CiciPedia

Ç Harfiyle Başlayan Deyimler ve Anlamları

Ç harfi ile başlayan deyimler ve anlamları hakkında her şeyi bu sayfada bulabilirsiniz. Deyimler örnekleri, Türkçe deyimler, en güzel deyimler.

Ç Harfi ile Başlayan Deyimler Örnekleri ve Anlamları

ABCÇDEFGHIİKLMNOÖPRSŞTUÜVYZ

Ç Harfi ile başlayan deyimler ve anlamlarıÇaba göstermek deyimi ve anlamı

Bir işi başarmak için uğraşmak, kuvvet harcamak.”Çaba göstermeden amacına ulaşamazsın.”

Çabalama kaptan ben gidemem deyimi ve anlamı

“Zorlamanın hiç faydası yok, ben bu işi yapacak güçte değilim; boşuna uğraşıyorsun, yapamam, gitmem,” anlamında kullanılır.

Çakar almaz deyimi ve anlamı

Görünüşe karşın işe yaramayan.

Çalgı çağanak (çağana) deyimi ve anlamı

Çalıgı, neşe ve gürültü ile.

Çalı çırpı deyimi ve anlamı

İnce, kuru dal, çalı, çöp ve benzerleri. “Çör-çöp.”

Çalımına getirmek deyimi ve anlamı

Yapmayı tasarladığı iş için kolladığı yaralanma fırsatını bulmak.

Çalımına bakarsan çırak durasın gelir; evine bakarsan sadaka veresin gelir deyimi ve anlamı

Varlıklı görünmeyi, gösterişi çok sever, ama gerçek durumu bunun tam tersi.

Çalımından geçilmemek deyimi ve anlamı

Kurumundan büyüklenmesinden, yanına yaklaşamaz olmak.

Çalım satmak deyimi ve anlamı

Bir üstünlük gösterişi takınmak, bir durumundan dolayı büyüklük taslamak.

Çalıyı tepeden sürümek deyimi ve anlamı

Bir işin olabilmesi için yerine getirilmesi olanaksız koşullar öne sürmek.

Çalmadan oynamak deyimi ve anlamı

Bir işe çok sevinmek.

Çalyaka etmek deyimi ve anlamı

Yakasına yapışıp götürmek.

Çağ açmak deyimi ve anlamı

Yeni bir gidişin, tutumun öncüsü olmak; evrensel bir gidişe yol açmak.”İstanbul` un fethiyle yeni bir çağ açıldı.”

Çağanoz gibi deyimi ve anlamı

Vücudu eğri büğrü olan, yan yan yürüyen.

Çağ atmak deyimi ve anlamı

Çağın önüne geçmek.

Çağı çekmek deyimi ve anlamı

Eskimek, gözden düşmek, yada elverişli zamanı geçmiş olmak.

Çağlamakdan çatlamak deyimi ve anlamı

Büyüklük taslamak.

Çakı gibi deyimi ve anlamı

Canlı ve atik, çevik.”Çakı gibi delikanlı olmuş.”

Çakar almaz deyimi ve anlamı

İşe yarar gibi görünse de aslında yararsız, bozuk olan.”Çakar almaz bir tabancayla bizi korkutacağını sanmıştı.”

Çalımından geçilmemek deyimi ve anlamı

Çok kibirli, kurumlu olmak; büyüklük taslamak, gösteriş yapmak.”Adamın çalımından geçilmiyor, ona laf anlatmak çok zor.”

Çalıp çırpmak deyimi ve anlamı

Eline ne geçerse (az ve çok) çalmak, bu yolla kazanç sağlamak.”Yoksul kalınca çalıp çırpmaya başladı.”

Çam devirmek deyimi ve anlamı

Farkında olmadan karşısındakini kıracak ya da kötü bir sonuca yol açacak söz söylemek, davranışta bulunmak.”Onun da çam devirmede üstüne yok hani.”

Çamura basıp çalıya asmak deyimi ve anlamı

  1. Çamaşırı kirli bir suda yıkayıp rastgele bir yerde kurutmak.
  2. Bir işi özensiz, üstünkörü yapmak.

