Z harfi ile başlayan deyimler ve anlamları hakkında her şeyi bu sayfada bulabilirsiniz. Deyimler örnekleri, Türkçe deyimler, en güzel deyimler.
A | B | C | Ç | D | E | F | G | H | I | İ | K | L | M | N | O | Ö | P | R | S | Ş | T | U | Ü | V | Y | Z |
Zahmet çekmek
Sıkıntı, güçlük, yorgunluk ve eziyetlere katlanmak.”Senin adam olman için az zahmet çekmedim ben.”
Zahmete sokmak
Birine sıkıntı, güçlük ve yorgunluk vermek; masraf ettirmek.”Adamcağızı durup dururken zahmete sokmuşsunuz.”
Zaman kazanmak
Birini oyalayarak ihtiyacı olduğu zamanı mümkün olduğunca uzatmaya çalışmak.
Zaman kollamak
Zaman öldürmek
Kimi şeylerle uğraşarak belli bir zamanın geçmesini sağlamak, boş şeylerle vakit geçirmek.”Burda beklemekle zaman öldürüyoruz beyler.”
Bir iş için belli bir süre ayırmak.”Bana biraz zaman verirseniz gidip onu çağırabilirim.”
Zaman zaman
Belli olmayan zamanlarda, ara sıra.”Zaman zaman o da aramıza katılırdı.”
Zamane çocuğu
Eski nesile göre hayli yadırganacak davranışlarda bulunup sözler sarf eden kimse.”Zamane çocuğu ne olacak.”
Zar tutmak
Tavla oyununda istediği sayıyı getirmek için, atmadan önce, zarlara parmaklar arasında belli bir biçim verip öyle atmak.
Zart zurt etmek
Bağırıp çağırarak, yükseklerden atıp tutarak çıkışmak; kendini büyük göstererek kaba kuvvet gösterisinde bulunmak.
Zar zor
Zehir etmek
Bir şeyin tadını kaçırmak, iyiyken kötü duruma sokmak.”Yediğim şu yemeği zehir ettiniz bana.”
İnsanın içine işleyen, onurunu zedeleyen çok acı söz.
Zembereği boşanmak
Zemheri zürafası (gibi)
Kışın ince elbise giyip gezenler için söylenir.
Zemin hazırlamak
Bir işin gerçekleştirilmesi için uygun ortam hazırlamak, meydana getirmek.
Zemzemle yıkanmış olmak
Biri, ötekine göre çok daha iyi nitelikte olmak.
Zerre kadar
Hiç denecek kadar az.”Onu zerre kadar sevmiyorum.”
Zevahiri kurtarmak
Bir işi gereği gibi değil de üstünkörü yapmak ve böylece söz gelmesini önlemek, görünüşü kurtarmak.”Bu girişimimizle zevahiri kurtardık, daha ne istiyorsun?”
Son bulmak, bozulup yok olmak, çökmek.
Zeval vermemek
Zarar ziyan vermemek, korumak.”Allah kimseye zeval vermesin.”
Zevkten dört köşe olmak
Çok mutlu olduğu anlaşılmak, çok sevinip keyiflenmek ve aşırı zevk duymak.”Takımı galip gelince zevkten dört köşe oldu.”
Zevkine varmak
Bir şeyin tadını alabilmek, çıkarmak ve duymak; inceliklerini görebilmek.”O sabah, manzaranın zevkine vardık.”
Zevkini çıkarmak
Bir şeyin tadından, güzelliğinden olabildiğince yararlanabilmek.”Gelin şu gezinin zevkini çıkaralım.”
Zeytinyağı gibi üste çıkmak
Bir konuda haksız olduğunu kabullenmeyerek kurnazlıkla kendini haklı ya da suçsuz çıkarmaya çalışmak.
Karşısındakini sinirlendirmek, sinirini bozmak; bir şeyin tersine hareket etmek.”Niçin devamlı benim zıddıma gidiyorsun.”
Zılgıt yemek
Azarlanmak, paylanmak.”Senin yüzünden öğretmenden zılgıt yedik.”
Zınk diye durmak
Birdenbire, aniden durmak.”Önümdeki adam zınk diye durunca ne yapacağımı şaşırdım.”
Zırnık (bile) vermemek
Az da olsa, en ufak bir şey de olsa vermemek.”Ona bu mirastan zırnık bile koklatmayacağım.”
