aile bireyleri tarafından tanımlanabiliyor ve konuşulabiliyorsa, çözüm önerileri sunulup, çözümü konusunda ortak karar alınabiliyorsa çözüme uygun davranışlar uygulanıyor ve sonuçları aile içinde kimse suçlanmadan değerlendirilebiliyorsa bu sağlıklı ailenin bir göstergesidir.
Ailede sözlü ve sözsüz mesajların nasıl ifade edildiğine gönderme yapar. Aile içinde iletişimin olabildiğince açık ve direkt olması ailenin sağlıklılığına işaret eder. Ev işlerinden bunalan ve yardım isteyen bir annenin çocuğuna çok sorumsuzsun, çok dağınıksın demesi yerine ev işlerinden çok yoruluyorum en azından odanı sen topla diyebilmesidir.Aslında açık ve direkt iletişim yani sağlıklı iletişim tartışmalar yaşansa bile yine çözüm bulunabileceğini gösterir.
Ailenin çeşitli fonksiyonlarının karşılandığı, aile bireylerinin çoğu zaman otomatik olarak yerine getirdiği davranış kalıplarıdır. Ailede kimin hangi görevi üstlendiğinden aile içindeki sınırların nasıl korunduğuna kadar geniş bir yelpazeye işaret eder. Örneğin toplumda anne babanın sorumluluğu olarak kabul edilen özellikler, aile içinde de uygulanabiliyorsa yani anne-baba, anne babalığının, çocuk çocukluğunun bilincinde ise, bu davranış kalıpları içinde davranabiliyorlarsa ve bu ailenin her bireyi tarafından kabul edilebiliyorsa bu ailedeki rol dağılımının sağlıklı olduğunu gösterir.
Aile bireylerinin duygusal durumlarına uygun şekilde karşılık verebilmelerini ortak ya da bireysel aktivitelerini paylaşabilmeyi ifade eder. Ailenin sıkıntı yaşayan bir üyesinin kendini anlaşılmış hissedebilmesi, uygun şekilde yardım görebileceğini bilmesi ailenin sağlıklı oluşuna işaret eder. Benzer şekilde arkadaşlarıyla vakit geçirmek isteyen bir ergenin ailenin bilgisi dahilinde ama özelini de koruyarak huzurlu vakit geçirebilmesi de sağlıklılığın göstergesidir. Tıpkı keyifle ve ailece yenen akşam yemekleri gibi.
Fiziksel olarak tehlikeli durumlarda psikobiyolojik ihtiyaçların karşılanması noktasında ve aile üyelerinin sosyal kontrole ihtiyacı olduğunda kendini gösterir. Ne çok katı ve değiştirilemez, ne de tamamen boş vermiş davranışlar yerine yeterince esnek ve duruma uygun davranışlar gösterebilmesi ailenin sağlıklı oluşuyla alakalıdır. Yani karnesinde kırık notlar olduğu için hayatının karartılacağını düşündüğünden, çocuk kendi hayatını karartma kararı verebiliyorsa, sağlıklı iletişim kurulan ailede yetiştiği söylenemez. Cezalandırılacağını bildiği halde, notlarının kendi sorumluluğunda olduğunu, düzeltilebileceğini aile içinde öğrenebilmiş çocukların aile bireyleri arasında sağlıklı ilişkileri kurulmuş demektir.
Yukarıda saydığımız beş temel unsurda, iyi kötü bir denge tutturmuş gerekli olan durumlarda esneklik gösterebilen ve değişime ayak uydurabilen aileler sağlıklı ailelerdir ve aile üyelerinin sağlıklı bireyler olabilmelerine olanak sağlar. Ailede iletişim ve etkileşimi engelleyen faktörler ise;
Yaşayan her fert; kendine özgü anlayışı, kişiliği, değer yapısı, entellektüel düzeyi, duygu ve düşünceleri, kimlik yapısı, yetişme tarzı, sosyokültürel statüsü ile yaşayan, hisseden, etkilenen biyopsikososyal bir bütündür. Bu durumda konuşulan her sözün, verilen her mesajın, her jest ve mimiğin iyi veya kötü manada karşıdaki kişide bir etki yaptığı kesindir.
Saygı duymak: Karşımızdaki kişilere saygı duymak onların varlığını kabul etmek, önemli ve değerli olduklarını hissettirmek, olduğu gibi benimsemek anlamını taşır.
Doğal davranabilmek: Abartıdan uzak, olduğu gibi davranmaktır.
Empati: İletişimin belki de en önemli öğesidir. Bir anlamda dış dünyayı karşımızdaki kişinin penceresinden görmeye çalışmaktır. Kurulan bu duygu ortaklığı, iletişimi güçlü kılar.
Etkin dinleme: İyi bir dinleyici, iletişim kurduğu kişinin yalnız söylediklerine değil yüzü, eli, kolu ve bedeniyle yaptıklarına da dikkat eder. Çünkü yüz ifadeleri, el ve kol hareketleri, bedenin duruş tarzı, sesin tonu gibi sessiz mesajlar kullanarak da iletişim kurulur. Etkin dinleme dinleyenin, anlatılanı yalnız duyduğunu değil, aynı zamanda doğru olarak anladığını gösterir. Bu yüzden bu yöntem en sağlıklı iletişim yöntemi olarak kabul edilmektedir.
Etkili iletişimin temelinde bireyin kendisini tanıması, kendi değerlerinin ve tutumlarının farkında olması ve kendine güveni yatar. İyi bir iletişimci ipuçlarını anında görür (jestler, mimikler, beden duruşu) ve onları gerçekçi olarak değerlendirir. Etkili iletişim için etkin dinleme, tepki verme, olumlu yaklaşım ve beden dili kavramları önem taşımaktadır.
Başarılı iletişimin en önemli koşullarından biri, kişiler arasında amaç birliğinin sağlanmasıdır. Amacı belli olan mesaj yerine daha kolay ulaşır. İletişimde başarıyı etkileyen diğer önemli bir nokta da mesajın gideceği kişiyi tanıyarak, onun kişilik yapısına uygun olan bilgi gönderme yöntemini seçmektir. Bu arada mesajın alıcı tarafından anlaşılıp anlaşılmadığı kontrol edilmelidir. Çünkü mesaj iyi anlaşılmamışsa beklenen davranış yerine, yanlış bir davranış gelişebilir ya da anlam kaybolabilir. Böylece verici ile alıcı arasında amaç birliği sağlanamamış ve mesaj istenen anlamda gerçekleşmemiş olur.
Kaynaklar:
Çocuk dostu şehir nedir? Çocuk dostu bir şehir nasıl olmalı? Çocuk dosu şehirler için çocukların…
Çocukların sağlıklı beslenmesini sağlamak; obezite riskini azaltıyor, çocuğun daha sağlıklı bir vücuda sahip olmasını sağlıyor…
Ek besinlere geçen bebeklere haftada bir defa balık verilebileceği gibi, bebeğin fizyolojik durumu ve alerjisi…
Çocuklarda stresi azaltan egzersizler neledir? Çocuklar hangi sebeplerle stres yaşamaktadır? Stres nasıl önlenebilir? Her Altı…
Okul çağındaki çocukların beslenme düzenleri çocukların sağlıklı fiziksel ve zihinsel gelişimi açısından büyük önem taşıyor.
Çocukların yeni yıla daha mutlu girmesini sağlayabilmek için, arkadaşlarıyla birlikte eğlenebileceği bir parti hazırlayabilirsiniz.