Çamur atmak deyimi ve anlamı

Bir kimseyi lekelemeye çalışmak.

Çamura yatmak deyimi ve anlamı

Kendisinden beklenen işi ya da yardımı bir takım bahaneler ileri sürerek yapmamak.

Çam yarması deyimi ve anlamı

İri gövdeli insan.

Çanak tutmak (açmak) deyimi ve anlamı

  1. Söz ve davranışlarıyla kavgaya, kargaşaya yol açmak.
  2. Dilenmek.”Onun bu işe çanak tutmasına fırsat vermeyeceğim.”

Çan çan etmek deyimi ve anlamı

Gerekli gereksiz sürekli konuşmak, yüksek sesle devamlı gevezelik etmek.”Başımda ne çan çan edip duruyorsun, kes artık şu sesini.”

Çangıl çungul deyimi ve anlamı

Kulağa hoş gelmeyen sesler çıkaran, çıkararak.

Çanına ot tıkamak deyimi ve anlamı

Bir daha sesini çıkaramayacak, kötülük edemeyecek bir duruma sokmak.”Elbet sizin de çanınıza ot tıkayacağım gün gelecek.”

Çantada (torbada) keklik deyimi ve anlamı

“Ele geçirilmesi o kadar kesin ki elde edilmiş sayılır” anlamında kullanılır.”Beni çantada keklik sanıyor ama yanılıyor.”

Çapar çiçek çıkardı deyimi ve anlamı

  1. İş aslında bozuktu; şimdi buna güçlükler de eklendi.
  2. Hastalığın üstüne bir hastalık daha geldi.

Çapıtı gümüşlü deyimi ve anlamı

Ç harfi ile başlayan deyimler ve anlamları arasındadır. Anlamı: Eşyasını çok değerli sayan, onları kimseye vermeyen kişi.

Çapıtına çuluna, aşıklık ne halına deyimi ve anlamı

Böyle yetersiz durumunla başından büyük işlere karışmak senin neyine?

Çaptan düşmek deyimi ve anlamı

Önceleri iyi olan durumu sonradan bozulmuş olmak; çalışma gücü, verimi tükenmiş olmak.”Adamın bir ayda çaptan düşeceğini sandılar.”

Çar çur etmek deyimi ve anlamı

Gereksiz, lüzumsuz yere harcayıp tüketmek.”Paranı sakın çarçur edeyim deme.”

Çar çur olmak deyimi ve anlamı

İşe yaramayacak yerlere harcanıp ziyan olmak.

Çarıklı erkânıharp deyimi ve anlamı

Daha ziyade öğrenimi olmayan ama kafası çalışan, kurnaz ve uyanık köylüler için şaka yollu kullanılır.

Çark etmek deyimi ve anlamı

Dönmek, geri dönmek.”Birkaç adım sonra çark ediniz.”

Çarkına okumak deyimi ve anlamı

Bozmak, çalışamaz hâle getirmek, zarar vermek; birine büyük kötülük yapmak.”Eline alır almaz saatin çarkına okudu.”

Çarpık çurpuk deyimi ve anlamı

Çok çarpık.

Çarşamba pazarı deyimi ve anlamı

Her şeyi açıkta olan, karmakarışık yer.”Etrafı çarşamba pazarı gibi yapmış çocuklar.”

Çatal avuç deyimi ve anlamı

iki el yan yana getirilerek birleştirilen avuçlar.

Çatal kazık deyimi ve anlamı

Tutumları birbirine benzemediği için işin yürümesine engel olan söz sahipleri.

Çatal yürekli deyimi ve anlamı

Hiçbir şeyden korkmayan.

Çatık kaş deyimi ve anlamı

Ç harfi ile başlayan deyimler ve anlamları arasındadır. Anlamı: Öfkeyi belli etmek için birbirine yaklaştırılmış kaşlar.

Çatık yüz deyimi ve anlamı

  1. Üzgün surat.
  2. Öfkeli surat.

Çatlasa da patlasa da deyimi ve anlamı

Ne denli karşı gelirse gelsin, ne denli zorlarsa zorlasın.

