C Harfi ile Başlayan Deyimler ve Anlamları

C harfi ile başlayan deyimler ve anlamları hakkında her şeyi bu sayfada bulabilirsiniz. Deyimler örnekleri, Türkçe deyimler, en güzel deyimler.

C Harfi ile Başlayan Deyimler Örnekleri ve Anlamları

ABCÇDEFGHIİKLMNOÖPRSŞTUÜVYZ

Cadı kazanı deyimi ve anlamı

Fesadın ve dedikodunun çok olduğu, herkesin birbirine düştüğü, türlü düşmanlıkların kaynaştığı, hile ve düzenlerin kurulduğu yer.”Mahalle bir anda cadı kazanı gibi kaynamaya başladı.”

Caka satmak deyimi ve anlamı

Çalım satmak, gösteriş yapmak.”Caka satmayı bırak da işine bak.”

Cambul cumbul deyimi ve anlamı

Pek sulu, suyu bol (yemek için).”Yemek cambul cumbuldu ama lezzetli olmuştu.”

Cana can katmak deyimi ve anlamı

İnsanda yaşama sevincini artırmak; insana neşe, heves ve iç gücü vermek.”Ah o cana can katan yaylaya bir daha çıkabilsem.”

Can acısı deyimi ve anlamı

Vücudun bir yerinde duyulan şiddetli acı.

Can alacak yer (nokta) deyimi ve anlamı

Bir şeyin en önemli yeri, en temelli noktası.”Meselenin can alıcı noktasına bir türlü ulaşamadık.”

Cana minnet (bilmek) deyimi ve anlamı

İhtiyacı olduğu hâlde arayıp da bulamadığı şeylerden saymak.”Yalnızca su mu? Canıma minnet, çabuk ver.”

Can atmak deyimi ve anlamı

Herhangi bir şeye sahip olmayı, ya da herhangi bir şeye erişmeyi çok istemek.”Top oynamaya can atıyordu.”

Can borcunu ödemek deyimi ve anlamı

Ölmek.”Beni korkutamazsın, bir can borcum var, onu da öder kurtulurum.”

Cana yakın deyimi ve anlamı

Sevimli, sokulgan, insana pek sıcak davranan.”Ne cana yakın bir insanmış meğer.”

Can beslemek deyimi ve anlamı

Kaygısızca yiyip içip rahatına bakmak.

Can cana, baş başa deyimi ve anlamı

Birbirini çok seven iki kişi, bir arada yalnız olarak.

Canciğer kuzu sarması deyimi ve anlamı

Birbirlerinden hiç ayrılmayan dostlar.

Can baş üstüne deyimi ve anlamı

İstenilen, arzu edilen şeyin büyük bir memnunlukla yapılacağını anlatır.”Can baş üstüne efendim, kasabaya varınca onu hemen göreceğim.”

Can çekişmek deyimi ve anlamı

Ölmek üzere bulunmak.”Yanına vardığımızda hayvan can çekişiyordu.”

Can damarı deyimi ve anlamı

Bir şeyin en önemli noktası, en mühim unsuru; bir şeyin yaşaması için en önemli araç.”Babam evin can damarıdır.”

Can damarına basmak deyimi ve anlamı

Bir işin en önemli noktası üzerinde durmak, ya da bir şeyin en duyarlı noktasını açığa çıkarmak.”Adamın en sonunda can damarına bastılar, zararı da kendileri gördüler.”

Can dayanmamak (Bir şeye) deyimi ve anlamı

Bir acı, üzüntü, sıkıntı ve istek karşısında direnme gücü kalmamak; dayanıklılığı yitirmek.”Yıllarca uğraşıp didinip yaptığı ev bir anda kül oldu, buna can mı dayanırdı?”

Can dermanı mı? Deyimi ve anlamı

Neden bu denli az veriyorsun, çok mu değerli?

Can evi deyimi ve anlamı

  1. Yürek.
  2. En duyarlı bölge.”Onları can evlerinden vurmaya yemin etti.”

Can evinden vurmak deyimi ve anlamı

En etkileyici, en can alıcı yönden saldırmak; bir daha yaşama imkânı kalmayacak şekilde vurmak.”Onları can evinden vurmalıyız ki bir daha bellerini doğrultamasınlar.”

Can havli ile deyimi ve anlamı

Ölüm korkusundan kaynaklanan güçlü bir tepkiyle (bir eylem yapmak).

