Her yıl, ekim ayının ilk pazartesi günü kutlanan Dünya Çocuk Günü dolayısıyla, şairlerin yazdığı bildirileri yayınlayan Çocuk Vakfı’nın 2016 Dünya Çocuk Günü Bildirisi, Ali Ayçil tarafından yazıldı.
Ali Ayçil’in 2016 Dünya Çocuk Günü Bildirisi
Çocuklar Gelince Neler Getirir?
Biz dünyaya geldiğimizde kelimeleri çok küskün buluruz. Öyle çok tekrar edilmişlerdir ki, artık herkes ezberlemiştir onları. Oysa ırmak, içinden sular geçtiğini birine göstermek için can atar; orman, ağaçlarını görelim diye yapraklarını hışırdatıp durur; kedi tırnaklarını kazağımıza geçirir. Sonra biz gelip sözcüklerin kalbini yoklarız. Irmak yeniden suyuna kavuşur…
Biz dünyaya geldiğimizde rakamları çok yorgun buluruz. Savaşlar, ölümler, anlaşmalar, yaş günleri unutulmasın diye, onları tıpkı bir arı gibi çalıştırırlar. Hep dikkatli olmaları, hiçbir yılı unutmamaları da gerekir üstelik. Bu da çok yorucudur. Sonra biz gelip bütün sayaçları sıfırlarız. Bunu nasıl mı yaparız? Tabii ki zamanı masallaştırarak…
Biz dünyaya geldiğimizde kitapları çok sıkılmış buluruz? Büyükler çünkü bir hikâyeyi okurken çok az hayret etmeye, çok az korkmaya, çok az şaşırmaya ve çok az hayal kurmaya başlamışlardır. Hikâyelerin kahramanları, can sıkıntısı içerisinde kendisini ağzı açık dinleyecek bir okur bekler. Biz işte tam da onlar can sıkıntısından ölecekken geliriz. Macera bizimle başlar…
Biz dünyaya geldiğimizde hayvanları çok tembel buluruz? Kediler, kimse kendileriyle yeterince oynamadığı için, parklarda ağaçların altında öylece kaşınıp dururlar. Sanki güvercinler onlardan çok mu farklı? İnsanlar telaşla bir oraya bir buraya geçip giderken, pek azı dönüp şöyle bir ilgilenmeyi akıllarının ucundan geçirir. Ama birden biz çıkarız ortaya, kedileri koşturur, güvercinleri küçük bir buğday tarlasının üzerinde uçururuz. Kimse hayvanları bizden daha iyi evcilleştiremez…
Biz dünyaya geldiğimizde insanları işlerinden kafalarını kaldıramayacak kadar yoğun buluruz. Sabah telaşla evden çıkıp akşamları yorgun dönerler. Bazen çok sıkıldıklarını söyleseler de hayatları yıllarca böyle devam edip gider. Bir gün biz gelir, insanı hiç yormayan işlerin de olduğunu gösteririz…
Biz dünyaya geldiğimizde büyükleri her şeyde çok ustalaşmış buluruz. Savaşmakta çok ustalaşmışlardır; ticarette çok ustalaşmışlardır; yüksek evler yapmakta çok ustalaşmışlardır; avcılıkta çok ustalaşmışlardır ve her şeyi bilmekte de çok ustalaşmışlardır. Biz ise her şeyde acemi olmanın güzelliği ile geliriz. Tıpkı ilk insan gibi. Onun evrendeki ilk şaşkınlık nöbetini hep biz tutarız…