Bebek beslenmesinde dikkat edilmesi gerekenler arasında bebeğin ilk altı ay boyunca yalnızca anne sütü ile beslenmesi, 6.aydan sonra ek besinlere geçiş yapması ve protein, vitamin, aminoasit bakımından zengin beslenmesi ve alerjen özelliği olan besinlerin ilk 3 yıl boyunca verilmemesi gibi noktalar yer alıyor.
Doğum sonrası ilk günlerde bebeği sık sık ve uygun teknikle beslemek gerekiyor. İlk 7-10 gün bebekte fizyolojik tartı kaybı dönemi olduğundan bebek doğduğu kilonun altına düşüyor. Özellikle havaların sıcak olduğu dönemlerde bebekte su kaybı da arttığından sık beslemek çok önemli.
15-20. günden sonra bebek kendi emme aralıklarını ve süresini kendi belirlemeye başlıyor. Bu dönemden sonra bebeği isteği doğrultusunda ama 3-4 saati geçmeyecek aralıklarla beslemek gerekiyor. Bebek büyüdükçe ve çene kasları da güçlendikçe daha uzun aralarda ve daha kısa sürede emip doyuyor.
Bebek Beslenmesinde Dikkat Edilmesi Gerekenler
İlk 6 ayda önerilen sadece anne sütü ile doğal beslenilmeli. 4 ile 6 ay arasında anne sütünün yetmediği ya da verilemediği durumlarda çocuk maması olarak bilinen formül sütler kullanılabiliyor. 4-6.aylardan itibaren ise gerekli olduğunda formül süte alternatif olarak meyve, yoğurt, muhallebi çorba gibi kaşıkla verilebilen ek gıdalar bebek beslenmesi listesine eklenebiliyor. Ancak unutulmamalıdır ki anne sütü dışında bebeğe verilen her şey doğal olmayan beslenme olarak değerlendiriliyor.
D vitamini dışında takviyeye gerek yok
Sağlıklı ve iyi beslenen çocukların doğum sonrası 15.günden itibaren başlanan ve ülkemizde 2 yaşına kadar kullanılması önerilen D vitamini dışında vitamin takviyesi almasına gerekmiyor. İştahsız, seçici beslenen çocuklara ek besinlere geçiş döneminden itibaren doktorun önereceği bir multivitamin preperatı verilebiliyor.
Mamaya şeker eklemek sindirim sorunlarına neden oluyor
Bebek mamasını yemek istemiyorsa piyasada bulunan benzer özellikteki mamalar denenebiliyor. Eğer o mamaları da beğenmiyorsa tattan önce bebeğin tartı alımı ve iştahsızlığa neden olacak patolojik durum varlığı (örneğin idrar yolu infeksiyonu…) doktoru tarafından değerlendirilmeli. Piyasada inek sütü alerjisi, reflü ve gaz problemleri olan bebekler için özel mamalar bulunmakta. Mamaları ekstra şeker ile tatlandırmak bağırsak florasını bozup, gaz ve hazımsızlık problemlerine neden olabiliyor ve diş çürüklerini artırabiliyor.
Anne sütü ile beslenen bebeklerin su ihtiyacı yoktur
Anne sütünün yaklaşık % 90′ ı su içeriyor. Zaman zaman büyüklerin iddialarının aksine gibi anne sütü ile beslenen bebeklerin su takviyesine ihtiyacı olmuyor. Anne sütünün içeriği bebeğin ayına ve dış ortamlara uygun şekilde modifiye edilir. Ek besinlere geçişle beraber bebeklere kaynatılmış ılıtılmış su verilebilir. İlk günlerde bebeklere sarılık olmasın diye şekerli su verilirse hem bağırsak florası olumsuz etkilenir hem de bebeğin kan şekeri yükselerek gereksiz tokluk hissi yaratılır ve emme problemleri ortaya çıkar.
Gerek 0-12 ay bebek gelişimi gerekse 12-36 aylık bebek gelişimi süreçlerinde, bebeğin sağlıklı beslenmesi ve büyüyebilmesi için ek besinlere geçiş sürecinde dikkatli olmak gerekiyor.
1 yaşından önce bu gıdalara dikkat!
Bebeğinize 1 yaşından önce bal, yumurta akı, inek sütü, çikolata, kakao, çilek, domates, kivi, fıstık ezmesi gibi alerji potansiyeli yüksek gıdalar, deniz ürünleri, şarküteri ürünleri, konserve ve dondurulmuş gıdalar, çay, kahve, kola ve gazoz gibi gazlı içecekler, katkılı, tuzlu, salçalı, baharatlı hazır gıdalar, kuruyemiş, patlamış mısır, pastil, sakız gibi boğulmaya neden olabilecek taneli ya da yapışkan besinlerin verilmemesi gerekiyor. Özellikle erkek çocuklara kansızlık nedeni olduğundan bakla yedirilmesi önerilmiyor.
Sağlıklı beslenmek için atıştırmaların olmaması gerekiyor
Bazen çocuklar kendileri için yeterli miktarlarda tüketip tartı alımları iyi olsa da anne babalarına göre iştahsız olarak tanımlanabiliyor. Anneden iştahsız olduğu söylenen çocuğun diyet ve uyku saatlerini içeren 3 günlük program hazırlaması istenmeli. Eğer gerçekten az beslenip az kilo alan bir çocuksa organik patolojiler açısından değerlendirilmeli ve çocukların öğünlerindeki besinlerin enerji içeriği artırılmalı. Uyku problemi olan çocuklara beslenme sorunları da eşlik edebiliyor. Bu nedenle öncelikte uyku sorununun çözülmesi gerekiyor. Ayrıca çocuğun doğru bir şekilde beslenebilmesi için öğün aralarındaki atıştırmaların da önlenmesi şart.
Obeziteye karşı mücadele çocuklukta başlamalı
Obezite çoğu kez çok miktarda tüketmekle değil sağlıksız ve düzensiz beslenmeyle ilgili. Çocukların yemek zamanları düzenli ve benzer saatlerde olmalı, tercihen aile üyelerinin katılımı sağlanmalı. Yemek öncesinde aşırı su, sıvı alımı engellenmeli, şekerli besinler yemek bitinceye kadar ortamdan uzak tutulmalı, yemekte çorba, sebze ve salatalara ağırlık verilmeli, ekmek, pilav, makarna, patates kızartması gibi karbonhidrat içeriği yoğun besinler kısıtlanmalı. Özellikle büyümekte olan çocuklarda et balık tavuk, kuru baklagiller atlanmamalı. Yemek sırasında aşırı gazlı içecek, meşrubat tüketimi kısıtlanmalı. Öğün aralarında mümkün olabildiğince aburcuburdan kaçınmak, ana öğünler arasına meyve, yoğurt, kuruyemiş gibi ara öğünler eklemek faydalı olabilir.