Çat orda, çat burda, çat kapı ardında deyimi ve anlamı

Bir yerde eğleşmez, her yere yetişir, her yerde hazır bulunur.

Çat kapı deyimi ve anlamı

Aniden, beklenmedik bir anda.”Oturuyorduk, çat kapı çıkageldiler.”

Çat pat deyimi ve anlamı

  1. Ara sıra.
  2. Yarım yamalak, biraz.
  3. Vakitli vakitsiz, uygunsuz zamanlarda.”Çat pat okuması var diye mektubu ona uzattılar.”

Çattık teyellemesi kaldı deyimi ve anlamı

Sıkıntılı bir duruma düştük. Bunun arkası var daha.

Çarşaf gibi deyimi ve anlamı

Dalgasız, dümdüz ve durgun.”Deniz çarşaf gibiydi.”

Çayı görmeden paçaları sıvamak deyimi ve anlamı

Ham hayaller kurmak; henüz zamanı gelmediği hâlde yapılacak bir iş, meydana gelebilecek bir olay için hazırlıklara girişmek.”Durun bakalım hele, çayı görmeden paçaları sıvamayın, bir haber ulaşsın önce.”

Çay (deniz) kenarında kuyu kazmak deyimi ve anlamı

Bir şeyi kolayca ve daha bol elde etme olanağı varken az verimli güç yollara başvurmak.

Çekeceği olmak deyimi ve anlamı

Çok acı çekeceği, sıkıntıya gireceği bir iş ya da durumla karşılaşacağı sezilir olmak.”Öyle anlaşılıyor ki bu çavuştan çekeceğimiz var.”

Çekidüzen vermek deyimi ve anlamı

Karışıklığı, dağınıklığı, başıbozukluğu gidermek.”Kendine bir çeki düzen vermelisin artık.”

Çekip çevirmek deyimi ve anlamı

Yönetmek, düzene sokmak, hâle yola koymak, çalışmasını sağlamak.”Tek başıma bu işi çekip çeviremem ki!”

Çekip gitmek deyimi ve anlamı

Savuşmak, bırakıp gitmek, kimseye danışmadan ayrılmak.”Aradığını bulamayınca çekip gitti.”

Çekirdekten yetişme deyimi ve anlamı

Bir işi küçük yaştan, çıraklıktan başlayarak öğrenme ve o işte ustalaşma.”Ali, çekirdekten yetişmiş bir marangozdu.”

Çekişe çekişe pazarlık (etmek) deyimi ve anlamı

Bir malı ucuza almak, ya da pahalıya satmak için titizce uzun süre yapılan pazarlık.”Babam çok istediği atı alabilmek için, atın sahibiyle çekişe çekişe pazarlık etmeye başladı.”

Çekiver (çek) kuyruğunu deyimi ve anlamı

Ondan artık hayır gelmez.

Çekiye gelmemek deyimi ve anlamı

  1. Kullanılan ölçülere sığmamak.
  2. Çekidüzen verilememek.

Çekme burun deyimi ve anlamı

Düzgün biçimli burun.

Çelme takmak deyimi ve anlamı

  1. Ayağını bacağına geçirerek yıkmaya çalışmak.
  2. Bir işin gelişmesini engellemek veya bir kimsenin iyi yürüyen işini bozmak.”Sakin sakin giden arkadaşını çelmek takarak yere düşürdü.”

Çene çalmak deyimi ve anlamı

Gevezelik ederek, çok konuşarak vakit geçirmek.”Komşu kadınları çene çalmaya bayılırlar.”

Çenesi düşük deyimi ve anlamı

Geveze, çok konuşan, gereksiz şeyler söyleyen.”Senin kadar çenesi düşük bir adam daha görmedim.”

Çenesi durmamak deyimi ve anlamı

Durmadan konuşmak.

Çenesi kuvvetli deyimi ve anlamı

Söylemekten yorulmayan, söylediği sözlerle kendisini dinletmesini bilen.”İyi hatip, acaba çenesi kuvvetli hatip midir?”

Çenesini tutmak deyimi ve anlamı

Söylememek. Susmak.