Canı ağzına gelmek deyimi ve anlamı

Çok tehlikeli bir durum karşısında, ölecekmiş gibi bir korku geçirmek.

Canı burnuna gelmek deyimi ve anlamı

Bir şey yaparken çok zorluk çekmek, bunalmak.”Kömürü taşıdım ama canım da burnuma geldi.”

Canı (gönlü) çekmek deyimi ve anlamı

Bir şeyi istemek, istek duymak, çok arzulamak.”Şimdi o yeşil eriklerden olsa da yesek, öyle de canım çekti ki.”

Canı çıkmak deyimi ve anlamı

  1. Ölmek.
  2. Çok yorulmak.
  3. Çok yıpranmak.”Onu razı edinceye kadar canım çıktı.”

Canı gitmek deyimi ve anlamı

Önem ve değer verdiği, beğendiği bir şeye zarar gelecek diye çok korkmak, kaygılanmak.”Araba çizilecek diye canı gidiyor.”

Canı isterse deyimi ve anlamı

İstemezse istemesin; kime ne? Kendisi zarar eder.

Canımın içi! Deyimi ve anlamı

Canım kadar çok sevdiğim!

Canına değmek deyimi ve anlamı

  1. Çok hoşlanmak, yararına yapılan işten ötürü çok sevinmek.
  2. Ruhu şad olmak.”Büyükannenin canına değsin, ikramın bizi oldukça sevindirdi”

Canına değsin deyimi ve anlamı

Ölü için verilen sadaka, yapılan dua ve iyilikler ona ulaşsın.

Canına işlemek deyimi ve anlamı

Çok etkisi olmak.

Canına minnet (Böyle bir şey onun) deyimi ve anlamı

Bu onun arayıp da bulamadığı şeydir. Onu büyük gönül borcuyla karşılar.

Canına okumak deyimi ve anlamı

  1. Bir kimseye büyük bir zarar vermek, kötülük etmek.
  2. İyi bir şeyi kötü hâle getirmek, heder etmek, harcamak.”Yeni aldığım oyuncağın canına okudu bir günde.”

Canına tak demek (etmek) (Canına yetmek) deyimi ve anlamı

Sabrı kalmamak, bir sıkıntıya dayanamaz duruma gelmek.”Canıma tak dedi artık, ya yaptıklarına son verirsin ya da burayı terkedersin!”

Canına yandığım (yandığımın) deyimi ve anlamı

Kimi zaman sevgi ve hayranlık, kimi zaman da kızgınlık ve öfke gibi duyguları anlatmak için kullanılır.”Canına yandığımın adamı, bizi saatlerce bekletti bu soğukta.”

Canına yetmek deyimi ve anlamı

Bezmek, bıkmak, bir zorluğa dayanamayacak duruma gelmek.”Canıma yetti artık bu işi yapmayacağım.”

Canından bezmek deyimi ve anlamı

Çektiği sıkıntılar yüzünden içinde olduğu hayatı artık istemeyecek bir duruma gelmek.”Ne yapayım böyle hayatı, beni canımdan bezdirdi!”

Canını acıtmak deyimi ve anlamı

Birinin vücudunu acıtacak bir şey yapmak.

Canını dar atmak (Bir yere) deyimi ve anlamı

Bir tehlikeden güçlükle kurtularak bir yere sığınmak.

Canını dişine takmak deyimi ve anlamı

Büyük sıkıntıları, tehlikeleri göze alarak bir işi başarmaya çalışmak.”Canını dişine takıp koca kayayı parçalamaya devam etti.”

Canının derdine düşmek deyimi ve anlamı

Her şeyi bırakıp, içine düştüğü tehlikeden varlığını kurtarmak ve korumak için çabalamak.

Canını sokakta bulmak deyimi ve anlamı

Sağlığını koruması, kendini yıpratmaması ve tedbir alması gerektiğini anlatmak için kullanılır.”Biraz soluk almama izin ver. Ben canımı sokakta bulmadım.”

Canının içine sokacağı gelmek deyimi ve anlamı

Birine karşı büyük ölçüde sevgi duymak, birinden çok hoşlanmak.”Öyle ki o yavrucağı canımın içine sokacağım geliyor!”

Canını sıkmak deyimi ve anlamı

Bir kimse, bir şey, bir olay, kendisine sıkıntı, üzüntü vermek, neşesini kaçırmak, keyfini bozmak.

