Çocuğun sosyal gelişiminde ebeveynlerin önemi büyüktür. Bu yazıda babanın katkısına dair değerlendirmelere yer vereceğiz.
Çocuğun Sosyal Gelişimi
Çocuğun sosyal gelişiminde çeşitli yaş evreleri vardır. Milli Eğitim Bakanlığı hazırladığı Sosyal Gelişim ve Duygusal Gelişim adlı kitapçıkta şu bilgilere yer vermektedir:
0-2 Yaş Çocukların Sosyal Gelişimi
Bebekteki sosyal gelişimin en dikkate değer yönlerinden biri, diğer insanlara gülümsemesidir. Hayatın ilk iki ayı içinde bebekler annelerini tanır ve onu gördüğünde gülümserler. 0-3 aylık bebekler, birisi odaya girince ağlamayı kesme, yaklaşan birinin yerini aramak için bakınma, bakışlarını belli bir insana yöneltme, seslere kulak verme, yüzüne bakan insana gülümseme, yalnız bırakıldığını anlayınca bağırma ya da ağlama gibi ilk sosyal tepkilerini gösterirler. İlk zamanlar bebek kendisine ilgi gösteren herkese gülümserken, 6. aydan itibaren yalnızca tanıdığı kişilere tepki göstermektedir.
Yapılan araştırmalara göre; ilk aylarında bebekler karşısındakinin tutumunu (sevecen, kızgın vb.) anlamazken, 5–7 aylıktan itibaren bu ayrımın farkına varır 8–12 aylık bebeklerin ise farklı tutumlara göre tepki verdikleri gözlenmiştir.
Diğer çocuklara karşı tepki: Çocuklar, kendi yaşıtlarını altı aylıkken fark etmeye başlar ve bu çağdan sonra, çocukların diğer çocuklarla ilgilenmesi gittikçe daha canlı bir hâl alır. Bir yaşına basmadan önce, çocukların pek çoğu, başka çocukların ağlamasına fazla aldırış etmez. Bazıları da yanlarında başka bir çocuk ağladığında, rahatsız olduğunu belirten sesler çıkarır ya da ağlayan çocuğu çevresinden uzaklaştırarak dikkati kendi üstünde toplamaya çalışmaktadır. Diğer çocuklarla birlikte oyun oynaması ileriki yıllarda görülür.
Bebeklerin karşılaşması: Çocukların birbirlerine karşı tepkilerini ölçmek için iki ya da daha çok çocuğu bir araya koymak suretiyle “bebek toplantıları” yapma tekniğinden yararlananlar olmuştur. Araştırmacılar; yaptıkları araştırmada, bir araya konulan dokuz aylık bebeklerin toplumsal tepkilerinin çok az olduğu, birbirlerine fazla aldırış etmediklerini görmüşlerdir. Dokuz-on dört aylık bebekler ise çevreleriyle daha çok ilgili, ancak birbirleriyle ilgili 6 değildirler. Oyuncaklarıyla oynamayı tercih etmişler ve karşılarındaki bebekleri çok defa itip kakmışlardır.
2-6 Yaş Çocukların Sosyal Gelişimi
Grup hâlindeki eylemler, üçüncü yaştan itibaren hem sayıca artmakta hem de süreleri uzamaktadır. Çocuğun iletişim gücünü geliştirmiş olması, başkalarını anlama ve onları etkileme gücünü artırır. Grup etkinliklerinde paylaşmayı bilmez. İsteklerinde ısrarlı ve sabırsızdır. Başkaları için herhangi bir şey yapmayı reddeder. Bu devre, olumsuz dönem olarak kabul edilir. Ama bu dönemde başkalarının haklarını da öğrenmeye başlar. Çatışmaları kısadır.
Bu yılın sonuna kadar arkadaş edinme önem kazanır. Alıp-vermeye daha isteklidir. Paralel oyuna katılma girişimleri görülür. Bloklardan bir yapıt meydana getirme, evcilik gibi oyunlar gözlenebilir. Çok sevdiği bir oyuncağın sahibiyle arkadaş olmak isteyebilir. Sosyal ilişkilerinde sınırlılıkları fark etmeye başlar. Kendi cinsiyetini öğrenir.
Özellikle bu dönemde, çocuklar üzerinde baskı kurulan bir konu da tuvalet eğitimidir. Eğer, ana babalar ve yetişkinler tuvalet eğitiminde cezalandırıcı ve utandırmaya yönelik bir tutum izlerse çocukta utanma ve kuşku duygularını oluştururlar. Aşırı koruyucu, kısıtlayıcı ve cezalandırıcı ana baba tutumları özerkliği engelleyen etkenler arasındadır. Oysa ana babaların, çocuklarını tehlike olmayan ortamlarda serbest bırakmaları ve onlara bir şeyler başarmaları için fırsat vermeleri gerekmektedir.
