Coraline Jones’un öyküsü ve Diğer Dünya’da yaşadığı maceraların beyazperdeye yansıması çok aşamalı bir süreç sonucunda gerçekleşti. Bu süreçler sırasıyla “babadan kızına”, “kalemden kağıda”, “kitaptan filme” ve “stüdyo setinden 3 boyutlu ekrana” şeklindeydi.
“Coraline-Koralin ve Gizli Dünya” projesinin kökenleri, 1990’lı yılların başına kadar gider. Önderi ise, ünlü fantastik kitaplar yazarı Neil Gaiman’ın kızı Holly’dir. Neil Gaiman o günleri şöyle hatırlıyor:
“Kızım Holly o zamanlar dört beş yaşlarındaydı. Okuldan eve geldiğinde hemen yanıma gelir ve oturup yazı yazmamı seyrederdi. Dizime oturup bana kendi çapında küçük hikayeler dikte ettiğini hatırlıyorum. Anlattığı hikayeler de genellikle şeytan ruhlu cadılar tarafından kaçırılan Holly adlı küçük bir kızla ilgili olurdu. Cadının en önemli özelliği, kızın annesine çok benzemesi ve küçük kızın o cadıyı annesi zannetmesiydi. Bir gün kızıma, ‘Hadi gel gidip senin anlattığına benzer bir kitap bulalım’ dedim. Bütün kitapçıları gezdiğimiz halde öyle bir kitap bulamadık. Bunun üzerine öyle bir kitabı oturup kendim yazmaya karar verdim.”
Bugün artık 20’li yaşlarda bir genç kız olan Holly Gaiman, o günlerden aklında kalanları şu sözlerle anlatıyor: “Coraline, ben küçük bir kızken babamın bana parçalar halinde okuduğu bir öyküydü. Benim hatırım için yazılmıştı ve benden başka hiç kimse duymamış ve okumamıştı. Çocukken beni hem ürküten, hem de esin kaynağı olan çok sevimli bir öyküdür.”
Ancak birkaç bölümü tamamladıktan sonra Neil Gaiman’ın kariyeri bir anda patlama yapınca başka işlerle ilgilenmek zorunda kaldığı için Coraline projesini rafa kaldırdı. Yeniden ele alması için beş altı yıl geçmesi gerekti. O noktada küçük Holly’nin artık büyüdüğünün farkına vardı. Dolayısıyla yazara fikir bazında yardımcı olacağı çağı çoktan geçmişti.
Bununla birlikte en küçük kızı Maddy artık beş altı yaşına gelmişti. Neil Gaiman bir gerçeğin farkındaydı: Eğer kitabı en kısa zamanda bitiremezse Maddy de büyüyecekti. Hemen bir yayıncıyla sözleşme imzaladı ve yeni bir plan geliştirdi. İki yıl boyunca her gece yatmadan önce kitap okumak yerine “Coraline-Koralin ve Gizli Dünya”yı yazacaktı.
Yatağının yanına bir not defteri koyarak işe girişti. Uyumadan önce 50 – 100 sözcük yazıyordu ki, bu her gece 5 – 6 satır anlamına geliyordu. Son derece yavaş bir yazım tarzı olduğu kesindi. Çünkü her 6 günde 1 sayfa üretebiliyordu. Ancak bunu her gece ısrarla yaptığı takdirde sonuca ulaşacaktı. 2000 yılına gelindiğinde kitap neredeyse bitmişti.
Filmde anlatılan öykünün odak noktasında yazarın bir çocukluk anısı vardır. Çocukluk yıllarında Neil Gaiman’ın da her çocuk gibi birtakım merakları vardı. Birçok çocuk kendisi uyurken oyuncaklarının canlanıp canlanmadığını merak ederken Gaiman’ın ailesiyle birlikte yaşadığı eski malikaneyle ilgili bazı kuşkuları vardı.