Çenesi oynamak deyimi ve anlamı

Bir şey yer durumda olmak.

Çene yarıştırmak deyimi ve anlamı

Karşılıklı gevezelik etmek, boş konuşmak.”Sizinle çene yarıştırılmaz doğrusu.”

Çeneye kuvvet deyimi ve anlamı

Durmadan konuşup söyleyerek.

Çene yormak deyimi ve anlamı

Boş yere bir şeyler söyleyip durmak, boşuna konuşmak.

Çengel atmak deyimi ve anlamı

Bir konuda yandaş sağlamak için ilişki kurmak.

Çengelde kokmuş etim yok deyimi ve anlamı

”Kızımı hemen evlendirmek zorunda değilim, uygun bir eş buluncaya değin beklerim” anlamında söylenir.

Çer çöp deyimi ve anlamı

  1. Çalı çırpı kırıntısı.
  2. Döküntü, süprüntü.
  3. Bazı çocuk oyunlarında “dikkat” anlamında kullanılan uyarı.

Çerden çöpten deyimi ve anlamı

Dayanıksız, çürük.

Çeşni tutmak deyimi ve anlamı

Buğday ununa karıştırılacak mısır, arpa unlarının oranını saptamak.

Çetele tutmak deyimi ve anlamı

Hesap tutmak amacı ile bir yere çizgiler çekmek.”Ahmet amca, veresiye verdiği mallar için çetele tutmaktan usanmıştı.”

Çetin ceviz deyimi ve anlamı

  1. Kırılması zor, kabuğu sert ceviz cinsi.
  2. Yola getirilmesi, yenilmesi zor rakip; başarılması güç iş.”Şimdi anlıyordu rakibinin ne deneli çetin ceviz olduğunu.”

Çevir kaz(ı) yanmasın deyimi ve anlamı

Karşısındakini kıracak bir söz söylediğini fark edip de çevirmeye kalkışanlara şaka yollu söylenir.

Çeyiz çemen deyimi ve anlamı

Ç harfi ile başlayan deyimler ve anlamları arasındadır. Anlamı: Bol çeyiz.

Çıban başı deyimi ve anlamı

Her an bir rahatsızlık doğurmaya elverişli olan durum.

Çıbanın başını koparmak deyimi ve anlamı

Rahatsızlık doğurabilecek bir durum yaratmak, rahatsızlık verici bir sorunun patlak vermesine yol açmak.

Çıfıt çarşısı deyimi ve anlamı

Türlü kötülüklerin, hile ve düzenlerin karmakarışık bir durumda bulunduğu yer.”Daireyi çıfıt çarşısına çevirenler tek tek bulunmalıdır.”

Çığır açmak deyimi ve anlamı

Bir alanda yeni bir yol açmak; yeni bir tutum, izlenecek yöntem bulmak.”Bilim adamları kanserle mücadelede çığır açmak için kolları sıvadılar.”

Çığırından çıkmak deyimi ve anlamı

Yoldan sapmak, doğru ve uygun gidişten ayrılmak, artık düzelemez hâle gelmek.”İşler çığırından çıkmadan önlem almalıyız.”

Çıkar yol deyimi ve anlamı

Çare, en tutarlı çözüm yolu.”Sınıf geçebilmek için tek çıkar yol ders çalışmaktır.”

Çıkış yapmak deyimi ve anlamı

Bir tartışma esnasında etkili söz ve sert davranışlarla düşüncelerini belirtmek.”Ani bir çıkış yaparak herkesi şaşırttı.”

Çıkmaza girmek deyimi ve anlamı

Çözümlenemeyecek, içinden çıkılamayacak bir duruma düşmek.”İşler, hiç ummadıkları bir anda çıkmaza girdi.”

Çıkmaz ayın son çarşambası deyimi ve anlamı

Hiç gelmeyecek bir zaman.

Çıktı dokuza, inmez sekize deyimi ve anlamı

Aşırı savlarında direniyor. Özveride bulunmuyor.

Çıngar çıkarmak deyimi ve anlamı

Gürültü patırtı, karışıklık ve kavga çıkarmak.”Çıngar çıkarmadan oturtun şu kadını.”

