Grek kökenli bir aileden gelen Arşimet, Sicilya’nın Siraküz kentinde doğdu. Babası tanınmış bir astronomdu. Öğrenimini, dönemin bilim merkezi olan İskenderiye’de tamamladı. Öklit geometrisi onu nerdeyse büyülemişti. Siraküz’e döndükten sonra tüm yaşamını matematik ve bilisel çalışmalara verdi.
Arşimet’in dikkat çeken bir özelliği çok yanlı bir araştırmacı olmasıydı. İlgi alanı kuramsal matematikten, uygulamalı fizik ve savaş mühendisliğine uzanan çeşitli alanları kapsıyordu. Bilimsel kişiliğinde göz alıcı teknisyen becerisiyle üstün matematik yeteneğinin birleştiği görmekteyiz. Ama ilgi odağında öncelikle koni kesitleri, hidrostatik ve dengeye ilişkin kuramsal sorunlar yer alıyordu. Problem çözmek en büyük tutkusuydu. Kumsalda bir geometri problemi üzerinde uğraşırken kendisine yaklaşan Romalı askerlerin farkına varmayınca, saldırıya uğrayarak yaşamını yitirdiği söylenir.
Fizikte şimdi ‘Arşimet İlkesi’ diye bilinen bir doğa yasasını bulmanın heyecanıyla, kendisini banyodan sokağa atıp ‘Buldum, buldum!’ diyerek sokakta öylece koşmuştu.
Sudan daha yoğun bir nesne, suya daldırıldığında, taşırdığı suyun ağırlığınca ağırlığından yitirir. ‘Arşimet İlkesi’ denen bu ilişki hidrostatik diye bilinen fizik dalının temel taşıdır. İş bu kadarla kalmadı. Arşimet hidrostatiğin temelini attığı gibi fiziğin ana dalı mekaniğin de temelini attı.
Kaldıraç, pratik yararı çok eskiden bilinen, çeşitli uygulama alanları olan bir ilkeye dayanır. Helenist dönemden 2000 yıl öncesine uzanan Asur ve Mısır uygarlıklarına ait pek çok yapı ve yontularda ilkenin örneklendiği görülmektedir. Arşimet’in yaptığı ilkeyi teorik yönden temellendirmek olmuştu. Geçmişten gelen uygulama ve gözlem birikimi ilkeyi doğrulayıcı nitelikteydi kuşkusuz ama bu Arşimet için yeterli değildi. Arşimet ‘Eşit olmayan iki ağırlık, destek noktasından bu ağırlıklarla ters orantılı mesafelerde dengelenir.’ diye dile getirdiği ilkeyi bir yasa olarak ispatlama yoluna gitti ve benzer başarıyı önce hidrostatikte, sonra mekanikte gösterir.
Arşimet kuşkusuz antik dünyanın ilk ve en büyük bilim adamıydı. Onun çoğu kez gözden kaçan ama belki de en büyük başarısı araştırma etkinliğinde gözlem ile ussal çıkarımı birleştirmesi, modern anlamda bilimsel yöntemin ilk özgün örneğini ortaya koymuş olmasıdır.
Arşimet ayrıca, bilimde atılım gücünü, ‘Bana bir dayanak gösterin, tüm dünyayı yerinden oynatayım!’ sözüyle dile getirmiştir.