M harfi ile başlayan deyimler ve anlamları hakkında her şeyi bu sayfada bulabilirsiniz. Deyimler örnekleri, Türkçe deyimler, en güzel deyimler.
M Harfi ile Başlayan Deyimler Örnekleri ve Anlamları
A | B | C | Ç | D | E | F | G | H | I | İ | K | L | M | N | O | Ö | P | R | S | Ş | T | U | Ü | V | Y | Z |
M harfi ile başlayan yüzlerce deyim olsa da, M ile başlayan ve en çok kullanılan deyimleri sizin için bir araya getirdik:
Maaşa geçmek deyimi ve anlamı: Aylığa geçmek, çalıştığı yerden ücret almaya başlamak.”Maaşa geçtiği günün ertesinde onu işten çıkardılar.”
Madalyanın ters (öteki) yüzü deyimi ve anlamı: Olumlu bir olay, iş ya da durumun düşünülmesi, hesaba katılması gereken olumsuz yönü.
Madik atmak deyimi ve anlamı: Hile, düzen ve oyunla aldatmak; dolap çevirmek.”Ona kolay kolay kimse madik atamaz.”
Mahalle karısı deyimi ve anlamı: Kaba, terbiyesiz, görgüsüz, kavgacı kadın.
Mahalleyi ayağa kaldırmak deyimi ve anlamı: Bağırıp çağırarak, gürültü kopararak konu komşuyu rahatsız etmek, telâşlandırmak.”Bağırıp durma öyle, mahalleyi ayağa kaldıracaksın.”
Mahkemelik olmak deyimi ve anlamı:
M harfi ile başlayan deyimler arasındadır. Anlamı: Kavga veya anlaşmazlık sonucu mahkemeye düşmek.”Bu gidişle mahkemelik olacağız galiba.”
Mahşer midillisi deyimi ve anlamı: Kısa boylu, fitneci kimse.
Mahşer gibi deyimi ve anlamı:: Çok kalabalık.”Meydan mahşer gibiydi.”
Makaraları koyvermek deyimi ve anlamı: Kendini tutamayıp kahkahayla gülmeye başlamak, uzun uzun gülmek.”Yüzükoyun çamura düşen arkadaşını görünce makaraları koy verdi.”
Makas almak deyimi ve anlamı:: Birinin yanağını orta parmakla gösterme parmağı arasında sıkmak.
Mal bulmuş mağribi gibi deyimi ve anlamı:: Büyük bir zenginliğe kavuşmuşcasına büyük sevinç ve coşku ile.
Mal etmek deyimi ve anlamı:
- Bir malı hakkı olmadığı hâlde kendisininmiş gibi göstermek veya saymak.
- Bir mala, bir değer karşılığında sahip olmak.”O tarlayı kendisine mal etmesine göz yummayacağım.”
Malın gözü deyimi ve anlamı:
- Aşağılık ve düzenci kimse.
- İffetsiz.
- İyi mal.
Mânâ çıkarmak deyimi ve anlamı:
Yanlış bir yargıya varmak, bir söz ya da hareketten kendine göre bir anlam çıkarmak.”Öyle alıngandı ki her sözümden bir mânâ çıkarıyordu.”
Mânâ vermek deyimi ve anlamı: Kendine göre bir yargıya varmak, yorumlamak.”Senin bu davranışına bir mânâ veremiyorum.”
Maneviyatı bozulmak deyimi ve anlamı: Moral gücü sarsılmak, kendine güveni yitirmek, kendini güçsüz ve dirençsiz hissetmek.”Düşmanlar, toplumumuzun önce maneviyatını bozdular.”
Mantar gibi yerden bitmek deyimi ve anlamı:
Birdenbire ya da kendiliğinden ortaya çıkmak.”Adamlar mantar gibi yerden bitmişlerdi, bir anda etrafımızı sarıverdiler.”
Maraza çıkarmak deyimi ve anlamı: M harfi ile başlayan deyimler arasındadır. Anlamı: Anlaşmazlığa yol açacak işler yapmak, kavgaya yol açmak.
Martaval atmak deyimi ve anlamı: İnanılmayacak şeyler uydurmak, yalan söylemek.”Amma da martaval atıyordu adam.”
Mart içeri pire dışarı deyimi ve anlamı: Birbirinden hoşlanmayan iki kişiden biri gelince ötekinin dışarı çıkışını anlatmak için kullanılır.
Masal okumak deyimi ve anlamı: İnandırıcı olmayan, oyalayıcı ve avutucu sözler söylemek.”Bana masal okuma, olayın gerçek yüzünü anlat.”
Maskara olmak deyimi ve anlamı: Gülünç hâllere düşmek, alay konusu olmak.”Kim düşmanının maskarası olmak ister?”