Çocuk, dördüncü yaşlarda yetişkinlerden çok arkadaşlarıyla ilgilenir. Paylaşma başlar. Oyunlar daha çok küçük gruplardan oluşur. Olaylara başkaları açısından da bakmaya, onları anlamaya başlarlar. Beşinci yaşlarda grup oyunlarını tercih ederler. Başkalarının haklarına ve eşyalarına saygı duymaya başlarlar. İç denetimle kendi duygu ve isteklerini kontrol ederler.
Beş ve altıncı yaşlarda çocuk, 5–6 hatta daha çok üyeli gruplar hâlinde oyun kurabilmekle birlikte daha çok üç kişilik oyunları tercih ettikleri görülür. Yalnız başına oynamaktansa sevdikleri, hoşlandıkları bir çocukla oynamayı yeğlerler. Bu dönemde çocukta iş birliği, dostluk, sempati gibi davranışların yanı sıra rekabet, kavga ve ağız dalaşı gibi davranışlar da görülmektedir.
Altıncı yaşta çocuk; başkalarının haklarına saygılı olma, onların duygularını paylaşmada daha başarılıdır. Aynı zamanda kendi kendini eleştirdiğine işaret eden 8 davranışlar da görülmektedir. Organize edilmiş grup oyunlarında etkin olarak yer alabilir.
Nitelikli Baba Çocuk İlişkisi Nasıl Kurulur?
- Babanın çocuğa zaman ayırması, çocuğu dinlemesi ve sorunlarıyla birebir ilgilenmesi, baba-çocuk ilişkisinde büyük önem taşıyor. Yapılan araştırmalara göre, babasıyla nitelikli vakit geçiren çocuklar, okulda daha başarılı olduğu gibi, güven duygusuna da daha fazla sahip oluyor.
- Hamilelik döneminde babanın bebekle ilgilenmesi de son derece önemli. Hamilelik döneminde ilgisiz davranan babalar, bebekle yeterince bağ kuramıyor.
- Bebeklik döneminde, babanın bebeğin temel ihtiyaçlarıyla ilgilenmesi gerekiyor. Bebeğin mamasının verilmesi, altının değiştirilmesi ya da uyutulması gibi süreçlerde babanın aktif rol oynaması büyük önem taşıyor.
- Babanın çocuğa karşı açık davranması, ilgi ve şefkat göstermesi, çocuğun kişilik gelişiminde önemli bir rol oynuyor. Baba sevgisi, çocuklara güven duygusu aşıladığı gibi, babanın anneyle olan ilişkisi de çocuğu doğrudan etkiliyor.
- Çocukla ortak ilgi alanları yaratmak, baba-çocuk ilişkisinde önemli bir yere sahip. Beraber alışverişe çıkmak, birlikte yemek yapmak ya da oyun oynamak çocuğun babasıyla nitelikli zaman geçirmesini sağladığı gibi, sağlıklı ilişki kurulmasına da ortam hazırlıyor.
Babanın Çocuğun Sosyal Gelişime Katkısı
Davranışlarınızla Örnek Olun
Çocuğun sosyal gelişiminde babanın davranışları önemli bir etkiye sahiptir. Babalar, genellikle çocuklara ne yapmamaları gerektiğini söyler. “Öfkeni kontrol et, olumsuz ifadeler kullanma” gibi. Ancak çoğu zaman, babaların bu sözleri davranışa yansımaz. Örneğin, trafikte kontrollerini kaybeder ve diğer sürücülere olumsuz ifadeler kullanırlar. Çocuklar, kendilerine söylenenden çok, gördüklerini öğrenir. Bu noktada, sorumlu bir baba çocuklarına sözleriyle değil, davranışlarıyla yol gösterir.
Sorumsuz babalar, kurallarını empoze etmek için fiziksel şiddete başvurabilir. Ancak iyi bir disiplinci, uzun vadede daha etkili olacak yöntemleri kullanmayı tercih eder. Şiddet kullanmak çocuğa şunu öğretir: Agresyon, çelişki ile başa çıkmanın bir yoludur.
İşkolik babalar, çocuklarıyla düzenli zaman geçiremez. Çocuklar da kendileri yok sayılmış ve terk edilmiş hisseder. Oyunlar oynamak, film izlemek, birlikte dışarı çıkmak gibi faaliyetler çok değerlidir. Sorumlu bir baba bunu bilir ve çocuklarıyla birlikte geçirmeyi planladığı zamanı ancak çok acil bir iş olduğunda erteler.
İlgili Davranın
Babalar çocuklarının hayatlarındaki kilometre taşlarını hatırlamalıdır. Kilometretaşları herhangi bir şey olabilir. Örneğin önemli bir gün, doğum günü partisi ya da liseden mezuniyet. Bir çocuğu tanımanın en iyi yolu onun başarılarını ve gelişimini takip etmektir. Babaların bu konuda özensiz davranması, çocukları hayal kırıklığına uğratabilir.
