Uzun bir ders döneminin ardından eğitim öğretim yılının birinci dönemi sona eriyor. Cuma günü karneler alındıktan sonra birçok evde sevinç bazı evlerde ise hüzün hakim olacak. Yeditepe Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Müzeyyen Sevinç, karnesi başarısız olan öğrencilerin ailelerine uyarıda bulunarak, “Çocuğu suçlamak, aşağılamak ve cezalandırmak olumlu sonuçlar vermediği gibi çocuğun ileriye dönük motivasyonunu da yok ederek ileriki öğrenmelere de ket vurabilir” dedi.
Tatilin başlamasıyla çocukların ellerinde karneleri evlerine farklı ruh haliyle döndüklerini görürüz. Kimileri sevinç içinde ailelerine başarılarını müjdelemek için sabırsızlanır. Karnesinde zayıf notlarıyla gelen çocuklar ise stres ve sonuçların doğuracağı kaygı içinde saklanma, utanç, korku duygularıyla anne babalarının önüne çıkar. Bu gibi durumlarda öğrencinin verimli olmadığı dersler hakkında ailesiyle konuşmak ve başarısızlığın nedenlerini birlikte tespit etmek çocuğu hem rahatlatır hem de çocukla anne ve baba arasındaki iletişimi ve paylaşımı destekler. Burada dikkat edilmesi gereken nokta ise, çocuğa sürekli ders çalışması gerektiği yönünde baskı yapılmamasıdır. İlk dönemde karnesinde zayıf olan dersler hakkında konuşmak, nedenleri üzerinde birlikte tartışmak önemlidir. Çocuğu suçlamak, aşağılamak ve cezalandırmak olumlu sonuçlar vermediği gibi çocuğun ileriye dönük motivasyonunu da yok ederek ileriki öğrenmelere de ket vurabilir.
İyi bir dinleyici olmak, yaşadığı sorunları samimiyetle paylaşmak veli-çocuk arasında kurulacak en sağlıklı bir köprüdür.
- Çocuğun başarısızlıklarının üstesinden geleceği hissini vererek özgüven oluşturmasına yardımcı olun
- Bunu başarabilecek gücün kendisinde olduğunu ve disiplinli bir çalışmayla performansını istenilen seviyeye getirebileceğini ve bu yönde kendisine her zaman destek olunacağı anlatın.
- Birlikte yapılacak bir çalışma planı içinde zayıf derslerin tekrarı genel başlıklarıyla anlatın ve bununla ilgili alıştırmalar yapın.
- Gerektiğinde aile dışından bir öğretmenle birlikte çalışma imkanı hazırlayın. Çocuğa çalışma yöntemleri ve öğrenme eksiklikleri konusunda yardımcı olun.
Başarılı karneyi para ya da pahalı oyuncakla ödüllendirmeyin!
Başarıyı ödüllendirme çocuğun yaşı ve gelişim seviyesine göre yapılmalı. Yapılacak ödüllenmeler maddi ağırlığı olacak şekilde olmamalı. Daha çok manevi ve haz uyandıracak sürpriz nitelikte, işlevsel olmasına dikkat edilmeli. İçsel tatmini göz ardı eden para ve pahalı oyuncaklar gibi ödüllerin aşırı kullanımlarından kaçınmalı. Çocuğun öğrenmeye yönelik becerisine kendisinin inanması önemlidir. Bu alanda çocuğu cesaretlendirerek kendine olan güvenini arttırmak başarıya uygun ortam sağlar. Başarı, insanın yaşam görevleri arasında olan önemli bir unsurdur. Başarı, öz yetkinlik kavramıyla paralel giden iç motivasyonu gerektiren bir olgudur. İlkokul yıllarında kazanılan ‘çalışkanlık duygusu’ çocukların enerjilerini, bilgilerini ve zihin becerilerini kapsar. Bu dönemde çocuk bağımsız çalışmaya yönlendirilmeli. Bu dönemde çocuğun yaptığı çalışmalar, ödevlerdeki başarısı dış ödüllenmelere gerek duyulmaksızın tatmin duygusu uyandırarak yeni öğrenmeler için içten motivasyonu sağlar.
Başarılı karne nasıl ödüllendirilmeli?
Bu bağlamda okulöncesi çağında olan çocuklara ödül olarak istekleri doğrultusunda hediyeler alınabilir ve ilgi duyacakları eğlence merkezlerine götürülebilir. Aktif olarak katılabilecekleri etkinlikler planlanabilir. İlköğretim seviyesindeki çocuklarla birlikte aile içinde karar verilip mümkünse tatilin bir kısmında seyahat planları yapılabilir. Gidilecek yerlerin tarihi, kültürü hakkında bilgiler araştırılabilir ve paylaşılabilir Bu paylaşımların insanları mutlu ettiğini ve aile içi dayanışmanın verdiği güçle çocuklarda başarma güdüsünün kuvvetlendiğini söyleyebiliriz. Farklı kültürlerle tanışmak yeni kazanımlar, yeni bakış açıları sağlar. Çocuğun hayal dünyasını geliştirmesi, özgür düşünebilmesi, zihin açıklığı, yaratıcılığı yeni öğrenmelere yol açar, motivasyonu artar.
