Değişen hayat şartları, sosyoekonomik faktörler, kariyer yapma isteği gün geçtikçe çocuk yapma ve hatta evlenme yaşını ileri dönemlere taşımaya başladı.
Günümüzde çocuğu olmayan çiftlere yardım etmekle uğraşan Tüp Bebek uzmanlarına, hemen hemen her gün, birkaç kişi, ”Yaşımız ilerledi, henüz evlenemedik, evlendiğimizde çocuk sahibi olabilir miyiz? Yumurtalarımızı dondurup saklayabilir miyiz?” gibi sorularla başvuruyor.
İstanbul Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi Genel Direktörü Op. Dr. Aret Kamar, bu tür sorularla merkezlerine başvuran çiftlere ”Üreme Karnesi” çıkardıklarını, böylece çiftlerin çocuk planlamalarını daha net bir takvime oturtmalarının mümkün olduğunu söylüyor. Kamar, bu karne ile doğurganlık hesaplamasının, bir kadının hamile kalabilme gücünün, bir erkeğin bir kadını hamile bırakabilme ihtimalinin hesaplanabildiğini belirterek ”Kadınlar ne zaman menopoza gireceklerini, ne zamana kadar çocuk sahibi olabileceklerini bilmek istiyorlar. Doğurganlığın hesaplanması, biz infertilite İle uğraşan hekimlerin her zaman karşılaştığı bir durum. Erkekler için durum daha kolay, yapılan bir sperm tahlili, sperm sayısını, morfolojik özelliklerini yani erkeğin fertilite gücünü ortaya koyuyor. Karmaşık parametreler yok. Toplam hareketli sperm sayısı 15 milyonun üzerinde olduğu zaman erkek, fertil, yani çocuk sahibi olabilir kabul ediliyor” dedi.
Kadın da ise, durumun çok daha karmaşık olduğunu vurgulayan Kamar, kadının yumurta miktarının ölçülmesi için pratikte en sık ve verimli kullanılan yöntemin; vajinal yoldan yapılan ultrason incelemesi olduğunu belirtti. Kamar, ultrasonografik olarak rahimin yapısı, miyom olup olmadığı, rahimde doğuştan gelen şekil bozuklukları, rahim içinde yer kaplayan oluşumlar ve rahimin doğuştan şekil bozukluklarının değerlendirildiğini ve gebelik önünde bir engel varsa bunların zamanında tespit edilerek cerrahi yöntemlerle onarılabildiğini vurguladı.
Kadın için üreme karnesinde en önemli unsur, yumurta rezervi
Kadının asıl doğurganlık gücünü belirleyen yumurtlama zamanında ‘endometrium’ denilen rahim iç tabakasının kalınlığı ve ‘antral folikül’ denilen yumurta havuzu, yani ultrason ile bakıldığı zaman yumurtalıkta görülen yumurta taslağı sayısı. Bu, bir kadının bir ayda yumurtlayabileceği maksimum yumurta sayısı anlamına geliyor. Rahim içi kalınlığının, yumurtlama zamanı 7 mm’den fazla olması ve yumurta havuzunun da fazla olması kadının, hamile kalabilme gücünü belirliyor.
Kamar, ultrasonun iyi bir tanı aracı olmasının yanında, yumurta havuzunu belirleyen kan testlerinin öneminden de bahsediyor. Bunların en sık kullanılanları, FSH ve AMH değerleri. FSH, beyinde hipofiz bezinden salgılanan ve yumurtalığı uyaran hormon. Yumurtalıkta yumurta azaldıkça hipofiz bezi yumurtalığı çalıştırmak için daha çok FSH salgılıyor. FSH aydan aya değişkenlik gösterdiğinden, bugün genel yumurta havuzunu gösteren AMH daha çok kullanılır bir test halini almış durumda.
Üreme karnesinde kadının yaşı çok önemli
Tüm bu parametrelerin yanında, çiftin üreme karnesinde kadın yaşı da çok önemli bir faktör. Kamar, ”Biliyoruz ki 35’li yaşlardan sonra seneler geçtikçe, yumurta olsa bile, yumurtaların döllenebilme ve gebelik getirebilme özellikleri azalmaktadır. Yani diğer bir deyişle 40 yaşına gelmiş bir kadının FSH ve AMH değerleri normal olsa bile yani yumurta havuzları normal olsa bile gebe kalabilme şansları 30 yaşındaki bir kadının yarısıdır. O halde her zaman yumurta olması da yetmemektedir” dedi.
Özetle erkekte sperm tahlili, kadında yaş, yumurta havuzu (antral folikül ), FSH, AMH, yumurtlama zamanı rahim iç tabakası kalınlığı doğurganlıkla ilgili en önemli belirteçler. Doğurganlığını herhangi bir sebeple erteletmek isteyen bir çiftin bu değerlere mutlaka baktırması ve bu işle ilgilenen bir klinikte kontrol olarak ”Üreme karnesi” dediğimiz raporlarını çıkarması gerekiyor.
Çiftin diyabet, tiroid gibi hormonal rahatsızlıkları varsa, özellikle ilerleyen yaşlardaki kadınların bu hastalıkları, üreme önünde bir engel teşkil edebileceği için kontrol altında tutulmalı ve ilaç dozları da buna göre ayarlanmalıdır. Kamar ”Üreme Karnesi” sayesinde ebeveyn olmak isteyen çiftlerin doktorlarıyla birlikte kendilerine bir yol haritası belirleme şansına sahip olacağının altını çizerek ”İnfertilite tedavisinde ”butik tedavi” dediğimiz kişiye ve çifte özel tedaviler uygulanmaktadır” dedi.