Çocuklarda Saldırganlık Davranışı

Çocuklarda saldırganlık davranışı neden görülür? Saldırgan çocuğa nasıl davranılmalı? Bunun giderilmesi için ne yapılabilir?

Çocuklukta sık görülen yaramazlıklar, geçimsizlikler ve kavgalar bir çocuğu saldırgan olarak tanımlamaz. Burada söz konusu olan, tutum ve davranışta süreklilik gösteren saldırganlıktır.

Saldırganlık, çocuğun olumsuz duygularını kontrol edemeyip, davranışa dönüştürmesi, kendisine ya da çevresine zarar vermesi olarak açıklanabilir. Saldırganlık genelde engellenme sonucunda oluşan bir davranıştır. Aslında saldırganlık dürtüsü, insan doğasının bir özelliği olmasına rağmen, insan bu dürtüsünü denetlemeyi ve toplum tarafından kabul edilebilir etkinliklere yöneltmeyi öğrenir.

Çocuklarda Saldırganlık Davranışının Nedenleri

Saldırgan davranışların olası nedenleri ailede karşılaşılan olumsuz durumlar, çocuğun gelişiminde gecikme, ayrılık kaygısı, çocuğun istismar edilmesi, zayıf kişiler arası ilişkiler, kitle iletişim araçlarının olumsuz etkileri ve ailede saldırganlık davranışları sayılmaktadır. Bazı çocuklar kalıtımsal kişilik özelliklerinden dolayı saldırganlığa daha yatkındırlar.

Anne-baba; problemlerini konuşarak halledemiyor, sürekli kavga ediyorsa, birbirlerine ve çocuklarına karşı saldırgan davranıyorlarsa, böyle bir ailede yetişen çocuğun saldırgan davranışlar göstermesi de doğaldır. Kendini anne-baba karşısında güçsüz bulan çocuk, tepkisini başkalarına yöneltir. Evde kardeşlerine, sokakta ve okulda arkadaşlarına karşı saldırgan davranışlar gösterir. Fiziksel cezalar çocuğun olumsuz duygularını denetim altına almayı öğrenmesine yardımcı olmaz; aksine öfkeli olduğunda, saldırgan olmayı öğretir. Çocuğun saldırgan davranışına karşılık yetişkinlerin de saldırgan davranış göstermesi durumu daha da kötüye götürür.

Erkeklerde saldırganlık problemi kızlara göre daha çok görülür. Bazı anne-babaların, çocuklarının erkek olmalarını bir üstünlük gibi göstermeye çalışması “Erkek adamsın, sana vurana sen de vur.”, “Senin elin armut mu topluyor.”, “Yanıma sakın beni dövdüler diye gelme.” gibi kavgayı destekleyici sözleri çocuğu saldırganlığa yöneltir.

Saldırgan çocuk temelde güvensiz çocuktur. Sevilmediğini ve kabul görmediğini düşündüğü için dikkat çekmek ister ve çevresindekilere karşı hoşgörü göstermez. Aile ortamındaki dengesizlik olumsuz çevre koşulları ile birleştiğinde saldırgan çocukta suça yönelme davranışları da görülebilir.

Günümüzde çocuk saldırganlığını arttıran önemli uyaranlardan biri de televizyondur. Televizyonu bakıcı yerine koyup, çocuğu oyalama metodu olarak kullanmak, kontrolsüz bırakmak yanlıştır.

Televizyon Çocukları Saldırganlaştırıyor

Özel Alev Anaokulu Rehberlik Servisi’nin verdiği bilgiye göre, çocuklar televizyon izleyerek saldırganlaşabiliyor. Olumsuz etkinlenmeleri ise en aza indirmek mümkün.

Çocukların yoğun şekilde maruz kaldıkları, onlara açık ve net mesajlar sunan televizyon etkileri üzerine yapılan araştırmalarda, çeşitli etki alanları tespit edildi. Araştırmalar, özellikle saldırgan davranışlar, zihinsel ve dil gelişimleri üzerindeki etkilere yoğunlaşıyor.

Televizyon ile saldırgan davranışlar arasındaki ilişki:

Araştırmalar, şiddet içerikli televizyon programlarının; toplumsal şiddete karşı duyarsızlaşma, şiddete karşı olumlu tutumların gelişmesi, suç oranının artması, çocukların saldırgan davranışları öğrenmesi gibi olası etkileri üzerine yoğunlaşmıştır. Çocukların şiddet ve cinsellik içeren televizyon programlarını ve çizgi filmleri izlemeleri, ruh sağlıkları açısından son derece sakıncalıdır. Çünkü bilindiği gibi çocuk, kişiliğini oluştururken en çok model alma yöntemini kullanmaktadır. Ancak aldığı modelin iyi ya da kötü olduğu ayrımına varamadığından, biz engellemediğimiz sürece televizyondaki yanlış modellerin özeliklerini benimsemesi muhtemeldir. Günümüzde çocuklar uzun saatler boyunca televizyon başında kalmaktadırlar. Türkiye’de çocukların, günde ortalama dört saat televizyon izlediğini söyleyen araştırma bulguları mevcuttur. Televizyon izlenen süre arttıkça, şiddet içeren görüntülerle karşılaşma ihtimali de artmaktadır.

Televizyon ile zihinsel gelişim-dil gelişimi arasındaki ilişki:

Doğru bir zaman ve içerik sınırlaması ile televizyon çok verimli bir eğitim, eğlence ve iletişim aracı olabilir. Çalışmalar, televizyonun çocuğun kelime dağarcığını arttırdığını, ilgi alanlarını genişlettiğini ve özellikle okul öncesi dönem için hazırlanmış özel programlarla; müzik, belgesel vb. programların genel olumlu etkilerini ortaya koymuştur.