Canını sokakta (pazarda) bulmamak deyimi ve anlamı

Olur olmaz şeyler için vücudunu yıpratmamak, sağlığının değerini bilmek, onu koruyacak tedbirler almak.

Canını vermek deyimi ve anlamı

  1. Hiçbir şey esirgememek.
  2. Bir şey uğrunda en değerli varlığını feda etmeye, hatta ölmeye hazır olmak.
  3. Bir şeye aşırı ölçüde düşkün olmak.”Vatan uğruna kim can vermez ki?”

Canını yakmak deyimi ve anlamı

  1. Fizikî acı vermek.
  2. Bir kimseyi zarara ya da sıkıntıya sokmak; üzmek, kaygılandırmak.”Lütfen canını yakma çocuğun.”

Canı pek deyimi ve anlamı

Acılara karşı dayanıklı.

Canı sağ olsun deyimi ve anlamı

Elden çıkanın önemi yok. Kendisi sağ ya yeter.

Canı sıkılmak deyimi ve anlamı

  1. Yapacak işi olmadığından içinde bir sıkıntı duymak.
  2. Bir olaya üzülmek.
  3. Bir kimseye öfkelenmek.

Canı tatlı deyimi ve anlamı

Acıya, üzüntüye ve sıkıntıya katlanmayan.”Öyle de canı tatlı ki ne zaman bir şey taşınacak olsa bir bahane bulup ortadan kayboluyor.”

Canı tez deyimi ve anlamı

Sabırsız, beklemeye tahammülü olmayan, ivecen.”Bekle de gör, ne canı tez adamsın sen öyle!”

Canı yanmak deyimi ve anlamı

  1. Fizikî bir acı duymak.
  2. Bir işte zarar görmek, manevî bir üzüntü duymak.”Canını yakmadan ver o elindekini bana!”

Canı yerine gelmek deyimi ve anlamı

Üzüntüyü ve acıyı atıp rahatlaşmak, yorgunluğu geçip dinlenmiş olmak.

Canı yok mu? (Falancanın) Deyimi ve anlamı

  1. Falanca, bu sıkıntıya nasıl dayanıyorsa sen de dayanmalısın.
  2. Falancaya bu denli zor bir iş yaptırmak acımasızlıktır.

Can için taşıyacak (nesne, kişi) deyimi ve anlamı

Çok işe yarayan nesne; çok yardıma koşan, yakın arkadaşlık kurmaya değen kimse.

Can kalmamak deyimi ve anlamı

Gücü, kuvveti kesilmek; bitkin bir duruma düşmek.”Daha fazla yürüyemeyeceğim, can kalmadı bende, siz gidedurun.”

Can kaygısına düşmek deyimi ve anlamı

Her şeyi bırakıp, içine düştüğü tehlikeden varlığını kurtarma ve koruma çabasında olmak.”Ortalık birbirine girip silâhlar patlamaya başlayınca can kaygısına düştü zavallı kadın.”

Can korkusu deyimi ve anlamı

Ölme korkusu, ölmeme çabası.

Can kulağıyla dinlemek deyimi ve anlamı

Kendini vererek, büyük bir dikkatle dinlemek.”Babasının söylediklerini can kulağıyla dinlemeye başladı.”

Canla başla deyimi ve anlamı

Seve seve, her türlü zorluğa göğüs gererek, var gücüyle, hiçbir fedakârlıktan kaçınmayarak.”Hepsi canla başla çalıştı.”

Canlı yayın deyimi ve anlamı

Kişilerin ses ve davranışlarını o anda ve doğrudan doğruya veren radyo ve televizyon yayını.”Parti temsilcileri bu akşam televizyonda canlı yayında tartışacaklar.”

Can pazarı deyimi ve anlamı

Herkesin kendi canının kaygısına düştüğü ve kendi canını kurtarmaya çalıştığı tehlikeli bir durum, yer.”Ortalık toz dumandı; haykırışlar, inlemeler ortalığı çınlatıyordu; insanlar can pazarının tam ortasındaydılar.”

Can sağlığı deyimi ve anlamı

Esenlik, kişinin sağlıklı olması.”Ne demeli canım kardeşim, inan bundan ötesi can sağlığı.”

Can sıkıntısı deyimi ve anlamı

Yapılacak iş ve bir şeyle oyalanma imkânı bulamamaktan duyulan tedirginlik, içine düşülen bunalım.”Bütün gün evde oturuyor, can sıkıntısından ne yapacağımı bilemiyordum.”

