Çocuklar, hem eğlenerek hem de öğrenerek vakit geçirmek hiç de zor değil. Okuldan geldik, dinlendik, ödevlerimizi yaptık ve artık kendimize ayırabileceğimiz boş zamanımız var.
Peki, bu zamanda neler yapabiliriz?
Kitap ve masal okuyabilir, film izleyebilir, oyun hamuru uygulamaları yapabilir, birbirinden farklı bilgiler edinerek kültürel bilgimizi geliştirebiliriz. Havayı güzel gördük mü ebeveynimizle birlikte dışarı çıkabilir, bilmediğimiz yerleri keşfedebiliriz.
Hadi şimdi hep birlikte güzel vakit geçirmenin yollarını öğrenelim.
Kitap Okuyalım…
Evet, çocuklar boş zamanlarımızda yapabileceğimiz hem kolay, hem bilgilendirici hem de eğlenceli en güzel etkinlik, kitap okumak.
Kitap okumanın bizlere sağladığı katkılar saymakla bitmez: Beyin hücrelerimiz arasındaki bağlantı güçlenir, kelime dağarcığımız gelişir ve bu sayede çok güzel yazılar yazabiliriz. Kitap karakterleri sayesinde yüzlerce değişik hayat tecrübesi edinebilir ve bunlardan sonuç çıkarabiliriz!
Cin Atı
Haydi gelin, sizinle Cin Atı’na binelim. Pedalları çevirince yol çizgilerinin aktığını görelim tekerleklerin altında… Saçlarımız rüzgârda uçuşsun… Özgürlük duygusu dolsun ciğerlerimize, kalbimize, ruhumuza… Daha fazlası için
Widu’nun Kalbi
Nina, anne ve babasıyla gittiği bitpazarında kırmızı saçlı, yeşil gözlü bir oyuncak bebek görür. Bebeği öyle beğenir ki satıcıyla kendisi pazarlık eder ve bu sevimli bebeği alır. Widu adındaki bu bebek sıradan bir oyuncak değildir, konuşabilmekte, güzel öyküler anlatabilmektedir; ama onu bir tek Nina duyar… Daha fazlası için
Büyüklere Kuşlu Mektuplar
Güngör Tekçe’nin dünyayı çocukların gözünden anlattığı şiirlerden oluşan “Büyüklere Kuşlu Mektuplar”, sade dizeleri ve duru diliyle şiirin kapılarını çocuklara açıyor… Daha fazlası için
Ailecek bir film seçin, battaniyenin altına girip sarılın ve filmin keyfini çıkarın!
Caillou Hayatı Tanıyor
Haydi, çocuklar hikâye zamanı! Bakalım Caillou bugün neler yapmış… Daha fazlası için
Tinkerbell ve Peri Kurtaran
Tinker Bell, Wendy ve Kayıp Çocukların tanışmasından yıllar önce peritozunun gücüne ve sihirli ülkeye sıkı sıkıya bağlı olan Lissy ile tanışır… Daha fazlası için
Gezmeyi sevmeyen çocuk olur mu? Bizce olmaz.
Peki, o zaman nerelere gidebilir, gezerken hem eğlenip hem de öğrenebiliriz?
Rahmi Koç Müzesi
Rahmi Koç Müzesi, eski İstanbul’un merkezi olarak kabul edilen Haliç kıyısında Rahmi Koç tarafından 1994 yılında kuruldu. İki tarihi binada hizmet veren müzede, endüstriyel objeler sergileniyor. Bunun dışında hafta sonunda çocuk ve yetişkinler için ayrı ayrı düzenlenen etkinlikler sayesinde yeteneklerinizi geliştirip, eğlenebilirsiniz… Devamı için
Turkuazoo
Gözlerinizi kapatın, şimdi sizi dünyanın güzellikleri arasında sayılabilecek bir yere götürüyoruz. Daha önce hiç görmediğiniz su altı canlılarının bulunduğu ve birkaçının doğumuna bile şahit olabileceğiniz bir yer… Devamı için
İstanbul Oyuncak Müzesi
Müzeden içeri adımınızı attığınız anda sizi masalsı bir dünya karşılayacak. Müzenin odalarında, evcilik oynarken kucağınızda taşıdığınız bebeğiniz, kurşun askerleriniz, teneke arabalarınız ve trenleriniz sizleri bekliyor olacak. Girdiğiniz her odada farklı bir düş görecek, geçmişi yaşayacak ve çocukluk anılarınızla kucaklaşacaksınız. Eyüp oyuncakları, Dündar İnşaat oyunları, Fatoş, Gürel, Alasya, Bilge ve NEKUR markalı Türkiye’de üretilen oyuncakları görebileceksiniz… Devamı için
Keşfedelim!
