Doğum sonrası depresyon, kadınların önemli bir bölümünü etkiliyor. Özellikle stresli bir doğum süreci geçiren kadınların doğum sonrası depresyon yaşaması riski artıyor. Doğumdan sonraki sürecin sağlıklı devam edebilmesi için, bazı önlemlerin alınması gerekiyor.
Doğumun ardından yaşanan psikolojik bunalımlar, biyolojik, sosyal ve ekonomik durumu fark etmeksizin birçok kadını etkiliyor. Anne olmak, kadınların yaşamında hem biyolojik hem de sosyal açıdan farklılığa yol açtığından, özellikle ilk kez çocuk dünyaya getiren kadınlarda, doğum sonrası depresyon görülme ihtimali artıyor.
Doğum Sonrası Depresyon Nedenleri
Doğum sonrası annelerin çok önemi bir bölümü kendini yetersiz hissedebiliyor. Bu nedenle psikolojik sorunlar da bu dönemde sıklıkla ortaya çıkabiliyor. Doğum sonrasında kadınların %12,5’inde psikiyatrik hastalıklar belirgin bir oranda artış gösteriyor.
Biyolojik, psikososyal ve ekonomik değişimler; annelik hüznü, depresyon ve lohusalık psikozu gibi sorunlara neden olabiliyor. Bu sorunlar; duygu durum ve mizaç bozukluğunun yanı sıra şaşkınlık, bilişsel karmaşa ve ağlama krizleri ile kendini gösterebiliyor.
Annelik Hüznü
Doğum sonrasında kadınların % 50-70’i annelik hüznünü yoğun olarak yaşıyor. Annelik hüznü; sebepsiz yere bunalma, sıkıntı, uzun süren ağlama nöbetleri, sinirlenme ve dikkat toplayamama gibi sorunları beraberinde getirebiliyor
Annenin dış görünümde ortaya çıkan değişiklikler ile yaşadığı kaygı ve bebeğin uyku düzeninin olmayışı nedeniyle uykusuz geçen geceler annelik hüznü riskini artıyor. Annelik hüznü, doğumdan sonra başlayıp 1-2 hafta sürdükten sonra mevcut duruma alışmaya bağlı olarak sona eriyor.
Doğum Sonrası Depresyondan Korunma
Doğum sonrası 100 kadından 10’u depresyon riski altındadır. Özellikle genç yaşta anne olan ve yaşadığı duruma ayak uydurmakta zorlanan kadınlarda; depresyon nedeniyle aşırı yorgunluk, isteksizlik, iştahsızlık ve bebeği ile ilgili tekrarlayıcı mantık ve düşünme ile silinemeyen obsesyonel düşüncelerin ortaya çıktığı görülmüştür.
Bu dönemde emzirmenin anne üzerinde olumlu etkileri olduğu için ilaç tedavisi yerine psikoterapi teknikleri uygulanması doğum sonrası depresyon riskini azaltan faktörler arasında yer alıyor.
Annede lohusalık döneminde görülen psikolojik sorulara tedavi yaklaşımı önem taşıyor. İlaç tedavisinin yanı sıra çevrenin anneye yaklaşımına da dikkat edilmesi gerekiyor. Kadının annelik rolü kazanması için eş, dost ve akrabanın yaklaşım tarzını gözden geçirmesi önemli olmakla birlikte, doğum sonrası hüzün yaşayan anneler için uygulanabilecek nefes egzersizleri ve gevşeme hareketleri de kaygıyı azaltıyor.
Annenin üzerindeki baskının ve yüklerin azaltılması, gece uykusunun düzenlenmesi, bebeğin gece bakımının bir bakıcı, anneanne ya da babaanne tarafından üstlenilmesi gerekiyor. Bebeğin sağlıklı gelişimi için annenin hem fiziksel hem de ruhsal açıdan sağlıklı olması büyük önem taşıyor.