Sorumlu babalar, çocukları herhangi bir şeyle uğraşırken, onun eksiklerine değil, iyi yaptığı noktalara odaklanır. Bir baba, sürekli olarak çocuğun eksik yönlerini bulmaya çalışarak, onun daha fazla gelişmesini sağladığını düşünebilir. Ancak bu oldukça yanlıştır. Çocuğu adaletsiz bir şekilde eleştirmek, çocuğun özgüvenini azaltabilir. Bunun yerine, çocuğun olumlu özelliklerini görmek ve onun kendini geliştirmesini teşvik etmek önemlidir.
Çocuk odasını topladıktan sonra, babanın ilk olarak dağınık kalan noktaları görmesi ve çocuğu eleştirmesi cesaret kırıcıdır. Bunun yerine, çocuğun odayı bir kez daha gözden geçirmeye teşvik etmek, çocuğa bir işi iyi bir şekilde yapmanın yolunu da göstermiş olur.
Eşler Arası İlişkide Dikkatli Olun
Çocuğun sosyal gelişiminde eşler arası ilişki de önemlidir. Evlilikte çatışma ve gerilim baş göstermeye başladığı zaman bundan ilk zarar gören genellikle çocuklardır. Sevgisiz ve ilgisiz bir baba, eşiyle uzak durmanın bir yolu olarak, çocuklarından da uzak durur. Çatışma ve gerilimin yarattığı duygu ile baba, çocuklarına daha az ilgi göstermeye başlar. Sorumlu bir baba ise, en kıymetli değerlerin aile hayatına egemen olmasını sağlar.
Bir baba eşine ve çocuklarına sevgi ve saygı duyması, bu aile ilişkilerinin temelini oluşturur. Ancak bir baba saygısızlığın ve kabalığın büyümesine izin verirse ve bunları çocuklarından da saklamazsa, çocukları da asla onu saymaz ve sevmez. Bu karşılıklı olmalıdır ve sorumlu bir babadaki temel unsur budur.
Çoğu uzman otoriter olmakla otorite kurmak arasındaki farka dikkat çeker. Otoriter olmak şu demektir: baba her zaman haklı ve kurallarını gayet sert ve şiddetli bir şekilde empoze ediyor. Otorite kurmak ise şu anlama gelir: Baba, sıcak ve destekleyici bir atmosferde çocuklarına seçenekler ve imkanlar sunuyor. Böylece sorumlu babalar, rasyonel bir zemin sağlamış olur.
Disiplinde Ölçüyü Kaçırmayın
Çocuğun sosyal gelişiminde disiplin de önemlidir. Babaların çocukların istediği her şeye izin vermesi sorumsuz bir davranıştır. Çünkü dışarıdaki dünya engeller, sınırlar ve kurallarla doludur. Her zaman “evet” demek, bir çocuğu yetiştirmenin en kötü yoludur. Çünkü o çocuk, toplumda asla düzgün şekilde davranamaz.
Sorumsuz babalar, çocuklarını büyük ölçüde riske sokarlar. Çünkü çocukları oyun oynarken ya da duygusal desteğe ihtiyaç duyarken, onlarla ilgilenmekten sıkılırlar ve bunu reddederler. Böyle bir mesafe, fiziksel ve psikolojik düzeyde çocuğun yara almasına yol açabilir.
Araştırmalar gösteriyor ki, 5 yaşından itibaren çocuklar uzman yalancı olurlar. Ve bu çocukların çoğunluğu, ebeveynlerini yalan söylerken izleyerek, yalan sanatını öğrenmiştir. Ebeveynler, çocuklarını ahlaki açıdan uygun gördükleri şekilde davranmaya iterken, çocuklara yalan söylemeyi öğretebilir. Örneğin; büyükannesi çocuğa hediye aldığında, çocuk beğenmese dahi, ebeveynleri, beğenmesi gerektiğini çocuğa söyleyebilir. Bu durumda, çocuk beğenmediği halde, hediyeyi beğendiğini söyleyerek, yalan söylemeyi de öğrenmiş olur. Buna rağmen, ebeveynler, çocukları onlara yalan söylediklerinde şaşırıyorlar. Sorumlu bir baba, yalan söylemenin tehlikelerini bilir ve çocukların hep hakikati söylemeleri için uğraşır.
İhmal Etmeyin
Her şey yanlış gittiğinde, babanızın orada olmaması ya da sizi dinlemek istememesi korkunç bir şeydir. Bu nedenle, sorumlu bir baba, çocuğu yardıma ihtiyaç duyduğunda, her zaman onun yanında yer alır.
Bazı babalar, çocuklarını aşağılamayı alışkanlık haline getirir. Dağınık, tembel ya da aptal gibi sözcükleri sürekli olarak çocuklarına söyleyerek, onları aşağılarlar. Her zaman eleştirdikleri bir şey olan bu babalar, bu sözleri çocukların arkadaşları ya da yaşıtlarının önünde de yapar. Sorumlu bir baba ise çocuklarını över ve cesaretlendirir. Böylece çocukları asla özgüven duygusundan yoksun kalmaz.