Can vermek deyimi ve anlamı

  1. Ölmek.
  2. Ruha güç vermek, yaşar duruma getirmek.
  3. Bir şeyi çok ister olmak.”Adam bir kurşunda can verdi.”

Can yakmak deyimi ve anlamı

  1. Üzmek, acı vermek.
  2. Zulmetmek, eziyet etmek.
  3. Bir kimseyi büyük zarar ve ziyana sokmak.”Şu hareketlerinle canımı yakıyorsun.”

Can yoldaşı deyimi ve anlamı

Yalnızlıktan kurtulmak için birlikte yaşanılan kimse.”Her insanın bir can yoldaşına ihtiyacı vardır.”

Cart curt etmek deyimi ve anlamı

Göz dağı vermek ya da övünmek amacıyla abartılı konuşmak.”Karşımda cart curt edip durma.”

Cart kaba kâğıt! Deyimi ve anlamı

Yüksekten atan, yapamayacağı şeyleri yapar gibi konuşan, çalım satan kimselere karşı söylenen küçümseme ünlemi.

Cebi delik deyimi ve anlamı

Parasız, cebinde para tutmasını bilmeyen.”Daha ne kadar cebi delik dolaşacaksın.”

Cebinden çıkarmak (Birini) deyimi ve anlamı

(Birinden) Çok üstün olmak.

Cebine (cebe) indirmek deyimi ve anlamı

Hakkı olup olmadığına bakmaksızın gelen parayı almak.

Cebini doldurmak deyimi ve anlamı

Karşılaştığı fırsatları değerlendirerek bol para kazanmak.”Cebini doldurmaktan başka bir düşüncesi yok adamın.”

Cebi (eli) para görmek deyimi ve anlamı

Daha önce kazancı yokken artık para kazanmaya başlamak, para sıkıntısından az çok kurtulmak.

Ce demeye mi geldin? Deyimi ve anlamı

İki laf etmeden gidiyorsun. Bu denli az oturulur mu?

Cehennem azabı deyimi ve anlamı

  1. Çok büyük sıkıntı, eziyet.
  2. İman etmeyenlerin, kâfirlerin, günahkârların cehennemde çekecekleri ceza.”Allah bizi cehennem azabından korusun.”

Cehenneme atsalar odun yaş diye bağırır deyimi ve anlamı

Çok densizdir, her şeye itiraz eder; hiçbir durumu beğenmez.

Cehenneme gitse bir köseği getirmek deyimi ve anlamı

Zarar göreceği bir işten bile kar sağlamak.

Cehennemin dibi deyimi ve anlamı

Çok uzak ve gidilmesi zor yer.

Cennetin kapısını açmak deyimi ve anlamı

Büyük bir iyilik yapıp çok sevap kazanmak.

Cendereye sokmak deyimi ve anlamı

Çok sıkıştırmak, manevî baskı altına almak.”Adamı cendereye almayı iyi beceriyorsun.”

Cemaziyülevvelini bilmek deyimi ve anlamı

Bir kimsenin herkesçe bilinmeyen, geçmişteki kötü bir yönünü veya kötü durumunu bilmek.”Sakın güvenme ona, ben onun cemaziyülevvelini bilirim.”

Cep harçlığı deyimi ve anlamı

Ufak tefek gündelik harcamaları karşılayacak para.

Cephe almak deyimi ve anlamı

Birine karşı düşman durumu takınmak.

Cevabı dikmek deyimi ve anlamı

C harfi ile başlayan deyimler arasındadır. Anlamı: Hemen ters, beklenmedik bir yanıt vermek.

Cevabı yapıştırmak  deyimi ve anlamı

Karşısındakinin, beklemediği, ters, güç duruma düşürücü bir cevap vermek.”Öyle bir cevap yapıştırdı ki hasmı donakaldı.”

Cevahir (cevher) yumurtlamak deyimi ve anlamı

Değerli sözler söylediğini sanarak saçmalayanlara şaka amaçlı söylenen söz.

Cevizi çift görmezse ağaca taş atamamak deyimi ve anlamı

İkna olmadan bir işe başlamamak.

Ceviz kabuğundan çıkmış kabuğunu beğenmemiş deyimi ve anlamı

Soyunu ya da yetiştiği yeri, çevreyi hor görenler için kınayarak ifade edilir.

Ceza çekmek deyimi ve anlamı

  1. Hapiste yatmak.
  2. Herhangi bir cezanın ya da üzücü durumun sıkıntısını taşımak.

Ceza görmek deyimi ve anlamı

Kendisine ceza verilmek, cezalandırılmak.