Maskesi düşmek deyimi ve anlamı: Gerçek yüzü, kimliği, niteliği ortaya çıkmak.”Nihayet maskesi düştü, herkes onun ne mal olduğunu anlayacak.”
Masrafa girmek deyimi ve anlamı: Çok para harcamak.”Evi yaptılar ama çok da masrafa girdiler.”
Masrafı çekmek deyimi ve anlamı: Bir iş için gereken parayı ödemek, gideri karşılamak.”Yarınki gezide bütün masrafları Ahmet çekecekmiş.”
Maşallahı var deyimi ve anlamı: Bir şey ya da kimsenin iyi durumda olduğunu anlatmak için kullanılır.”Adamın maşallahı var, hiçbir yoksulu geri çevirmedi.”
Maşası olmak deyimi ve anlamı: Sakıncalı bir işte, biri tarafından araç olarak kullanılmak.”İşverense işveren, onun maşası olamam ben!”
Mat etmek deyimi ve anlamları:
- Satranç oyununda yenmek.
- Bir tartışmada, karşı tarafı söz söyleyemeyecek duruma getirmek.”İleri sürdüğü kanıtlar ile karşısındakileri kısa zamanda mat etti.”
Matrak geçmek deyimi ve anlamı: Alay etmek, karşısındakiyle eğlenmek, dalga geçmek.”İnsanlarla matrak geçmeye bayılıyorsun.”
Maval okumak deyimi ve anlamı: Tutarlı, inandırıcı olmayan, yalan sözler söylemek.”Kes sesini, maval okumandan bıktım artık!”
Mayası bozuk deyimi ve anlamı: Karaktersiz, kötü yaradılışlı, aşağılık (kişi).”Şu mayası bozuk adamın çenesini kapayın, sesini duymak istemiyorum.”
Maymun iştahlı deyimi ve anlamı: Kararsız, hevesi çabuk geçen; bugün şunu yarın ötekini beğenen.”Maymun iştahlılığı yüzünden başına olmadık işler geldi.”
Mekik dokumak deyimi ve anlamı: İki yer arasında durmadan gidip gelmek.”Mağaza ile ev arasında tam elli beş yıl mekik dokumuştu rahmetli.”
Mendil açmak deyimi ve anlamı: Dilenmek.
Merak etmek deyimi ve anlamları:
- Kaygılanmak.
- Öğrenmek, anlamak isteği taşımak.”Merak etmeye başladım, bu saate kadar gelmeliydiler.”
Merhabası olmak deyimi ve anlamı:
Birisiyle selâmlaşacak kadar tanışıklığı, yakınlığı bulunmak.
Merhabayı kesmek deyimi ve anlamı: Biriyle ilgiyi kesmek, arkadaşlığa son vermek.”Onunla merhabayı keseli epey zaman olmuştu.”
Mesele çıkarmak deyimi ve anlamı: Üzüntü verecek, içinden zor çıkılacak, bir anlaşmazlığa sebep olacak bir durum oluşturmak.”Haydi, bir mesele çıkarmadan çekip gidin buradan.”
Mesken tutmak deyimi ve anlamı: Yerleşmek.”Yarim İstanbul`u mesken mi tuttun!”
Meteliğe kurşun atmak deyimi ve anlamı: Parasız pulsuz kalmak, hiç parası olmamak.”Dün meteliğe kurşun atıyordu, ya bugün…”
Metelik vermemek deyimi ve anlamı: Değer vermemek, umursamamak, aldırış etmemek.”Onun gibilere metelik vermem mi diyorsun?”
Mevki sahibi olmak deyimi ve anlamı: Yüksek bir görevde, bir işte önemli bir aşamada bulunmak.”Mevki sahibi olmak için yıllarca çalışıp durdu.”
Meydana çıkmak deyimleri ve anlamları:
- Görünmek.
- Belli olmak.
- Yetişmek, büyümek, olmak.”Korkak herif meydana çık da yüzünü görelim.”
Meydana gelmek deyimleri ve anlamları:
- Olmak, oluşmak, vücut bulmak.
- Ortaya çıkmak.”Olay akşam üzeri meydana geldi diyorlar.”
Meydanı boş bulmak deyimi ve anlamı: Kendisine mâni olacak kimse bulunmadığı için aşırı davranışlarda bulunmak, bir şeyden çekinmemek.”Meydanı boş bulan eşkıyalar ortalığı kasıp kavurmaya başlamışlardı.”
Meydan okumak deyimi ve anlamı: Kavga ya da yarışmaya çağırmak, korkmadığını ve çekinmediğini açıkça bildirmek.”Bir an meydan okumayı içinden geçirdi, sonra bundan vazgeçti.”
Meydan vermemek deyimi ve anlamı:
Olumsuz bir olay ya da durumun gerçekleşmesine imkân ve zaman vermemek, engel olmak.”Onların kavga etmesine sakın meydan vermeyin çocuklar.”
