Kolik, bebekliğin ilk 3 ayında, herhangi bir hastalığa bağlı olmaksızın gerçekleşen şiddetli ağlama nöbetleridir.
Bebekler, yaşamlarının ilk 3 ayında, diğer dönemlere göre daha sık ağladığı için bu dönemde kolik, yani “şiddetli ağlama” tanısı koymak oldukça güçtür.
Bu problem, bebeklerin yüzde 40’ında görülür. Hem bebek, hem de aile için oldukça ciddi bir stres kaynağı olan ağlama nöbetlerinin nedeni ise, hala tam olarak bilinmemektedir. Bununla birlikte, bebeğin aç veya yorgun olması, fiziksel yönden acı çekmesi, besinlere karşı alerji gibi etkenler kolik için olası nedenlerdir.
Kolik ağlamasını, diğer ağlamalardan ayıran özellikler nelerdir?
- Bebekler, yaşamlarının ilk 3 ayında günde 2 saat sürecek şekilde ağlar. Kolik ağlamasında ise, bu süre 3 saate çıkar,
- Genellikle aynı saatte başlayıp biten kolik ağlaması, daha çok akşam saatlerinde görülür,
- Ağlama sırasında, bebek vücudunda kasılmalar meydana gelir,
- Genellikle bebek, gaz çıkardığında veya kakasını yaptığında ağlama kesilir.
Kolik tanısı nasıl konulur?
Kolik tanısının konulabilmesi için ağlama nöbetlerinin, ebeveynler veya bakıcılar tarafından büyük bir dikkatle izlenmesi ve elden edilen tüm bilgilerin doktora aktarılması gerekir.
Ebeveynlerin şu unsurlara dikkat etmesi, kolik tanısının konulması konusunda önemlidir:
- Ağlama nöbeti ne zaman başlıyor ve ne kadar sürüyor?
- Ağlama nöbeti her gün aynı saatte mi başlıyor ve bitiyor?
- Ağlamanın başlamasında ortak bir neden var mı?
- Ağlamanın azalmasına yardımcı olan bir şey var mı?
- Bebeğin beslenme şekli nedir?
Genellikle doğumdan sonraki 3-6 haftada başlayan ağlama nöbetleri, bebek 3 aylık olduğunda azalarak biter. Kolik tedavisindeki amaç, bebeğin ağlamasını azaltmak ve ağlama nöbetlerinin aile içinde yaratacağı stresi ve gerginliği ortadan kaldırmak olmalıdır.