Bununla birlikte uzmanlar; televizyon izlemenin, çocukların diğer faaliyetlerini engellediği, onları hareketsiz bıraktığı ve diğer çocuklar ile iletişimden uzaklaştırdığı için zihinsel gelişimlerini olumsuz yönde etkilediğini söylemektedirler. Genel bir ifadeyle, çocukların yaşlarına uygun ve özel hazırlanmış televizyon programlarını izledikleri ve televizyona ayırdıkları sürenin diğer faaliyetlerini engellemediği  durumlarda, televizyon çocukların zihinsel ve dil gelişimleri üzerinde olumlu etkilere sahiptir.

Televizyonun içerik ve süre açısından kontrolü ebeveynde olmalıdır. Haftalık olarak program yapılabilir; yaşına uygun çizgi filmler, çocuk programları, CD’ler seçilebilir. Özellikle televizyonun birlikte seyredilmesi, televizyonda karşılaşılan olaylar üzerine ebeveynin yorumları ile çocuğuna rehberlik etmesi, televizyon sonrası ise izlenenler üzerine konuşulması faydalı olacaktır. Bu açıdan bakıldığında eğitim, eğlence ve kontrol bir arada yapılmış olur; aynı zamanda ebeveyn-çocuk ilişkisi pekişir.

Çocukların televizyondan olumsuz etkilenmelerini en aza indirmek için neler yapabiliriz?

  • Çocuğun televizyon izleme süresi ile ilgili olarak; yaşı, yapması gereken diğer faaliyetler ve uyku ihtiyacı göz önüne alınarak onunla birlikte bir kural belirlemek.
  • Çocukların hangi televizyon programlarını, filmleri izledikleri hakkında bilgi sahibi olmak.
  • Televizyon programlarında ve sinemalarda izledikleri şiddet hakkında onlarla konuşmak.
  • Şiddet davranışlarının gerçek hayatta ne kadar acı verici olduklarını ve ne tür ciddi sorunlara yol açabileceklerini anlamalarını sağlamak.
  • Sorunların şiddet kullanmadan nasıl çözülebileceğini onlarla tartışmak.
  • Şiddete karşı davranışlar sergiledikleri her ortamda çocukları desteklemek ve takdir etmek.
  • Çocuğa; arkadaşlarından birinin diğerine vurduğu, küfrettiği, tehdit ettiği durumlarda sakin ama kesin sözcüklerle nasıl tepki gösterebileceklerini öğretmek; şiddete karşı durmanın ve direnç göstermenin daha fazla cesaret gerektirdiğini anlatmak.
  • Anne-babanın, kendi tavır ve tutumları ile çocuğa olumlu modeller olması.
  • Televizyonu asla çocuğu avutma aracı (yemek yedirmek, ağlamasını kesmek için vs.) olarak kullanmamak.
  • Çocuklar tam olarak anlamadıkları haberler ile ilgili olarak kendi hayal güçlerini kullanmaya başladıkları için, ona izlediği ve anlamadığı şeylerle ilgili anlayabileceği şekilde açıklama yapmak.

Çocuklarda Saldırganlık Davranışı Durumunda Neler Yapılabilir?

Çocukları karşılıksız sevmek, onlara bunu hissettirmek, temel ihtiyaçlarını yeterli ve zamanında karşılamak, sevgi ve güven duygusunu geliştirir. Böylelikle çocuk kendini kanıtlamak için farklı yollara başvurmaz.

Aile çocuğun saldırgan davranışlarını kontrol edebilmesinde doğru model olmalı, tutarlı davranışlar sergilemelidir. Çocuğun olumsuz davranışlarından ziyade olumlu davranışları ön plana çıkarılarak pekiştirilmelidir. Baskıcı ve otoriter aile tutumundan uzak durulmalıdır.

Çocuğun davranışları gereksiz yere engellenmemelidir. Örneğin; ev dağılacak diye oyuncakları ile oynatılmayan, yeni doğan kardeşini kucağına almak isteği engellenen çocukta saldırgan davranışlar görülebilir. Çocuğun enerjisini boşaltmasına imkan sağlayacak etkinlikler ve imkanlar oluşturulmalıdır.

Çocuklara sık sık ceza vermek, onların isteklerini eleştirmek ve alay etmek “Ne biçim giyinmişsin, sen ne anlarsın.” gibi sözler söylemek çocuğun saldırgan davranışlar göstermesine neden olacağından bu tür davranışlardan uzak kalmak gerekir. Saldırganlığı önlemenin en önemli yollarında birisi saldırgan davranışları örnek alabileceği bir ortamdan çocuğun uzak tutulmasıdır. Aile içi ilişkiler ve çocuğun çevresindeki bireylerin saldırgan davranışları sergilememesi çocuk açısından olumlu rol modelleri oluşturmaları büyük önem taşımaktadır.

Çocuklar başka çocuklarla kıyaslanmamalı, başıboş bırakılmamalı, grup etkinliklerine yönlendirilip enerjisini olumlu yönde harcaması sağlanmalı, saldırgan davranışların sonuçları hakkında konuşulmalıdır.

Çocuklarda saldırganlık davranışı görülüyor diye her isteği yapılmamalıdır. Kesinlikle saldırganlığa saldırganlıkla cevap vermemelidir.