Çın sabah deyimi ve anlamı

Sabahın çok erken zamanı.

Çırak çıkmak deyimi ve anlamı

İş ortağını, kazanç göstermeden ya da zarara sokarak, ortaklıktan ayırmak.

Çırak etmek deyimi ve anlamı

Bir yerde uzun süre çalıştıktan sonra geçimini sağlayabilecek duruma erişmiş olan kişiye bağımsız çalışması için izin vermek.

Çıt çıkarmamak deyimi ve anlamı

Çok sessiz olmak, hiç ses çıkarmamak, gürültü yapmamak.”Çocuklar korkudan çıt çıkarmıyorlardı.”

Çiçeği burnunda deyimi ve anlamı

Çok taze, yeni koparılmış.”Çiçeği burnunda bir haber getirmek için yarışa girdi muhabirler.”

Çift çubuk deyimi ve anlamı

Çiftlikte kullanılan araçlar.

Çifte atmak deyimi ve anlamı

  1. At, katır, eşek, bir kimseyi ya da bir şeyi vurmak için arka ayaklarını birdenbire geriye savurmak.
  2. Aşağısanan kişi, umulmadık zamanda birini sert davranışıyla incitmek.

Çifte kavrulmuş deyimi ve anlamı

  1. İçindeki bademi kavrulmuş olan badem şekeri.
  2. Ufak kesilmiş, sert bir çeşit lokum.
  3. Çok pişkin.
  4. Çok çile çekmiş.

Çifte kumrular deyimi ve anlam

Ç harfi ile başlayan deyimler ve anlamları arasındadır. Anlamı: Birbirini çok seven ve birbirinden ayrılmayan kimseler.”İşte çifte kumrular geliyorlar.”

Çiğlik etmek

İnsana yakışmayan; olgunluğa, yaşa uygun düşmeyen yersiz ve kaba davranışlarda bulunmak.”Bir çiğlik edip de toplantıyı berbat edecek diye ödüm kopuyor.”

Çiğ iplik deyimi ve anlamı

Bükülmemiş iplik.

Çiğ iplikle bağlanmak deyimi ve anlamı

Etkisi az sürecek, köksüz, geçici bir çözüm yolu üretmek.

Çiğlik etmek deyimi ve anlamı

Kendisinden iyi bir şey yapması beklenirken ters, yersiz, yakışıksız bir davranışta bulunmak.

Çiğneyip geçmek deyimi ve anlamı

  1. Yol üstündeki dostuna uğramadan geçmek.
  2. İlişki kurması gereken kişiyi atlayıp onun üstündeki kişiye başvurmak.

Çiğ renk deyimi ve anlamı

Sevimsiz açık, parlak renk.

Çiğ süt emmiş olmak deyimi ve anlamı

Soysuz ve namussuz olmak.”Bu yürek yakıcı işi yapmak için çiğ süt emmiş olmak gerek.”

Çiğ yemedim ki karnım ağrısın deyimi ve anlamı

“Herhangi bir suç işlemedim ki korku duyayım, işi eksik yapmadım ki olumsuz sonuçtan kaygılanayım” anlamında kullanılır.

Çile çekmek deyimi ve anlamı

Üzüntü, eziyet, acı ve sıkıntı içinde yaşamak.”Annen seni büyütünceye kadar ne çileler çekti biliyor musun?”

Çile çıkarmak deyimi ve anlamı

  1. Sıkıntılı bir işin veya durumun sona ermesini beklemek.
  2. Tasavvufta bir müridin belli bir eğitim safhasından geçmesi.”Çile çıkarmayan mürit olgunlaşamaz.”

Çileden çıkmak deyimi ve anlamı

  1. Çok öfkelenmek, olan bitenler karşısında dayanıklılığı kalmayıp taşkınlık göstermek.
  2. Çile süresini bitirmek.”Ben çileden çıkmadan çabuk terk edin burayı.”

Çile doldurmak deyimi ve anlamı

Sürmekte olan sıkıntılı durumun sona ermesini beklemek.

