Monet, 14 Kasım 1840 tarihinde Paris’te doğdu. Monet ve ailesi 1845 yılında, bir Fransız liman şehri olan Le Havre’ya taşındı. Le Havre’da okula başlayan Monet, mutsuzdu. Bakkal olan babası, oğlunun da kendisi gibi ticaretle uğraşmasını hayal ediyordu. Çizime olan yeteneğini fark eden Monet, teyzesinin ve yerel bir manzara ressamının da desteğini alarak Paris’e sanat okumaya gitti. Burada da durumu pek parlak bulmayan Monet, modası geçmiş sanat okulunda tüm heyecanını kaybetmişti. Bir süre sonra, aralarında Pierre-Auguste Renoir’ında bulunduğu açık havada resim yapmaktan hoşlanan genç ressamlarla arkadaş oldu. Birlikte tabiatın güzelliklerini resmetmek için kır gezilerine çıkmaya başladılar. Açık havada resim yapmakta güçlük çeken Monet rüzgara, yağmura ve hatta battaniyelere sarınarak kara bile göğüs gerdi.
Monet, sanatı için büyük çabalar sarf etti; fakat yaptığı resimler pek değer görmedi ve çok az resim satabildi. O dönemde klasik cilalı resimlere alışkın olan insanlar onun, güneşli renklerini ve eskiz tadındaki gelişi güzel fırça darbelerini fazla yenilikçi ve ilginç buluyorlardı.
1870 yılında Fransa ve Prusya arasında başlayan savaştan, ailesini alarak İngiltere’ye kaçtı. Bir sene süren savaşın ardından tekrar Paris’e döndü. Resimlerini resmi sergilere sokmak için büyük çaba sarf eden Monet, sonunda pes etti ve arkadaşlarıyla birlikte kendi sergilerini açmaya karar verdiler. 1874 yılında ilk “izlenimci” sergilerini açtılar. Bazı eleştirmenler Monet’in resimleriyle “palet döküntüleri” diyerek alay etti; ama diğerleri de onu övdü ve Monet’in resimleri yavaş yavaş satılmaya başladı.
Eşi Camille’nin ölümünden etkilenen Monet, kendini resme verdi ve birkaç yıl sonra çocuklarını da alarak Giverny’de başka bir eve taşındı. Bir süre sonra yaşadığı olumsuzlukları atlatan Monet, artık başarmıştı ve resimlerinin satışı ciddi anlamda artmıştı. Eleştirmenler Monet’ten “doğanın şairi” diye söz ediyorlardı. Her zaman parayı, lüksü ve gösterişi seven Monet, sonunda bütün isteklerini karşılayabilecek duruma gelmişti.
Bu dönemde hayalini kurduğu bahçeyi yaratmaya başlayan Monet, bir de yaşadığı yerdeki nehre set inşa etti ve yüzlerce nilüfer doldurduğu büyük bir göl oluşturdu. Monet, bu gölü defalarca resmetti. Ciddi bir görme bozukluğu yaşayan Monet, çalışmayı hiçbir zaman bırakmadı.
5 Aralık 1926 yılında yaşamını yitiren Monet’in, bugün dünyanın dört bir yanında sergilenen yaklaşık 250 adet nilüferli resmi vardır.