Ceza kesmek (Görevli kişi, birine) deyimi ve anlamı

Para cezası yazmak.

Cezasını çekmek deyimi ve anlamı

C harfi ile başlayan deyimler arasındadır. Anlamı: Yaptığı yanlış işin zararına uğramak.

Cezaya çarptırılmak deyimi ve anlamı

Cezalandırılmak.

Cıcığını çıkarmak deyimi ve anlamı

  1. Bir konuyu en ince ayrıntılarına kadar soruşturmak, incelemek detaylandırmak.
  2. Bir şeyin her yanını ellemek, didiklemek.

Cılk cıkmak deyimi ve anlamı

İyi işe yarar sanılan şeyin ya da kişinin, bozuk, kusurlu, işe yaramaz olduğu anlaşılmak.

Cici bici deyimi ve anlamı

Güzel, küçük, renkli ve süslü eşya.

Cicim ayı deyimi ve anlamı

Balayı, yeni evlilerin “cicim” sözcüğünü dillerinden düşürmedikleri ilk haftalar.

Ciğeri beş para etmemek

Güvenilmez kişi.

Ciğeri dağlanmak deyimi ve anlamı

Büyük bir acı yaşamak. Çok yoğun üzüntü duymak.

Ciğeri kebap olmak deyimi ve anlamı

C harfi ile başlayan deyimler arasındadır. Anlamı: Çok üzüntülü bir olay yaşamak.

Ciğerimin köşesi deyimi ve anlamı

  1. Çok sevdiğim.
  2. Sevgili evlâdım.”O, hâlâ benim ciğerimin köşesidir.”

Ciğerine işlemek deyimi ve anlamı

Duygulanmak, etkilenmek, dokunmak.

Ciğerini delmek deyimi ve anlamı

Acıklı bir durum, kişiyi dayanılmaz bir üzüntü içinde bırakmak.

Ciğerini okumak deyimi ve anlamı

Karşısındakinin gizli düşüncelerini bilmek, aklından geçenleri anlamak.”Bizimi düşünüyormuş? Ben onun ciğerini okurum; o kendinden başkasını düşünmez.”

Ciğerini sökmek deyimi ve anlamı

Bir kimseyi büyük ölçüde zarar ve ziyana uğratmak.

Ciğerini yakmak deyimi ve anlamı

Birini büyük bir acı içine atmak.

Ciğeri parçalanmak (parça parça olmak) deyimi ve anlamı

Gördüğü durum karşısında pek fazla üzülmüş ve acımış olmak.

Ciğeri (yüreği) sızlamak, (İçi burkulmak) deyimi ve anlamı

Derin bir acıma duygusuyla üzülmek.

Ciğeri yanmak (dağlanmak, kebap olmak) deyimi ve anlamı

Büyük bir acıya uğramak, bir acıdan içi yanıyor gibi olmak.

Cim karnında bir nokta deyimi ve anlamı

Hiçbir şey bilmeyen.

Cirit atmak deyimi ve anlamı

Bir çok zararlı varlık (insan da olabilir) meydanı boş bulup istediği gibi davranmak.

Cuk oturmak deyimi ve anlamı

Tam yerine denk gelmek.

Curcunaya çevirmek (veya döndürmek)

Bir yeri kargaşa, şamata, gürültü patırtı ile doldurup kimsenin ne dediğini anlamayacak hâle getirmek.”Çocuklar bir dakikada ortalığı curcunaya çevirdiler.”

Cümbür cemaat deyimi ve anlamı

C harfi ile başlayan deyimler arasındadır. Anlamı: Topluca, hep birden.”Halamlara cümbür cemaat gitmeye karar verdik.”

Cümle kapısı deyimi ve anlamı

Konak, saray gibi büyük binaların ana giriş kapısı.”Devletin ileri gelenleri konağın cümle kapısı önünde toplandılar.”

Cüret etmek deyimi ve anlamı

Ataklık etmek, yüreklilikle davranmak.”O, hemen herkesin yanında söz söylemeye cüret eden bir yapıya sahipti.”

Cürmü meşhut hâlinde yakalamak deyimi ve anlamı

Bir kimseyi suçu işlerken şahitlerle birlikte yakalamak.

Deyimler ve anlamları hakkında aradığınız her şeye sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

Yorumları Göster (5)