Çocuklardan Dünyaya Mektup

Çocuk Vakfı, Dünya Çocuk Hakları Günü’ne özel bir mektup yayınladı. İşte o mektup;

“Lütfen bizi dinler misiniz? Annem hiç ninni söylemeden büyüdüm.. Annem çalıştığı için okula da gidemedim, kardeşlerime baktım evde. Anlayacağınız, benim gibi binlerce abla, annelik yapıyor kardeşlerine. Babamın hiç bir güvencesi olmadan çalışıyor, çalışıyor…

Komşumuzun evinde hiç eksik olmuyor ağlayan çocuk sesleri. En çok duyduğum üç kelime: Kulağımı çekme baba! Türkiye’nin Malatya şehrinde bir çocuğun yanağına tokat atmıştı bakıcısı. O tokat bütün çocuklara atıldı diyenlerin seslerini de duyan olmadı. Hani dünya küçülmüştü! Sağlıklı beslenemeyen çocuk sayısı 1 milyar 100 milyonmuş. Evsiz çocuk 760 milyon. Ağır işlerde çalışan kardeşlerimiz 260 milyon. Yoksulluk sınırının altında ise 380 milyon çocuk yaşıyor. 6 milyon kardeşimiz sokakta. Doğduğu topraklardan göç etmiş çocukların sayısını bilen yokmuş. Annesiz, babasız ve kimsesiz çocukların sayısını da bilen yokmuş. Hiç okula gitmemiş kardeşlerimizin sayısı 170 milyonmuş. Sanık sandalyesinde oturan ağabeylerimiz ve ablalarımızın da sayısını bilenimiz yok. Resim yapmaları öğretiliyormuş onlara tutuk evlerinde. Hep gökyüzünün resmini yapıyorlarmış; kuşlu, uçurtmalı, yıldızlı gökyüzü resimleri.

İki saniyede bir çocuk ölüyor dünyada ama kimin umurunda? Bana birinin anlatmasını istiyorum: Bu dünyada doğru hangisi, yanlış hangisi? Anlayamadığım bir şey daha var: Dünya bu kadar eğlenceli bir yer mi? Havai fişeklerin parıltısı gökyüzünün anlamını öğrenmemi engellemekle kalmıyor, yoksulların ekmeğiyle eğleniyor dünyalılar. Büyük annemin çok ama çok sevdiği bir sözü de yazın bu mektuba: Önce komşu sonra ev… Son peygamberin, çocuklarınıza gülücüğe varıncaya kadar eşit davranınız, sözüyle yeniden, evet, yeniden öğrenebiliriz sevgiyi, arkadaşlığı, şefkati ve kardeşliği…

Yalnız ülkemizin çocuklarını düşünmekle yetinemeyiz, diyor dedem: Dünyanın bütün çocuklarına yönelik olmalı çocuk ödevimiz. Yoksullarla ilgili yılın en iyi haberini gazetede okudum: Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, dünyada açlıkla mücadele eden 1 milyar insanın sıkıntılarına dikkat çekmek amacıyla Pazar günü (15 Kasım 2009) oruç tutmuş. Teşekkürler Ban Ki-moon amcacığım. Ancak, biliyorsun, siz oruç tutunca yoksulların karnı doymuyor. Senden öncekiler gibi zenginler ve ülkeleri yönetenler senin de sözünü dinlemeyecek.

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ne çok az zaman kaldı. Merak ediyorum o gün ne söyleyecek muhtarlar, belediye başkanları, kaymakamlar, valiler, milletvekilleri, bakancıklar, yorgun başbakanlar, meclis başkanları, ağır cumhurbaşkanları, hafif kralcıklar, cicili prensesler, hızlı yaşayan prensler, markalı çocuk elçileri.

Dahası da var: Bakalım 20 Kasım Dünya Çocuk Günü’nde ne yazacak gazeteler? Televizyonlarda hangi çocuk haberleri duyurulacak? Arkadaşlar, tamam anladık, değişen bir şey olmayacak. En iyisi 20 Kasım’da kardeşlerimiz için 24 saat ıslık çalarak dünyayla dalga geçelim. Nefeslerimizi tutalım ve cuma sabahı ıslıklarımızla dünyayı uyandıralım bu bitmeyecek uykusundan. Aramıza, çocuk safında durmayı bilen büyükler de katılabilir. Ama hiç bir ünlü uğramasın yanımıza. Evlerinde ıslık çalmalarına ise engel yok. Hey, DÜNYA, hazır mısın ıslıklarımızı dinlemeye!”