Okulların açılması, yaz döneminde daha stressiz zaman geçiren çocukların kaygı ve sınav stresi yaşanmasına yol açabiliyor. Çocukların, sınavdaki başarıyı odak noktası olarak kabul etmesi, mutsuz olmalarına ve yoğun stres yaşamalarına neden oluyor.
Çocukların sınav kaygısının üstesinden gelmeleri ve sınav odaklı değil öğrenme odaklı hareket etmeleri gerektiği gibi, bu süreçte ebeveynlerin tutumları da büyük önem taşıyor.
Sınav başarısının çocukların genel başarıları ve yetenekleri ile eş tutulması, çocukların hem mutsuz olmasına hem de okuldaki başarısının düşmesine yol açtığı gibi, merak duygusu gelişmiş ve öğrenme odaklı yetiştirilen çocuklar hem okullarında hem de kişisel hayatlarında daha başarılı oluyor.
Sınavlar, Çocukların Başarısını Ölçmede Yetersiz Kalıyor
Çocukların bilgi ve becerilerini ölçmek amacıyla yapılan sınavlar, çocukların başarılarının ve yeteneklerinin doğru bir şekilde değerlendirilmesinde yetersiz kalıyor. Bunun yanı sıra, çocuklarda sınav baskısının oluşturulması ve yüksek notlar alması gerektiği izleniminin uyandırılması, çocukların sınav başarısının genel başarısına mal etmesine yol açıyor. Bu durum, sınav odaklı çalışan ve sınavlarda başarılı olmak için öğrenen çocukların yetişmesine ortam hazırlıyor.
Çocukların yaratıcılığının sınırlandırılmasını ve yeteneklerini açığa çıkarmasını engelleyen bu tutum, sınav notları yüksek olsa da, mutsuz ve kendini yetersiz hisseden bireyler yetişmesine yol açabiliyor.
Yüksek Notlar, Başarı Anlamına Gelmez
Başarı kıstasının sınavlardaki notlarla eşdeğer tutulması, çocukların özgüvenlerinin de azalmasına yol açıyor. Çocuklar kendilerini yeteri kadar ifade edemedikleri gibi, ilgi duydukları alanlarda kendilerini geliştirmekten de uzaklaşabiliyor. Sınav başarısının genel başarının temel anahtarı olduğuna inanan çocuklar, akademik anlamda iyi bir eğitim alsa dahi, kendilerini geliştirmek duydukları istek zamanla kaybolabiliyor.
Çocukların Sosyal İlişkileri Olumsuz Etkilenebiliyor
Sınavlarda başarılı olamayan çocuklar ise kendilerini değersiz ve yetersiz hissedebildiği gibi, bu durum depresyona yol açabiliyor. Ebeveynlerin ya da eğitimcilerin, çocukları sınav notları üzerinden değerlendirmesi, çocukların özgüveninin azalmasına da yol açtığı gibi, sosyal ilişkilerinin de zayıflamasına neden oluyor.
Çocukların ders çalışırken, yüksek sınav notları almaya değil, öğrenmeye odaklanmaları, ders çalışma sürecini daha verimli hale getirdiği gibi, çocuğun öğrenme arzusunu ve başarısını da artıyor. Bu nedenle, ebeveynlerin ve eğitimcilerin, çocukların merak duygusunu uyandırması ve öğrenmeye odaklı şekilde çalışmalarını sağlamaları gerekiyor.