Bu konudaki anılarını şu sözlerle dile getiriyor: “Oturma odasında doğrudan doğruya bir tuğla duvara açılan bir kapı vardı. O tuğla duvarın arkasında ne olduğunu merak ederdim. Gizlice o kapıya yaklaştığımı; sanki başka bir şey yapıyormuş gibi davranarak incelediğimi hatırlıyorum. Doğru dürüst açmayı başardığım takdirde o duvarın arkasında bir koridor olacağını düşünürdüm. Kapıyı açtığım ve orada bir tünel bulduğum şeklinde bir hayalim vardı. Kitapta Coraline karakteri de bir kapı bulur ve o kapıdan geçince karşısına koridor çıkar.”
Neil Gaiman sözlerine şöyle devam ediyor: “Tünelden merakla geçince kendisini Diğer Dünya adı verilen bir yerde bulur ve oraya uyum sağlamaya başlar. Diğer Anne ve Diğer Baba’nın gözlerinde siyah düğmeler olduğu gerçeğini görmezden gelmeyi seçer. Oysa bu siyah düğme meselesi, çok sayıda yoruma açık bir metafordur. Gözlerin ruha açılan pencereler olduğu bir gerçektir. Romalılar’ın ölülerin gözlerine bozuk para koyduğunu unutmayalım.”
Yazar anlatımını şöyle noktalıyor: “Diğer Anne tarafından uzun yıllardan beri hapse atılmış olan üç hayalet çocuğu keşfedince Coraline’in gözü açılır. Artık onların tek umudu olduğunun farkına varmıştır. Ayrıca tehlikede olan gerçek dünyadaki kendi ailesine bir an önce dönmek zorundadır. Cesaretin ne olduğu üzerine bir kitap yazmak istedim. Korkulara ve engellere rağmen yapmanız gereken şeyi mutlaka yapmamız gerektiğini anlattım. Ayrıca şunu da ifade etmek istedim: Bazen sevdiğimiz insanlar bize ihtiyacımız olan sevgiyi vermezler. Bazen de bizim özen gösterdiğimiz insanlar, aslında bizi sevmeyebilirler.”
Okul sonrası öyküsü şeklinde başlayan yazım serüveni, kitabın tamamlanmasıyla birlikte başucu öyküsüne dönüştü. Neil Geiman artık kitabın bölümlerini her gece küçük kızı Maddy Gaiman’a okuyordu. Eğer Maddy kitabın içeriğinden korksaydı veya sorun yaşasaydı, yayınlamaktan vazgeçip bir köşeye atacaktı. Ama küçük kızı kitabı çok sevdi.
Neil Gaiman’ın uzun yıllardır işbirliği yaptığı Dave McKean tarafından resimlenen kitabın yayını 2002 yılında Harper Collins tarafından gerçekleştirildi. O günlerde Harry Potter olayı zirve yapmıştı. Aynı zamanda da Harry Potter serisinin yazarı J.K. Rowling’in kitap çıkaramadığı ilk yıldı. Dolayısıyla medyanın ilgisi bir çocuk kitabına normalinden daha fazla yöneldi. Böylece Neil Gaiman’ın kitabı, The New York Times çok satan kitaplar listesine girdi.
Kitabın aldığı ödüller arasında Amerikan Kütüphaneler Derneği’nin En İyi Çocuk Kitabı ödülü; Hugo ve Nebula ödülleri; Child Magazine’in yılın kitabı ödülü; Publishers Weekly tarafından en iyi kitap değerlendirmesi vardı. Ayrıca yazarın bizzat kendisi tarafından seslendirilen “sesli kitap” versiyonu da Publishers Weekly tarafından en iyi yeni seslendirilmiş kitap ödülüne layık görüldü.
Kitabın dünya çapındaki satışları da 1 milyonu geçti. Yazarın verdiği bilgiye göre, bugüne kadar 30’dan fazla dünya diline çevrilen “Coraline”, yazarın en fazla yabancı dile çevrilen eseri oldu.