Çil yavrusu gibi dağılmak deyimi ve anlamı

Toplu hâlde bulunan insanların her biri, herhangi bir sebeple bir yana dağılmak.”Silâh sesini duyunca çil yavrusu gibi dağılmaya başladılar.”

Çimdik atmak (basmak) deyimi ve anlamı

Çimdiklemek.

Çingene çergesi deyimi ve anlamı

Derme çatma ve pis perde, yaygı, baraka.

Çingene çorbası deyimi ve anlamı

Birçok kişinin çeşitli düşüncelerle karıştırdıkları durum.

Çingene düğünü deyimi ve anlamı

Düzensiz, gürültülü toplantı.

Çingene kavgası deyimi ve anlamı

Önemsiz bir tartışma ile başlayıp konu değiştire değiştire büyüyen çirkin lafların yer aldığı kavga.

Çingene pembesi deyimi ve anlamı

Göz alıcı çiğ pembe.

Çirkefe taş atmak deyimi ve anlamı

Edepsiz, geçimsiz, kaba saba kimsenin tepkisine yol açacak davranışlarda bulunmak.”Şu çirkefe taş atıp da başını belâya sokmadan gir içeri!”

Çivi gibi olmak deyimi ve anlamı

Çok sağlam ve güçlü olmak.

Çivi kesmek deyimi ve anlamı

Çok üşümek, donmak.”Çocuklar soğuktan çivi kesmişlerdi.”

Çizmeden yukarı çıkmak deyimi ve anlamı

Bilmediği, aklının kesmediği, yetkisinin dışında bir işe kalkışmak; haddini bilmemek.”Kes artık, çizmeden yukarı çıkmaya başladın.”

Çoban aldı bağa gitti, kurt aldı dağa gitti deyimi ve anlamı

Malından, kazancından başkaları yararlandı, kendisine bir şey kalmadı.

Çoban kulübesinde padişah rüyası görmek deyimi ve anlamı

Çok dar olanaklar içinde büyük hayaller kurmak.

Çocuklar başı Deli Ömer deyimi ve anlamı

Çocukların oyunlarına karışmayı, onları başına toplayıp çocuksu işler yapmayı seven yaşlı adam.

Çocukluk etmek deyimi ve anlamı

Akılsızca, çocukça iş yapmak.

Çocuk oyuncağı deyimi ve anlamı

Önem verilecek değerde olmayan, kolay iş.”Dereyi geçmek mi? Çocuk oyuncağı benim için.”

Çocuk oyuncağı hâline getirmek deyimi ve anlamı

Ç harfi ile başlayan deyimler ve anlamları arasındadır. Anlamı:  Bir işi sık sık değiştirip verilmesi gereken önemde ele almamak, küçümsenir duruma getirip değerinden düşürmek.”Ne biçim adamlarsınız siz, bu güzel işi çocuk oyuncağı hâline getirdiniz!”

Çoğa varmak deyimi ve anlamı

Gereğinden çok yapmak, aşırı davranmak.

Çoğu gitti azı kaldı deyimi ve anlamı

İşin en güç, en önemli, en büyük kısmı bitti, kalanı önemsizdir.”Ha gayret çocuklar, çoğu gitti azı kaldı.”

Çok görmek deyimi ve anlamı

  1. Esirgemek, bir kimseyi o şeye değer bulmamak.
  2. Bir kimsenin yaptığını, davranışını yadırgamak.”Gel, çok görme bana bu işi.”

Çok harman yeri dişlemiş deyimi ve anlamı

Çok deney geçirmiş, kurnaz.

Çok olmak (Biri) deyimi ve anlamı

Davranışları dayanılmaz noktaya gelmek.

Çok şey! Deyimi ve anlamı

Şaştım doğru! Beklenir şey değil bu!

Çoluk çocuk deyimi ve anlamı

  1. Çocuklarla birlikta aile topluluğu.
  2. İşe akıl ermeyen çocuklar, gençler.

Çoluk çocuk elinde kalmak deyimi ve anlamı

Genç, tecrübesiz, çocuk denecek kişilerin yönetimi altında yaşar durumda olmak.”Ülke çoluk çocuk elinde mi kalacak? Allah korusun!”