İleri yaş seviyesinde olan öğrenciler ise kendi arkadaş grupları ile birlikte planladıkları etkinliklere katılabilirler. Aile dışında sosyalleşmeleri ve dış dünyaya açılma istekleri kişilik gelişimleri açısından desteklenmeli.
Öğrenciler yarıyıl tatilini verimli geçirmeli!
Tatilde amaç; bu süreci hiçbir şey yapmadan geçirmek değildir. Bilakis bu süreci öğrencilerin kendilerini yenilemelerine ve bir dahaki döneme dinlenmiş, motivasyonu yüksek olarak başlamaları için bir ön hazırlık süreci olarak görmek daha doğru olur. Yeni döneme hazır olmalarını sağlayacak planlamanın yapılması da dikkate alınmalı.
Bu süreçten öğrencilerin en iyi şekilde faydalanmalarını sağlamak ise ailelere düşüyor.
İlköğretim seviyesindeki çocuklar ailelerinin rehberliğine daha çok ihtiyaç duyar.
Aileler çocuklarının en iyi şekilde yetişmelerini istemelerine rağmen çoğu zaman onlara psikolojik açıdan ne şekilde yardımcı olunabileceği hakkında gerekli bilgilere sahip değiller. Çocuğun olumlu bir davranış geliştirmesi ve tatilini iyi değerlendirmesi, anne babanın uyumu, tarzı, aile ile çocuğun arasındaki samimiyetin derecesi ile orantılı.
Ebeveynler, çoğu zaman çocuğu birey olarak tanımadan kendi beklentilerini, hayallerini çocukta yaşatmak gibi gerçekçi olmayan yaklaşımlar içine düşünür. Oysa çocukla kurulacak sağlıklı iletişim, etkili dinleme ve paylaşım şikayet edilen birçok iletişim sorunlarını ortadan kaldırır. Unutmamak gerekir ki; çocuklar eleştirilmekten çok anlaşılmak ve kabullenilmek istemektedirler.
Birinci dönemin yoğun temposundan çıkan çocukların dinlenmesi, stres atması için tatil iyi bir fırsat veriyor. Bu durum zihinsel olduğu kadar hem bedensel hem de sosyal etkinliklerden uzak kalmış çocuklar için iyi değerlendirilmesi gereken bir süreçtir. Bu nedenle 15 günlük zamanı iyi planlamak gerekir.
Planlanmayan tatil çocuğu yorar. ‘Zamanın’ planlanmasıyla birlikte gidilecek yerleri ve aktiviteleri çocuğun da fikri alınarak belirlemekle ortaya çıkabilecek kaotik durumun önüne geçilebilir. Tatilde çocuğun zevk alacağı, moral tazeleyebileceği belirli etkinlikler planlamalı. Çocuğun ilgileri doğrultusunda spor, sanat, gezi ve hobi etkinliklerine yer verilmeli, yaşıtları ile bir araya gelmesine olanak sağlanmalı.
Çocuğumla yarıyıl tatilinde neler yapabilirim?
Yarıyıl tatili öğrencilerin dinlenmesine gerekli olduğu kadar okul sürecinde yapılması mümkün olmayan etkinliklerin yapılmasına da imkan tanır.
Bütün gün evde kalıp dinlenme adına bilgisayarda gezinmek veya televizyon önünde film seyretmek çocuğun zihinsel ve psikolojik sağlığı açısından olumlu davranışlar değildir. Oysa sosyal ortamlarda veya açık havada yapılacak etkinlikler bireyin rahatlamasına, yeni kazanımlar edinmesine yol açar. Özellikle spor çocukların hem fiziksel hem de psikolojik sağlıkları açısından yararlıdır. Çocuğun hangi sporu yapacağı ilgi ve yaşına bağlı olarak karar verilebilir. Oyun tercihleri arasında daha çok zeka ve el becerilerine yönelik oyunlar tercih edilebilir. Sanatsal etkinlikler arasında ebru sanatı, resim, dans, enstrüman çalma gibi etkinlikler denenebilir.
Tatilde hoşça vakit geçirilebilecek diğer etkinlikler arasında bazı öneriler:
- Mümkünse yurt içinde veya yurtdışında aile ile birlikte tatil yapmanın aile dinamiği açısında çok yararlı olacağı ve üzerinde konuşulacak paylaşımlara yol açacağı şüphesizdir.
- Çocuğunuzla seçtiğiniz kitapları okuyup üzerinde tartışmak dil becerilerini geliştirebilir.
- Sinemaya, tiyatroya, konserlere giderek kültürel paylaşımlar edinilir.
- Birlikte alışverişe çıkıp istediği şeyleri kendinin seçmesine izin vererek kendi imajını çizmesine fırsat verilir.
- Arkadaşlarıyla birlikte yapabileceği etkinlikler planlanır.
- Fen, keşif, çocuk müzelerini gezerek zihinsel uyarıcı etkinlikler sağlanır.