Çocuklara göre otomobil reklâmları insansız kaldı

“Yazılı basındaki otomobil reklâmlarında erkekler hüküm sürüyordu. Kadınlar önce yer almıyordu, sonra ya yolcu koltuğunda ya da otomobilin dışında göründüler. Sonra insan tamamen kayboldu, artık içinde veya etrafında kimsenin görünmediği kara camlı, mekanik, yalnız otomobiller var.”

Eyüboğlu Çamlıca İlköğretim Okulu öğrencileri, “Arabalar; Geçmiş, Bugün ve Yarın” projeleri için AB fonlarından 23 bin Avro’luk destek almayı başardı. Eyüboğlu öğrencileri 1950’den günümüze yarım yüzyılı aşkın süre içinde basında yer alan otomobil reklâmlarının tarihi seyrini araştırdı ve bazı ilginç bulgulara ulaştı.

Eyüboğlu Çamlıca İlköğretim Okulu, 2008-2009 Öğretim Yılı’nda Avrupa Birliği Yaşam Boyu Öğrenme Programı Comenius projeleri bünyesinde “Arabalar; Geçmiş, Bugün ve Yarın” (W.I.W. IT WILL BE BECAUSE IT IS BECAUSE IT WAS) temalı projeye kabul edildi.

Comenius; öğrencilerin ve eğitimcilerin dünyaya açılmalarını, diğer ülkelerin gençleriyle bilgi ve kültür alışverişi yapabilmelerini, yaşama geniş bir perspektiften bakarak diğer kültürlere hoşgörüyle yaklaşmalarını ve İngilizce dilini hem kendi ülkelerinde hem de uluslararası ortamda kullanarak bu dildeki becerilerini geliştirmelerini sağlamayı amaçlıyor.

Araştırmada 4 bin 750 reklâm içinde 200 reklâm, “insan, erkek, kadın, aile, dinamizm” kategorilerinde incelendi. Araştırmaya, Onur Öznalbant, Zeynep Demirkılıç, Taha Atahan Yıldız, Cem Töre Gökcam,Burakr Tutar, Alina Ohotski, Ece Baş ve Çisem Topaloğlu adlı öğrenciler katıldı.

Eyüboğlu öğrencilerinin 1950’den bu yana yazılı basında çıkan reklâmlar üzerinde yaptığı araştırmada ortaya çıkan bazı bulgular şöyle:

Eski dönem otomobil reklamlarında erkek hep ön planda. Güç unsuru ve prestijin simgesi olarak otomobilin yanına erkek yerleştirilmiş. Kadın ise genellikle reklamlarda yer almıyor, yer aldığı sınırlı sayıdaki reklamda ise ya yolcu koltuğunda ya da otomobilin dışında yer bulabiliyor. Çok az sayıda reklamda kadın otomobili gerçekten kullanırken yer almış.

Reklamlarda sosyal temalar ön plana çıkarılmış, reklam hitap ettiği kültürün izlerini taşıyor. (1970’lerde çıkan Murat 124 reklamlarında yoğun olarak Türk aile yapısı ile ilgili konular (evlenme, çekirdek aile, aile piknikleri gibi)) ön plana çıkmış. (Aynı döneme ait örneğin MG Midget reklamında ise İngiliz gençleri otomobil etrafında kaykay yapıyor)

Milliyetçi yaklaşımlara rastlanıyor, (Mesela tek yerli otomobilimiz olarak kabul edilen Anadol markası)
Özellikle 1990 öncesi reklamlarda sürücü görülürken, günümüze daha yakın reklamlarda sürücü bile ortada yok, otomobilin camları karartılmış ve sadece otomobil ön plana çıkarılmış. Bu durum otomobile sürücüden bağımsız bir hava katmış.

Eski reklamlarda uzun açıklamalara yer verilirken yeni reklamlar (özellikle 1990 sonrası) hedef kitlenin dikkatini hemen çekmeye dayalı tekniklerle ve çok daha az anlatımla süslenmiş. Bu durum belki de okuma kültürü giderek zayıflayan toplum yapısından kaynaklanıyor olabilir.

Reklâmlarda giderek daha az insan yer alıyor, onun yerine otomobil tek başına reklamı dolduruyor ve mekanik kimliğinin yanında farklı bir kimlikle (bazen bir kahraman, bazen bir “inanış”) sunuluyor.

Çalışmaları iki yıl sürecek olan proje Haziran 2010’da tamamlanmış olacak. Proje çalışmaları boyunca öğrencilerimiz başta koordinatör ülke İtalya olmak üzere Fransa, Romanya ve Slovenya’dan öğrenci ve öğretmenlerle düzenli aralıklarla bir araya gelecekler.