CiciPedia

Ş Harfi ile Başlayan Deyimler ve Anlamları

Ş harfi ile başlayan deyimler ve anlamları hakkında her şeyi bu sayfada bulabilirsiniz. Deyimler örnekleri, Türkçe deyimler, en güzel deyimler.

Ş Harfi ile Başlayan Deyimler ve Anlamları

ABCÇDEFGHIİKLMNOÖPRSŞTUÜVYZ

ş Harfi ile başlayan deyimler ve anlamları

Şad olmak

Sevinmek, mutlu olmak.”Seni gördük, şad olduk.”

Şafak atmak

Aniden önemli bir durumla karşı karşıya kaldığını anlamak, bu sebeple tedirgin olmak.”Onu yanımdan kovunca bende şafak attı.”

Şafak sökmek

Güneşin doğmaya başlamasıyla gece karınlığının yavaş yavaş kaybolup ortalık aydınlanmaya başlamak.”Şafak sökmeye başlayınca yola çıkmaya karar verdiler.”

Şaha kalkmak

  1. Atın ön ayaklarını yerden kesip arka ayakları üstünde yerde durması.
  2. Coşmak, kükremek, baş kaldırmak.”Azgın at şaha kalkarak binicisini sırtından yere attı.”

Şaka gibi gelmek

Bir türlü inanamamak.”Bütün olup bitenler şaka gibi geliyordu onlara.”

Şaka götürmemek

  1. Şakadan hoşlanmamak.
  2. Bir iş ya da durum dikkatsizliğe, önemsenmemeye gelmemek.”Bu iş şaka götürmez beyler, dikkat edin!”

Şaka kaldırmak

Kendisine yapılan şakalara katlanmak, dayanmak.

Şaka maka (derken)

“Ciddiye almıyor, ağırlığını duymuyor, gerektiği gibi önemsemiyorduk ama sonunda gerçekten önem vermemiz gerektiği ortaya çıktı” anlamında kullanılır.

Şakası yok

  1. Tehlikeli.
  2. (O) hatır gönül tanımaz, gerekeni yapar, ciddi bakar olaya.”Şakası yok bu adamın, hemen buradan gidelim.”

Şakaya getirmek

  1. Oldukça önemli, ciddi bir şeyi açıktan söylemeyip şaka yollu söylemek.
  2. Önemli bir meseleyi şaka yaparak geçiştirmek.”İşi şakaya getirip unutturmaya kalkma emi!”

Şakaya vurmak

Ciddî bir söz ve davranışı şaka yoluyla geçiştirmek.

Şamar oğlanı

Herkesin hıncını aldığı, dövdüğü, çattığı, söylendiği kimse.”Yeter artık, şamar oğlanı olmaktan kurtar kendini!”

Şamata koparmak

Gürültü, patırtı yapmak.

Şapa oturmak

Güç bir duruma düşmek, çıkmaza girmek.”Şimdi şapa oturduk işte, yardım alacak kimse de yok ortalıkta.”

Şart koşmak

Bir işin yapılmasını önceden bir şarta bağlamak.”Para almadan, vermeyeceğini şart koş ona.”

Şeref vermek

Onurlandırmak, yapıp ettikleriyle övünç kaynağı olmak.

Şerefini korumak

Onurunu, kişiliğini gözetmek.

Şeşi beş görmek

Yanlış görmek, görüşünde aldanmak.”Şeşi beş gördüm her hâlde.”

Şeyhin kerameti kendinden menkul

Çok büyük işler yaptığını belirtiyor ama bunu doğrulayacak ne kanıt ne de kimse var ortalıkta.

Şeytana uymak

Dinin emirleri dışına çıkmak, haram olan işlere bulaşmak, doğru yoldan ayrılmak.”Şeytana uyup da tekrar kumara başlayacak diye korkuyorum.”

Şeytan diyor ki!

“İçimden şu kötü işi yap, doğru yoldan ayrıl eğilimi geçip duruyor” anlamında kullanılır.”Şeytan diyor ki git şunu bir güzel döv.”

Şeytan dürtmek

Durup dururken uygunsuz, kötü bir davranışta bulunmak.”Güzel güzel oynarken arkadaşına vurup kaçtı, şeytan dürttü her hâlde.”

Şeytan görsün yüzünü

“Onunla hiç görüşmek, bir arada bulunmak istemiyorum” anlamında kullanılır.

Şeytanın art bacağı

Çok afacan ve yaramaz (çocuk).

Şeytanın ayağını kırmak

  1. Aksiliği, uğursuzluğu yenmek.
  2. Herhangi bir sebepten ötürü yapamadığı bir şey yapmak.”Haydi, şu şeytanın bacağını kır da bize gel.”

Şeytan kulağına kurşun

İyi bir durumdan, işten gidişten söz ederken “Aman nazar değmesin, Allah kötülerin şerrinden korusun, şeytandan uzak bulundursun.” anlamında kullanılır.

Şeytanın yattığı yeri bilmek

Çok kurnaz ve açıkgöz olmak; bilinmesi, hatırlanması güç şeyleri bilmek; pek çok şeyden haberdar olmak.”O ne tilkidir bilemezsin, şeytanın yattığı yeri bile bilir.”

Şıp diye geçmek

Ansızın, birdenbire geçmek.

Şifayı bulmak (veya kapmak)

Hastalanmak.”Burnum akıyor, yine şifayı kapacağız desene.”

Şimdiden tezi yok

Hemen, hiç durmadan, hiç vakit kaybetmeden.”Şimdiden tezi yok, ne yapılacaksa yapılmalıdır.”

Şimşekleri üzerine çekmek

Söz ve davranışlarıyla çevresindekileri kızdırmak; rahatsız etmek; sert eleştirilerine, saldırılarına hedef ve neden olmak.”Boşu boşuna şimşekleri üzerine çektin.”

Şirazesinden çıkmak

Bozulmak, çığırından çıkmak, düzenini yitirmek.

Şom ağızlı

Hemen her olayı kötüye yoran, kötü şeyler olacağını söyleyen, ileri sürdüğü ihtimallerin gerçekleşmesinden korkulan kimse.”Milleti korkutup durma, kapa şu şom ağzını da rahatlayalım.”

Şöyle bir

Üstünkörü, gelişigüzel, üzerinde durmayarak.”Şöyle bir baktım vitrindeki elbiselere”

Şöyle böyle

  1. Ne iyi ne kötü, orta derecede.
  2. Hemen hemen, aşağı yukarı, yaklaşık olarak.”Şöyle böyle üç yıl oldu onunla görüşemedik.”

Şundan bundan

Belli belirsiz, önemsiz şeyler.”Eh işte, şundan bundan konuşup durduk.”

Şunu bunu bilmemek

İtiraz dinlememek, mazeret kabul etmemek, bahane istememek.”Şunu bunu bilmem, yarın akşam sizi bekliyoruz.”

Şunun şurası

Küçümseme, azımsama, yakın bir yer belirtmek istendiğinde kullanılır.”Şunun şurası on adımlık yer, gelmeyecek misin?”

Şüphe kurdu

Kişinin içini kemiren, onu tedirgin eden kuşku.”Onu arkadaşlarıyla birlikte gönderdim ama yine de içimi bir şüphe kurdu kemirip duruyor.”

Deyimler ve anlamları hakkında aradığınız her şeye sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

7 Yorum

7 Yorum

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir