Bu yıl ilk kez ülkemizde 23 Şubat’ta gerçekleştirilecek “Güvenli İnternet Günü” ne yönelik yapılan araştırmada Türkiye’deki ailelerin yüzde 90’ının çocuklarının internette risk altında olduğunu düşündüğü ortaya çıktı.
Çocuklar ve gençler başta olmak üzere internet kullanan herkese güvenli bir internet ortamı sağlamak için Avrupa Komisyonu “Güvenli İnternet Programı” kapsamında INSAFE tarafından 2004 yılında başlatılan “Güvenli İnternet Günü”, bu yıl ilk kez 23 Şubat’ta ülkemizde gerçekleştiriliyor.
Ulaştırma Bakanlığı İnternet Kurulu ve MMI Türkiye tarafından organize edilen, Turkcell, Türk Telekom ve Mynet’in sponsor olduğu etkinlik için, bağımsız bir araştırma kuruluşu olan Dataprofil, “Ebeveynlerin İnternet Algıları ve Eğilimleri” konulu bir araştırma yaptı. Araştırmada günümüzde bir aile bireyi haline gelen interneti, anne-babaların nasıl algıladığı, internet kullanımı konusunda ailelerin yaşadığı temel problemlerin ne olduğu ve çocuklara internetin güvenli kullanımı bilincinin nasıl verilmesi gerektiği konusunda tespitler yapıldı.
6-17 yaş aralığında internet kullanıcısı çocuğu olan 10 bin 992 anne-baba ve 12-17 yaş aralığında 2 bin 816 çocuk üzerinde uygulanan araştırmanın en ilginç sonucu, Türkiye’deki ailelerin yüzde 90’ının çocuklarının internet kullanırken çeşitli risklerle karşı karşıya olduklarını düşünmesi oldu. Anne-babaların çoğu, çocuklarının internet kullanırken “müstehcen” ve “şiddet” içerikli görüntülere maruz kalabileceğini ya da bu tür sitelere girebileceğini, internete veya cep telefonuna bağımlı olabileceğini, kişisel ve özel bilgilerinin yabancıların eline geçebileceğini, internet üzerinden istismara ve tacize maruz kalabileceğini ve kötü niyetli kişilerle tanışıp arkadaşlık edebileceğini düşünüp endişeleniyor.
Çocuklar en çok evden internete giriyor
Araştırma 6-17 yaş çocukların internete nereden bağlandıkları konusunda da önemli bilgiler verdi. Sonuçlara göre çocukların yüzde 51.6’sı internete ayrı bir odadan bağlanıyor. Ayrıca yaş büyüdükçe çocuklar, kendilerine ait bağımsız bir bölümde internet kullanmayı tercih ediyor ve internette daha çok zaman geçirmeye başlıyor. Aileler, çocuklarının beraber vakit geçirmekten, kitap okumaktan, dışarıda arkadaşlarıyla oyun oynamaktan vazgeçerek internete bağlandıklarını belirtiyor. Bu durum da çocukların “sanal ortam”la, “gerçeklik” arasında bir bocalama yaşadığını ortaya koyuyor.
Araştırmada ön plana çıkan diğer konular
Küçük yaşlarda günde 80 dakika kadar olan ortalama internet kullanımı, 15 yaşından sonra 2 saatin üzerine çıkıyor. Büyük yaş grupları internetten müzik dinlemek, film izlemek ve sohbet etmeye daha çok vakit ayırıyor. Küçük yaştaki çocuklar ise internette daha çok oyun oynuyor.
Çocuklar zararlı içeriklerle karşılaştıklarında genelde bunu anne-babaları ile paylaşıyor ama yaş ilerledikçe yardım talebi önemli ölçüde azalıyor.
Anne-babalar, internet kullanan çocuklarını çoğunlukla takip ediyor. Onlarla konuşmak en yaygın yöntem olmakla beraber, özellikle küçük yaş gruplarında çocukların yanına oturma veya gizlice gözleme daha çok tercih ediliyor. Çocukların yaşları büyüdükçe onları takip etmek ise zorlaşıyor.
Genelde çocuklara internet kullanımıyla ilgili çeşitli kısıtlamalar ve yasaklar getiriliyor. Zararlı içerikli sitelere girilmesi ve internette uzun zaman geçirmelerini engelleme yazılımlarına başvuruluyor.
Anne-babaların yarısından fazlası çocukların internette oyun oynamasının onlar üzerinde olumlu etkileri olduğuna inanıyor. Yalnız çocukların yaşları ve internet başında geçirilen süreler arttıkça bu algı geriliyor.
Anne-babaların çoğu zararlı içerikli siteyle karşılaştıklarında şikayette bulunacağını belirtiyor. En bilinen şikayet mercii olarak ise BTK Bilgi İhbar Merkezi (www.ihbarweb.org.tr) belirtiliyor.
Küçük yaşlarda çocuklar, internet kullanımındaki en temel bilgiyi ailelerinden alırken, yaş ilerledikçe arkadaşlar ve internet siteleri önem kazanıyor.
Evebeynlerin yarıdan fazlası güvenli internet kullanımı konusunda yeterli bilgilendirme olmadığını düşünüyor.