Çoluk çocuğa karışmak deyimi ve anlamı

Evlenip, çocukları dünyaya gelip, onlarla uğraşır olmak.”Vay canına! Daha dünkü çocuktu, bugün çoluk çocuğa karışmış! Zaman ne çabuk da geçiyor.”

Çorap kaçmak deyimi ve anlamı

Ç harfi ile başlayan deyimler ve anlamları arasındadır. Anlamı: İnce örgülü çorabın bir ili teli kopup örgü, uzunlamasına açılmak.

Çorap söküğü gibi gitmek deyimi ve anlamı

Başlayan bir işin birbirine bağlı diğer bölümlerinin kolaylıkla halledilmesi.”Hele bir başla sen, bak nasıl çorap söküğü gibi gidecek iş.”

Çorbada tuzu bulunmak deyimi ve anlamı

Yapılan bir iş ya da hizmette az da olsa çabası, emeği bulunmak.”Haydi durmayın, çorbada sizin de tuzunuz bulunsun!”

Çorba olmak (Çorbaya dönmek) (Bir işi) deyimi ve anlamı

Karmakarışık, içinden çıkılmaz bir durum almak.

Çömlek hesabı deyimi ve anlamı

Güvenilmez, yanlış hesap.”Senin yaptığın çömlek hesabı, bir muhasebeciye havale et işi.”

Çöp atlamaz deyimi ve anlamı

Çok dikkatli, aldatılmaz.

Çöpsüz üzüm deyimi ve anlamı

  1. Birlikte yaşayacağı yakın hısımları bulunmayan eş.
  2. Uğraştıracak pürüzleri olmayan karlı iş.

Çöpten çelebi deyimi ve anlamı

Çok zayıf, güçsüz kişi.

Çörçöp (Çerçöp) deyimi ve anlamı

İnce kuru dal, çöp parçaları ve benzerleri.

Çörden çöpten deyimi ve anlamı

Çörçöpten yapılmış gibi, dayanıksız, çürük, uydurma.

Çözüm yolu deyimi ve anlamı

Ç harfi ile başlayan deyimler arasındadır. Anlamı: Bir güçlüğü ortadan kaldıracak düşünce, eylem, işlem.

Çuhasını giymedikse kenarını kuşandık deyimi ve anlamı

  1. O güzel şeyin yabancısı değilim. Benzerlerini ben de kullandım.
  2. Bu konuda benim de kendi çapımda bilgim, tecrübem vardır.

Çukurunu kazmak (Birinin) deyimi ve anlamı

Birini felakete düşürecek plan hazırlamak.

Çuldan çuvaldan olmak deyimi ve anlamı

Bütün eşyası elinden gitmek.

Çul tutmaz deyimi ve anlamı

Kazandığını harcayan, bir şey sahibi alamayan.

Çulu (tüyü) düzmek deyimi ve anlamı

  1. Güzel giyinmeye başlamak.
  2. Hali vakti iyileşmek.

Çuval gibi deyimi ve anlamı

Kaba ve seyrek, bol ve ütüsüz.”Pantolonun çuval gibi olmuş.”

Çürüğe çıkmak deyimi ve anlamı

  1. İşe yaramaz olduğu, sağlam olmadığı anlaşılarak bir yana atılmak.
  2. Sağlığı el vermediği için askerlik görevine alınmamak.”Çürüğe çıkmak için can atanlar da yok değil bugün.”

Çürük çarık deyimi ve anlamı

  1. Sağlam bir yanı bulunmayan, kırık, eski (şey).
  2. Hiçbiri sağlam, işe yarar olmayan (şeyler).

Çürük çıkmak deyimi ve anlamı

Ç harfi ile başlayan deyimler arasındadır. Anlamı: Sağlam olmadığı anlaşılmak.

Çürük (yaş) tahtaya basmak deyimi ve anlamı

Tedbirsiz hareket edip, kötü sonuçlanacak bir işe girişmek.”Allah kimseyi çürük tahtaya bastırmasın.”

Deyimler ve anlamları hakkında aradığınız her şeye sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

7 Yorum

7 Yorum

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir