Çocuğu hastalıklardan korumak için ne yapmalıyız? Sağlıklı çocuklar yetiştirebilmek için neler yapılabilir?
Kış aylarında artış gösteren hastalıklar en çok çocukları etkiliyor. Kapalı ve kalabalık mekanlarda daha fazla vakit geçirmek, okul ve kreş ortamı gibi etkenler çocukların daha sık hastalanmasına neden oluyor. Prof. Dr. Metin Karaböcüoğlu, kış aylarında çocukları hastalıklardan korumanın yolları hakkında şu bilgileri veriyor:
Hastalık yapan mikrop ve mikroorganizmaların havadaki yoğunluğunun artması, soğuk havadan dolayı vücudun daha fazla enerji harcayıp yorgun düşmesi, kapalı ve kalabalık yerlerde iç içe yaşamak kış aylarında hastalıkların artmasına neden olan etkenlerdir. Soğuk algınlığı, nezle, grip, bademcik iltihabı, soluk borusunun iltihabı, sinüzit, orta kulak iltihabı gibi hastalıklar kışın çocuklarda daha sık görülmektedir. Bu hastalıkların çoğu ayaktan tedavi edilebilmektedir. Her çocuğun hastalıklara karşı direnç kazanması için bu hastalıkları geçirmesi gerekmektedir. En gelişmiş ülkelerde bile 5 yaşın altındaki çocuklar 1 yılda ortalama 6-8 kez hastalanmaktadırlar. Özellikle kreşe ve okula başlayan çocukların ilk senelerde daha sık hastalanması doğal bir durumdur.
Anne sütü bugüne kadar koruyuculuğu kanıtlanmış olan tek ilaçtır. Annenin nezle, burun akıntısı, hapşırık ve basit ateşlerinin olması, anne sütünü kesmek için bir bahane değildir. Aksine annenin vücudunda o anki mikroba karsı oluşan maddeler, anne sütüyle bebeğe geçerek hastalığa karşı koruma sağlamaktadır.
Anne ve babaların yaptığı yanlışlardan biri çocuklarına portakal, mandalina, narenciye gibi besinlerle aşırı C vitamini verip, hastalıklardan korumaya çalışmaktır. Yeterli miktarda almak yararlıdır ama fazla C vitamininin hastalıklardan koruyucu bir özelliği yoktur. Çocuğun gerektiği kadar karbonhidrat, protein, süt ve süt ürünleri ile bol miktarda meyve ve sebze tüketmesi sağlanmalıdır. A vitamini, selenyum, demir ve çinko alımı da çok önemlidir. Tüm bu ihtiyaçlar her türlü doğal besinden karşılanabilmektedir, fazladan takviye alınmasına gerek yoktur.
Ailelerin çocuklarını mevsim normallerine göre giydirmesi gerekmektedir. Çocuğu aşırı üşütmek, aşırı terletmek ve ona kalın giysiler giydirmekten kaçınılmalıdır. Soğuk kendi başına hastalık yapmaz ise de soğukta kalıp üşüyen vücut, mikroplardan daha kolay etkilenmektedir. Yorgunluk da hastalıklara yakalanma riskini artırmaktadır. Yorgun ve uykusuz olunan dönemlerde daha sık hasta olunmaktadır. Özellikle spor yapan çocukların yeterli oranda dinlenmesi ve beslenmesi gerekmektedir.
Grip, normal soğuk algınlığı, üst solunum yolu iltihapları ve nezleden farklı olarak yılda en fazla 1-2 defa geçirilebilecek bir hastalıktır. Grip hastalığı yüksek ateş, yaygın adale ağrısı yapan ve arkasından da orta kulak iltihabı, zatürre, beyin iltihabı gibi ağır ve tehlikeli hastalıklara zemin hazırlayabilen bir hastalıktır. Bu yüzden 6 aydan büyük çocuklara grip aşısı yapılmasını önermekteyiz. Ancak nasıl ki kızamık aşısı çocuğunuzu suçiçeğinden ya da menenjitten korumuyorsa; grip aşısı da soğuk algınlığından ve nezleden korumadığı gerçeği unutulmamalıdır. Dolayısı ile grip aşısı olanlar bir daha hiç hastalanmayacaklar sanmak yanlıştır.
Bitkisel ilaçların hastalıklardan koruduğu bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Bu ilaçların da yan etkileri olabilmektedir ve özellikle karaciğere olumsuz etkileri vardır. Aileler çocuklarını hastalıklardan korumak için kulaktan dolma bilgilerle, içeriklerini bilmedikleri bitkisel ilaçları içirmemelidirler.
Sigara, çocukların hastalık riskini artıracağı için sigara dumanından ve hava kirliliğinden çocukları uzak tutmak gerekmektedir. Kapalı ve kalabalık yerler de hastalıklar çok çabuk yayılacağından mecbur kalmadıkça bu ortamlardan çocukları uzak tutmak önemlidir.
Tüm yaşamımıza giren ve hayatımızı kolaylaştıran teknoloji de kimi zaman gözle görülmeyen olumsuz etkilerini de birlikte getiriyor. Cep telefonları, bilgisayarlar ve evde kullanılan elektronik aletler çocuklar için zararlı olarak kabul ediliyor.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Murat Yıldırım, “Sağlıklı çocukların ancak sağlıklı çevrelerde büyüyebileceğini belirterek, çocuğu hastalıklardan korumak için anne babalara önerilerde bulundu.
Çocuk yaşama anne karnında başlar. Onu koruyan huzurlu, sıcak bu ortamda dahi dış dünyanın zararlı etkilerine maruz kalabilir. Plasenta vasıtasıyla birçok zehirli madde bebek dolaşımına geçip, büyümekte ve gelişmekte olan organlarda kalıcı hasara yol açabilir. Bu nedenle çocuğunu korumak isteyen bir annenin yapacakları daha bebek doğmadan başlar.
Zamanımızın büyük çoğunluğunu geçirdiğimiz ev içi ortam da çocuk sağlığı için tehdit unsuru olabilmektedir. Evlerde kullanılan eşyaların zamanla değişikliğe uğraması, halıların daha çok kullanılmaya başlanması, evde hayvan besleme alışkanlığının artması, pencere ve kapı izolasyonlarının artması, ev içi hava sirkülasyonunu azaltmış, ev tozu akarlarının güncel bir problem halini almasına yol açmıştır. Evde içilen sigara, büyümekte ve gelişmekte olan çocuğun akciğerlerinde, erişkinde olduğundan daha büyük zararlara yol açmaktadır.
Teknolojik gelişmelerin yarattığı çevre kirliliği ve buna bağlı ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarını tahmin etmek güçtür. Günlük yaşamda kullandığımız elektronik cihazların tamamı elektromanyetik alan yaratmaktadır. Yüksek gerilim hatlarına yakın yaşayan çocuklarda lösemi sıklığının arttığı gözlenmiştir. Ev içinde kullandığımız elektrikli ve elektronik cihazlarının tümü elektromanyetik alana sahiptir. Televizyonlar için her yönde 3 metrelik korunma alanı sağlanmalıdır. Elektrikli traş makinesi ve saç kurutma makinesi gibi kullanımı zaruri olmayan aletlerin hayatımızdan çıkarılmasında fayda vardır. Teknoloji harikası bilgisayarlar da tehdit unsuru olabilmektedir. Bu açıdan çocukların bilgisayar karşısında geçirdikleri süre kısıtlanmalı, düşük elektrik ve manyetik alanı olan bilgisayarlar tercih edilmelidir.
Çocukların oksijen gereksinimi ve tüketimi fazladır, hava içindeki kirliliğe erişkinlerden daha çok maruz kalırlar. Çocuklar erişkinlere göre daha fazla ağızdan soluk aldıklarından, burunun sağladığı filtre fonksiyonunu daha az kullanırlar. Hava yolları daha dar olduğundan havadaki toksik ajanların zararlı etkisi daha belirgindir. Son 20â30 yılda önemli bir sağlık problemi olarak karşımıza çıkan hava kirliliği, astım, diğer solunum yolu hastalıkları ve alerjik hastalıkların sıklık ve ağırlığında önemli rol oynar. Ayrıca hava içindeki toksik maddeler polenlere yapışarak, polenin alerjik potansiyelini artırabilmektedir. Hava kirliliği, egzoz parçacıkları, hidrokarbonlar, sülfür bileşikleri, ozon ve sigara dumanı alerjik hastalıklara zemin hazırlayabilmektedir. Yüksek düzeyde hava kirliliği anne karnındaki fetüsün kan dolaşımına geçerek fetüsün ölümüne, konjenital defektlere, prematüre doğum ve anne karnında büyüme ve gelişme geriliğine neden olabilmektedir.
Dışarıdan alınan bazı zararlı maddeler çocuklarda hormon düzenini bozarak etki gösterirler. Evimizde kullandığımız pet şişeler, plastik kaplar, streç film koruyucular, temizlik maddeleri, ilaçlar, kozmetik maddeleri, bitki ilaçları, hastanelerde kullanılan sondalar, bitki ve hayvan üretiminde kullanılan hormonlar her an karşılaştığımız hormonal bozuculardır. Dünyadaki hastalıkların üçte biri çevresel kaynaklıdır ve çocuklar bu hastalıklara daha duyarlıdır.
Çocuğu hastalıklardan korumak için siz nasıl önlemler alıyorsunuz? Yorumlardan buluşalım.
Çocuk dostu şehir nedir? Çocuk dostu bir şehir nasıl olmalı? Çocuk dosu şehirler için çocukların…
Çocukların sağlıklı beslenmesini sağlamak; obezite riskini azaltıyor, çocuğun daha sağlıklı bir vücuda sahip olmasını sağlıyor…
Ek besinlere geçen bebeklere haftada bir defa balık verilebileceği gibi, bebeğin fizyolojik durumu ve alerjisi…
Çocuklarda stresi azaltan egzersizler neledir? Çocuklar hangi sebeplerle stres yaşamaktadır? Stres nasıl önlenebilir? Her Altı…
Okul çağındaki çocukların beslenme düzenleri çocukların sağlıklı fiziksel ve zihinsel gelişimi açısından büyük önem taşıyor.
Çocukların yeni yıla daha mutlu girmesini sağlayabilmek için, arkadaşlarıyla birlikte eğlenebileceği bir parti hazırlayabilirsiniz.