Zıvanadan çıkmak
Zihin açıklığı
İyi, sağlıklı düşünebilme gücü.”Sana Allah`tan zihin açıklığı dilerim.”
Çok karanlık.”Zifiri karanlıkta yola çıktık.”
Zihni bulanmak (karışmak)
Sağlıklı düşünemez olmak, olaylar arasındaki bağlantıyı kaybetmek, ne yapacağını şaşırmak.”Bir anda zihnim bulandı, saçmalamaktan korkup konuşmayı yarıda kestim.”
Zihnini bulandırmak
Zihnini çelmek
Zihnini kurcalamak
Aklına takılan bir şeyi anlamaya, kavramaya çalışmak.”Akşamki mesele zihnimi kurcalayıp duruyor.”
Zihnini oynatmak
Çıldırmak, aklını yitirip delirmek.”Sen zihnini mi oynattın?”
Zil takıp oynamak
Çok sevinmek.
Zincire vurmak
Prangaya vurmak (mahkûmu).”Bütün esirleri zincire vurup zindana atmışlardı.”
Zindan kesilmek
Ziyafet çekmek
Konukları yemek vererek ağırlamak.”Düğünümde bir ziyafet bile çekemedim.”
Ziyan etmek
Yersiz, boş yere harcamak.”O kadar ekmeği ziyan etmeye utanmıyor musun?”
“Önemli değil, önemi yok!” anlamında kullanılır.
Ziyaret etmek
Birini görmeye, biriyle görüşmeye, bir yeri görmeye gitmek.”Hastaları ziyaret etmek görevlerimiz arasındadır.”
Zula olmak
Gizlenmek, saklanmak.
Zokayı yutmak
Aldatılıp zarara sokulmak.
Zora binmek
İş güçleşmek, ancak zor kullanarak halledilecek hâle gelmek.”Bir yolunu bulun, sakın işi zora bindirmeyin.”
Zora gelmemek
Sıkıntıya ve baskıya katlanamamak, güçlüğe sabredememek.”Zora gelemem ben, lütfen ısrar etmeyin!”
Zorun ne?
“Ne istiyorsun, amacın ne?” anlamında kullanılır.
Kendisini zorlayan bir sıkıntısı, derdi olmak.”Adamın bir zoru olduğu yüzünden belliydi.”
Zurnacının karşısında limon yemek
Bir iş yapmakta olan birinin zihnini çelerek işini göremeyecek duruma getirmek.
Zurna gibi
Çok dar.
Zurnanın zırt dediği yer
Yapılmakta olan işin en hassas, en önemli, en can alıcı noktası.
Züğürt tesellisi
Kötü bir işte en önemli şeyi kaybettiği zaman bazı önemsiz, iyi olmayan bir yan bularak sevinmek ve kendini avutma.
Zülfüyâra dokunmak
İşle ilgili olanı, hatırlı ve güçlü kimseyi veya yüksek bir makamı kimi söz ve davranışlarla gücendirmek, darılmasına yol açmak.”Hayır geri duramam, zülfüyâra dokunsa da söyleyeceğim.”
Deyimler ve anlamları hakkında aradığınız her şeye sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
Çocuk dostu şehir nedir? Çocuk dostu bir şehir nasıl olmalı? Çocuk dosu şehirler için çocukların…
Çocukların sağlıklı beslenmesini sağlamak; obezite riskini azaltıyor, çocuğun daha sağlıklı bir vücuda sahip olmasını sağlıyor…
Ek besinlere geçen bebeklere haftada bir defa balık verilebileceği gibi, bebeğin fizyolojik durumu ve alerjisi…
Çocuklarda stresi azaltan egzersizler neledir? Çocuklar hangi sebeplerle stres yaşamaktadır? Stres nasıl önlenebilir? Her Altı…
Okul çağındaki çocukların beslenme düzenleri çocukların sağlıklı fiziksel ve zihinsel gelişimi açısından büyük önem taşıyor.
Çocukların yeni yıla daha mutlu girmesini sağlayabilmek için, arkadaşlarıyla birlikte eğlenebileceği bir parti hazırlayabilirsiniz.
Yorumları Göster
evet haklısın turkcenin dirilişi.com da aynı şeyler var biri alıntı bence bu site değildir
Gozel ollmus amma ben baska biir siteye de girmistim oradakileerin aynisi burda da var ya sen ya o biriniz çalmış
Aynen ben şikayet etcem