Kültür Sanat

Çocuklar Kalem Ve Kağıdı Bilgisayardan Daha Değerli Buluyor

Faber-Castell, ‘Çoklu Zeka Teorisi’ çalışmasıyla dünyada tanınan Harvard Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde Psikoloji Profesörü Howard Gardner’la gerçekleştirdiği işbirliği sonucu önemli bir araştırmaya imza attı.

Dünyaca ünlü yazım, işaretleme ve boyama gereçleri firması Faber-Castell, ‘Çoklu Zeka Teorisi’ çalışmasıyla dünyada tanınan Harvard Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde Psikoloji Profesörü Howard Gardner’la gerçekleştirdiği işbirliği sonucu önemli bir araştırmaya imza attı. ‘Kültürlerarası Kalite Çalışması’ ile ilk kez altı ülkeden tüketicilerin kalite konusundaki yaklaşımları ortaya çıkarıldı. Çalışmanın en ilginç sonuçlarından biri ise, bilgisayar çağında dahi, çocukların onlar için değerli konularda kendilerini bilgisayar yerine kağıt ve kalemle ifade etmeyi tercih etmeleri!

Globalleşme sürecinde, kültürel özellikler ve bölgesel farklılıklar global piyasaların cazibesini artan şekilde etkiliyor. Uluslararası ölçekte başarılı olmak için, merkezi kontrol ve yerel özgürlük arasında kurulan dengenin yanı sıra, marka yönetiminde de kültürel boyutta hassas davranmak gerekiyor. Buna ulaşabilmek için şirketlerin, farklı pazarların yapısal özelliklerini tanıması gerekiyor.

Global bir oyuncu olan Faber-Castell de, bu amaç doğrultusunda Harvard Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde Psikoloji Profesörü ve Boston VA Tıp Merkezi’nde araştırmacı olan Howard Gardner tarafından yapılan “Kültürler Arası Kalite Çalışması”nı destekliyor. Bu çalışma ilk kez, altı ülkeden tüketicilerin kültürel olarak farklı beklentilerine, sağlam temelleri olan ve Faber-Castell’in yönetim felsefelerinden biri de olan kalite başlığı altında yaklaşılıyor.

Ulusal kültür ve düşünce yapısını da dikkate alarak, hangi unsurların ürünler, hizmetler ve iletişim kalitesini artırabileceğini ortaya çıkarmayı amaçlayan “Kültürlerarası Kalite Çalışması”; ABD, Brezilya, Almanya, Hindistan, Çin ve Endonezya’da online anket şeklinde gerçekleştirildi.

Ankete katılanlara, “kalite nelerden oluşur, ne anlama gelir, nasıl uygulanır ve neler kalite olarak görülür” gibi sorular soruldu. Ayrıca “ülkeler arasındaki kültürel farklılıkların yanı sıra, düşünme ve yazma süreçlerinde bilgisayar kullanılması ya da elle yazmanın, boyamanın önemi gibi konular araştırmanın alanlarını belirledi. Araştırmaya göre ortaya çıkan ilk bulgular şöyle:

El veya bilgisayarla resim yapma ve yazmaya yönelim

Çalışma ayrıca, kalem ve boya fırçası yardımıyla kendilerini ifade etme veya fikirlerini e-posta yoluyla, anlatmanın tek tek kişiler için farkının olup olmadığını da analiz etti. Bu konuda kültürler arası farklılıklar henüz olmamakla birlikte ABD’de 8-12 yaş arası grupta bu konuda şaşırtıcı bir durum oraya çıktı: çocuklar açısından gerçek kartlarla veya internette sanal kartlarla oynama arasında fark bulunmuyor; çocuklar her ikisinden de eşit derecede zevk alıyor. Ayrıca, gerçek kalem veya bilgisayar ortamında boyama ve çizim yapma arasında seçim yapılması istendiğinde, bir tercihleri bulunmuyor. Ancak, kendileri çok özel olan bir şeyleri boyamaları veya yazmaları gerektiğinde kalem ve kağıdı seçiyorlar. Çizimlerini ve fikirlerini kağıt üzerine elle dökmeyi daha değerli, diğer bir deyişle daha kaliteli olarak puanladıkları ortaya çıkıyor.

‘Zaman’ konusu ile ilgili kültürler arası farklılıklar

Ülkeler arasında ortaya çıkan ilk fark, kaliteli zaman konusunda ortaya çıkıyor. ABD’de, ankete katılanların %45,5’inden fazlası, kişisel aktivitelere ayrılan zamanı, kalitenin en önemli kriteri olarak derecelendirirken, %24’ü için kalitenin en önemli kriteri işleri ve çalışma ortamları olarak karşımıza çıkıyor. %20,5’i için hizmet sunumu ve %10’u için özel objeler ve bunların edinilmesi kaliteli zaman anlamına geliyor. Bu nedenle ABD’de gerçek yaşam kalitesi, zamanın diğer insanlar ve arkadaşlarla geçirilmesi anlamını taşıyor; belirli objelere sahip olma veya lüks deneyimlerle eğlenmeye daha az önem veriliyor. Brezilya’da katılımcıların % 40,8’i, boş zamanı yaşam kalitesinin belirleyici faktörü olarak derecelendiriyor. % 32,5’i hizmetleri tercih ederken, % 19,6’sı maddi varlıkları ve % 7,1’i işi seçiyor. Almanya’da sonuçlar biraz daha farklı ve puanlar daha eşit dağılım gösteriyor. En büyük grup (%30,2), objeleri, %29,5’i zamanı, %28,8’i hizmetleri ve %11,5’i işi yaşam kalitesinin en önemli ölçütleri olarak seçtiler. Burada ilginç bir bulgu daha yer alıyor: Genç insanlar kaliteyi daha çok maddi şeylerle tanımlarken, katılımcıların yaşı arttıkça, objelerin bir kalite faktörü olarak puanlanmasında, ABD’de %10, Brezilya’da %10 ve Almanya’da %8 seviyelerine kadar bir düşüş olduğu görüldü. Kültürel farklılıkları sergileyen, ifadelerden biri olan ‘boşa zaman harcanması’ da kültürlerarasındaki farklılığın göstergesi. ABD ve Brezilya’da anket yapılanların yaklaşık yarısı (sırasıyla %48,8 ve %50,1) son 24 saat içinde boşa zaman harcadıklarını belirtirken, Almanya’da ise bu rakam üçte birin hemen üzerinde (%36,2) olmuştur. ABD ve Brezilya’da da kadınlardan çok erkekler zamanın boşa geçmesine izin verirken, bunun tersine Almanya’da az sayıda erkek son 24 saat içinde boşa zaman harcadığı hissini taşımaktadır.

Yorumları Göster

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir