Balıkların yüzmediği bir deniz, kuşların uçmadığı bir gökyüzü, ormanın olmadığı dağlar, hayvanların otlamadığı ovalar istemiyoruz.
Açlık nedir, susuzluk nedir biliriz. Üşümek nedir, uykusuzluk nedir biliriz. Dayak nedir, itilip-kakılmak nedir onları da biliriz. Korkuları biliriz, ağıtları biliriz. Dünyanın neresinde olursak olalım biz birbirimizi tanırız. Çünkü biz dünyanın hakları yenmiş çocuklarıyız ve ne yazık ki çoğunluktayız.
Zenginliğin bir yere yığıldığı bir dünya değil, herkesin nimetlerinden eşit olarak yararlandığı âdil ve adaletli bir dünya istiyoruz.
Sağlığımızı olumsuz etkileyen boyalı, zararlı yiyecekler değil, doğal ortamlarda üretilmiş sağlıklı yiyecekler istiyoruz.
Zehirli hava solumak, kirletilmiş su içmek istemiyoruz; sağlıklı büyümek, sağlıklı yaşamak istiyoruz biz.
Devasa binalar, alışveriş merkezleri değil, kendimizi güvende hissedeceğimiz, bahçesinde çiçeklerin açtığı, kuşların öttüğü, salıncakların sallandığı evler, oyun alanları ve parklar istiyoruz. Mahallemiz olsun, komşularımız olsun, arkadaşlarımız olsun; uçurtma uçuralım, topaç çevirelim, oyunlar oynayalım.
Eğitim istiyoruz, okumak, öğrenmek istiyoruz; ama bize kendi tabularınızı, kendi alışkanlıklarınızı dayatmayın. Bize şarkı, türkü, dans öğretin ama bize dua da öğretin, ibadet de öğretin. Tanrısız ve duasız bir dünyada yaşamak istemiyoruz.
Sürekli savaşlarla her yeri yakıp-yıkıyorsunuz; annesiz, babasız, evsiz-barksız kimsesiz kalıyoruz. Sevgiye hasret en büyük acıyı bizler yaşıyoruz. Tank, tüfenk, bomba üretmeyin; buğday üretin, koyun-kuzu üretin, şiir üretin, sevgi-saygı üretin. Size teşekkür edeceğimiz bir gelecek üretin.
Az otomobil, az cep telefonu, az televizyon, az bilgisayar üretin. Bizim için mal-mülk, servet biriktirmeyin; bizim için sevgi, şefkat biriktirin. Bize zaman ayırın, bizimle ilgilenin; bize masallar anlatın, ninniler söyleyin. Bizi doğar doğmaz kreşlere terk etmeyin, siz de yaşlanınca kimsesizler evinde yalnız, yapayalnız kalırsınız. Biz kendimizi yalnız hissediyoruz; hem de çok yalnız.
Bizi hırslarınıza, nefretlerinize, kinlerinize kurban etmeyiniz. Geleceğimizi karartmayınız. Biz pembe bir dünya, tek renkli bir dünya değil, çok renkli bir dünya istiyoruz; tıpkı biz dünya çocukları gibi…
Siz de çocuktunuz bir zamanlar. Bizim özlemlerimiz, aslında sizin de özlemlerinizdi. Ne çabuk unuttunuz o özlemlerinizi koca kafalılar; anneler, babalar, teyzeler, amcalar, dayılar!
Bizsiz bir dünya sona yaklaşmış bir dünya demektir.
Bize dönün ve bizi sevin!
Arif AY
Dünya Çocuk Hakları Günü Nedir