Simurg Anka Kuşları
Bir rivayete göre kuşların hükümdarı olan Simurg Anka, Bilgi Ağacının dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş. Bütün kuşlar Simurg’a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürlermiş. Kuşlar dünyasında herhangi bir şey ters gidince, Simurg’u beklermiş. Ne var ki, Simurg ortada görünmeyince kuşkulanmışlar ve sonunda umudu kesmişler.
Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg’un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg’un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg’un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler. Ancak Simurg’un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağının tepesindeymiş. Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş. Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. Aralarında yorulanlar ve düşenler olmuş.
Önce güle olan aşkını hatırlayıp bülbül geri dönmüş. Papağan, o güzelim tüylerini yüzünden kafese kapatıldığı halde, o da tüylerini bahane edip geri dönmüş. Kartal, yükseklerdeki krallığını bırakamadığı için geri dönmüş. Baykuş, balıkçıl kil bataklığını özlediği için geri dönmüş.
Yedi vadi üzerinden uçtukça kuşların sayıları gittikçe azalmış. Altıncı Vadi “şaşkınlık”, yedinci vadi “yok oluş” vadisiymiş. Kaf Dağına vardıklarında geriye otuz kuş kalmış. Simurg’un yuvasını bulunca öğrenmişler ki “Simurg Anka”,”Otuz Kuş” demekmiş. Yani aslında bu otuz kuşun her biri birer “Simurg”muş…