Mezhebi geniş deyimi ve anlamı: Namus konusunda gerekli olan titizliği göstermeyen, kadın-erkek ilişkilerinde dini kaidelere aldırış etmeyen, iffetsizliğe meydan veren, geniş davranan.
Mezar kaçkını deyimi ve anlamı: Çok zayıf, bitkin, güçsüz düşmüş kişi.
Mırın kırın etmek deyimi ve anlamı: Bir isteği yerine getirmemek için çeşitli bahaneler ileri sürüp nazlanmak.”Mırın kırın etmeyi bırak da yak şu sobayı.”
Mızıkçılık etmek deyimi ve anlamı: Bir oyunu ya da birlikte yapılan bir işi çeşitli bahaneler ileri sürerek bozmaya çalışmak, razı olmamak.
Mide bulandırmak deyimleri ve anlamları:
- Kusacak bir duruma getirmek.
- Kuşkulandırmak.”Çekil çabuk karşımdan, midemi bulandırıyorsun!”
Midesi bulanmak deyimleri ve anlamları:
- Kusacak gibi olmak.
- İğrenmek, tiksinmek.
- Kuşkulanmak.”Yaptığınız iş, mide bulandırıcı bir işti!”
Mideye oturmak deyimi ve anlamı: Yenilen bir şeyin sindirim zorluğu vermesi.
Mihenk (taşı) deyimi ve anlamı: Birinin değerini, ahlâkını anlamaya yarayan ölçüt.
Mim koymak deyimleri ve anlamları:
- (Bir şey) unutulmaması için işaret koymak.
- Önemli bularak üstünde durmak, dikkate almak, önemli şeyler arasında saymak.”Bu ata sözüne bir mim koy, dedi öğretmenim.”
Minnet etmek deyimi ve anlamı: Boyun eğmek, yalvarmak.”Ona buna minnet etmeden yaşamak istediğimi biliyorsun değil mi?”
Moda olmak deyimi ve anlamı: Yaygın duruma gelmek, gözde olmak, beğenilir ve arzu edilir olduğu için yapılır olmak.”Saçları kısa kestirmek bu yıl moda oldu.”
Modası geçmek deyimi ve anlamı: Yaygın olmaktan çıkmak, önemini yitirmek.”Bu elbisenin modası geçti artık.”
Mola vermek deyimi ve anlamı: Bir süre ara vermek; uzun süren yolculuğun, çalışmanın, yürüyüşün yorucu etkisini atmak için bir süre dinlenmek.”Yarım saat sonra mola verecekler, onlara mola yerinde yetişebiliriz.”
Muhallebi çocuğu deyimi ve anlamı: Nazlı, el bebek gül bebek büyütülmüş, dayanıksız, narin kimse.”Senin gibi muhallebi çocuklarıyla iş yapamam ben.”
Mukabelede bulunmak deyimi ve anlamı: Karşılık vermek.
Mumla aramak deyimi ve anlamı: Çok istek ve özlemle aramak.”O anneyi siz mumla arayacak ama bir daha bulamayacaksınız.”
Mum (gibi) olmak deyimleri ve anlamları:
- Yaramazlığı, hırçınlığı, uyumsuzluğu bırakıp yola gelmek.
- Razı olmak.”Askerde onun da mum gibi olacağına eminim.”
Muradına ermek
Dileği gerçekleşmek, çok istediği şeye kavuşmak.”İnşallah muradına erersin kızım.”
Mümkün mertebe deyimi ve anlamı: Olabildiğince, yapabildiği kadar.”Zararınızı mümkün mertebe karşılama yoluna gideceğimizden emin olun lütfen.”
Mürekkebi kurumadan deyimi ve anlamı: Bir şeyin yazılmasından çok kısa bir süre sonra.
Mürekkebi kurumadan bozmak deyimi ve anlamı: Bir kararı, sözleşmeyi, anlaşmayı yazılmasından kısa bir süre sonra bozmak.
Mürekkep yalamış deyimi ve anlamı: Az çok öğrenim görmüş, okuyup yazmış, belli bir kültüre sahip olmuş kimse.”Maval okumayı bırakın, biz de mürekkep yalamışlardan sayılırız.”
Mürüvvetini görmek (anne, baba için) deyimleri ve anlamları
- Özellikle evlâdının evlendiğini, çoluk çocuk sahibi olduğunu görmek.
- Çocuklarının sevinçli günlerini görerek mutluluk duymak.”Acaba çocuklarımın mürüvvetini görecek miyim?”
Müslüman adam deyimi ve anlamı: Hak yemeyen, doğruluktan ayrılmayan, İslâm`ın emirlerine uyan kimse.”Müslüman adam, başı daima dik olan adamdır.”
Deyimler ve anlamları hakkında aradığınız her şeye sayfamızdan ulaşabilirsiniz.