Kimsenin duymadığı, bilmediği ilginç bilgiler edinmeye ne dersiniz?
Banyodan sonra ellerimiz neden buruşur? Neden doğar doğmaz yürüyemiyoruz? Uyurken beynimizde neler oluyor? Midenin asli görevi nedir? Süt dişlerimiz neden dökülür? İnsandaki en üst duyu hangisidir? Yükseğe çıkıldıkça neden kulaklar tıkanır?
Neden hemen yürüyemiyoruz?
İnsan yavrusunun doğar doğmaz yürüyememe sebebi, hayvanlar gibi dört ayak değil, iki ayak üzerinde durmasıdır. İnsanın baş kısmı ağırdır, onu dengeleyerek dik olarak ayakta durmak, yürüyüp koşmak kolay değildir. Ayakların, ağırlığı taşıyabilmesi için kasların çok ince bir şekilde çalışması gerekir. Bu durum da birçok alıcıdan beyne gelen sinyallerin, beyin tarafından değerlendirilmesiyle oluşur. Bu yüzden bebekler için doğar doğmaz ayakta durmak mümkün değildir.
Banyodan sonra parmaklarımız neden buruşur?
Neredeyse bütün vücudumuz, tüyle kaplıdır. Bunların bir kısmı gözle görülür, büyük bir kısmı ise dikkatli bakınca farkedilir. Vücudumuzda sadece parmak uçlarımız ve ayak tabanlarımızda tüy yoktur. Buralar, kalın bir deri tabakası ile kaplanmıştır. Parmak uçlarımız ve tabanlarımız suyun altında, belli bir süre kalıp ıslanırsa; su, burada yer bulmak ve yerleşmek ister. Bu durumda kalın derimiz genleşir ve suya ayırabileceği fazla yeri de olmadığı için buruşur.
Süt dişlerimiz neden dökülür?
Süt dişleri bebeklerin gelişme çağındaki beslenmelerini sağlar. Bunun yanı sıra, seslerin çıkarılması, mimiklerin oluşturulması gibi konulara yardımcı olur. 6 yaşından sonra bu dişler yavaş yavaş dökülür ve yerlerine kalıcı dişler gelir. 3 aylık bebeğin çene yapısı ve boyutu, 18 yaşına gelinceye kadar kat kat artar. Süt dişlerinin kökleri çok kısa ve güçsüz olduğundan dolayı, büyüyen çene kemikleri içerisinde görev yapamaz ve yerini kalıcı dişlere bırakır.
Yürürken kollarımızı neden sallarız?
İnsanın iki ayağı üzerinde dengede durması, vücut ağırlığını taşıyabilmesi, düşmeden hareket edebilmesi ve tüm bunları sadece 6 eklemle başarması basit bir olay değildir. Yürürken kolları, bacak hareketlerinin aksi yönünde sallamak, vücudun dengesini sağlar ve vücudu sabit tutar. Bu durum, yürümemizi kolaylaştırır. Kollarımızı sallamak elbetteki şart değildir; ama bu olay yürüyüşümüzü kolaylaştırdığı için daha az enerji harcar ve daha az yoruluruz.
Çok daha farklı ve birbirinden güzel bilgiler için
Oyun hamuruyla yaratıcılığımızı geliştirelim!
Arkadaşlarınızı da davet edip, şahane eserler ortaya çıkarmaya ne dersiniz? Kulağa eğlenceli geliyor değil mi?
Çalışmaları adım adım gösteren sayfamıza gitmeden önce tavsiyelerimize kulak vermenizde fayda var.
Oyun hamurlarını nasıl muhafaza etmeliyiz?
Oyun hamuru açıkta bırakıldığında, karışımında bulunan su buharlaştığı için zamanla kurur. Oynanmadığı zamanlarda kutusuna koyup kapağını sıkıca kapatarak hamurun yumuşaklığını uzun süre korumasını sağlayabiliriz. Eğer hamurunuz yumuşaklığını kaybederse, içine birkaç damla su ekleyerek tekrar yumuşak hale getirebilirsiniz.
Oyun hamuruyla yaptığımız eserleri nasıl saklayabiliriz?
Oyun hamurundan yaptıklarınızı dışarıda bırakırsanız, zamanla kuruyup çatlar. Bu nedenle eserinizi sonsuza dek saklamanız mümkün değildir. Lakin fotoğraflarını çekerek kendinize bir kaleksiyon oluşturabilirsiniz.
Evinizde beslediğiniz hayvanların oyun hamurlarınızı yememesine dikkat edin. Bu, onlar için zararlı olabilir!
Rengarenk oyun hamuru uygulamaları için
Masal Okuyalım…
Masal, sözlü halk hikâyesidir ve içerisinde olağanüstü öğe, kahraman ve olaylar barındırır.
Masalların, gelişimimizde ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu biliyor muydunuz? Masal, hayal gücümüzün gelişmesine, düşünce ufkumuzun açılmasına yardımcı olur. Kelime dağarcığımız gelişir, merak etme duygumuz ve yaratıcılığımız artar.
Hepimiz masal okumayı ve annemize masal anlattırmayı çok seviyoruz değil mi çocuklar? Öyleyse hadi bakalım, “Anne bana bir masal okur musun?”
Ağustos Böceği ve Karınca
Karınca çok çalışkanmış; yazın sımsıcak günlerine aldırış etmeden kışa hazırlık yapıyor, hiç durmadan çalışıyormuş. Bulduğu tüm yiyecekleri kilerine götürüyor, kış için erzak topluyormuş. Ağutosböceği ise bir ağacın gölgesinde uzanmış, elinde sazı şarkı söyleyip, eğleniyormuş. Ne kışın soğuk günlerini düşünüyor, ne yaz bitince ne yapacağı ile ilgili tasalanıyormuş… Devamı için
Kurt ile Keçi Yavrusu
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak diyarlardan birinde yedi yavrusu ile birlikte çok mutlu bir anne keçi yaşarmış. Günlerden bir gün, anne keçi evdeki erzaklar azaldığı için, alışverişe gitmeye karar vermiş. Yedi yavrusunu da etrafına toplayıp, sıkı sıkı tembihlemiş: “Benim canım yavrularım, ben evimize erzak almak için alışverişe gidiyorum. Ben yokken sakın ama sakın kapıyı kimselere açmayın. Kurt benim olmadığımı anlarsa, mutlaka sizi kandırmaya çalışacaktır. Döndüğümde benim olduğumu anlamanız için ayağımı kapının altından gösteririm” demiş… Devamı için
Bilmece Bilelim…
Bir zeka oyunu olan Bilmece’nin sözcüklere doğaüstü güçler yükleyen ilkel inançlardan doğmuş olabileceği düşünülmektedir. Bir nesnenin ismini telaffuz etmeden dolaylı yollardan anlatılarak, dinleyici ya da okuyucuyu nesnenin ne olduğunu bulmaya yönlendiren Bilmece, bir yandan eğlendirirken diğer yandan pratik zekâ gelişiminde katkıda bulunur.
Bilmece Sormanın Kuralları
Betimsel bir düzey içinde abartılarak, kavram tersine çevrilerek ve değiştirilerek oluşturulur. İfade bir soru cümlesi olmak zorunda değildir. Bilmeceler birkaç sözcükten oluşan bir kelime öbeği halinde olabildiği gibi beyitler veya kıtalar halinde de olabilir.
Ağzı vardır konuşmaz, Yatağı vardır hiç uyumaz.
– Dere
Açarsam dünya olur, yakarsam kül olur.
– Harita
Ailesi ve arkadaşlarıyla bilmece bilmek isteyen çocuklar için…