Dünya Tiyatrolar Günü ne zaman kutlanır? Tiyatrolar Günü etkinlikleri nelerdir? Bugün tarihçesi nedir? Haydi birlikte öğrenelim.
1948 yılında kurulan ve UNESCO’ya bağlı “Uluslararası Tiyatro Enstitüsü” tüm dünyada tiyatro sanatının toplumdaki eğitici görevini üstlenmek ve tiyatro sevgisinin yayılmasını sağlamak amacıyla, 27 Mart gününü “Dünya Tiyatrolar Günü” ilan etmiştir.
Tiyatro Nedir?
Tiyatro, bir öyküyü, sahne olarak ayrılmış bir yerde, oyuncuların söz ve hareketleriyle canlandırma sanatıdır. Oyun yazma, sahneleme ve yorumlama sanatı olan tiyatro, gösteri sanatlarının en eskidir. Tiyatro, bu bakımdan sinema ve televizyonun temelini oluşturur.
Yaşamın aynasıdır tiyatro! İnsanı eğitir, eğitirken düşündürür… Bir arada yaşayan insanların birlikte güldüğü, birlikte ağladığı ve hep birlikte düşündüğü tiyatro salonları, insanca duyguların da öğrenildiği yerlerdir.
İlk çağlarda tiyatro, yazılı bir metin olmadan oynanırdı. Yeteneğine güvenen oyuncular sahnede istedikleri gibi konuşurlardı. Günümüzde ise tiyatro eğitimi, konservatuar denilen okullarda veriliyor.
Tiyatroda gösterilen oyunlar, genellikle yaşanılan, ya da yaşanılır nitelikteki olayları canlandırır. Tiyatro oyunları ise konularına göre üç bölümde toplanır. “Trajedi, acıklı konuları, “Komedi” gülünç olayları, “Dram” ise içinde hem komik hem de, acıklı olayları konu alır. Komedinin belli başlı türleri vardır. Vodvil, hareketli, eğlenceli bir konuya dayanan, içinde şarkılar bulunan hafif güldürüdür. Fars da olayların aşırı abartıldığı, taklitlerin sık sık tekrar edildiği bir komedi türüdür.
Oyunların bir de, “opera” gibi müzikli olanları mevcuttur.
Kukla, Karagöz, Meddahlık ve Ortaoyunu, Tanzimat’tan önceki döneme ait oyunlardır ve “geleneksel tiyatro” olarak adlandırılır.
1839-1908 Tanzimat döneminde ilk “Osmanlı Tiyatrosu” kuruldu. Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi ve Şinasi gibi dönemin ünlü yazarları oyunlar yazmaya başladı.
1908-1923 Meşrutiyet döneminde İstanbul Şehir Tiyatroları’nın temeli olan “Darülbedayi” kuruldu.
Çocuk Tiyatrosu, Devlet Konservatuarı, Devlet Tiyatroları ve Özel Tiyatrolar ise Cumhuriyet döneminde kurulmuştur ve bu dönemde tiyatroların sayıları artmıştır.
Haldun Taner’in de dediği gibi, “Tiyatro olmasa, insanoğlu çok eksik, çok güdük kalırdı.”
Tiyatronun tiyatro sanatçılarına katkısı:
- Dayanışmayı öğretir,
- Toplumsal sorumluluk duygusunu geliştirir,
- Düşünceyi eyleme geçirmeye kolaylık sağlar,
- Topluluk içinde konuşmayı öğretir,
- Sanat dallarına karşı ilgi sağlar,
- Estetik algılama yeteneğini geliştirir.
Tiyatronun izleyicilere katkısı:
- Kamu bilinci sağlar,
- Sorunlar üzerine düşünmeyi öğretir,
- Toplumsal sorumluluk duygusunu geliştirir,
- Olaylara eleştirel yaklaşabilmeye yardımcı olur,
- Toplumsal duyarlılığı artırır,
- Birey ve toplum ilişkilerinin nedenlerini anlamaya yardımcı olur.
Tiyatro, topluma eleştirel bakış açısı sağlayan, sorunlar üzerinde nitelikli düşünmeye teşvik eden bir sanat dalıdır.
Tiyatrolar Günü İle İlgili Sözler
- Tiyatro, toplum kültürünün aynasıdır.
- Tiyatro, gönüller arasında bağ kurar.
- Tiyatro, kalp perdesini açan bir sanattır.
- Tiyatro, adamı insan eden sanattır.
- Tiyatrosu olan bir ülkede kötülükler, çirkinlikler, yanlışlıklar sürüp gitmez.
- Tiyatrosuz bir toplum yeni doğmuş bir çocuk sayılır.
Tiyatrolar Günü İle İlgili Şiirler
Tiyatrolar
Gölge düşmeden perdeye,
Biz geldik sizi görmeye,
Sanata değer vermeye,
Açıldı hep tiyatrolar.
Kalpte pekişti dostluklar,
Yakın oldu hep uzaklar,
Canlı konuştu dudaklar,
Açılınca tiyatrolar.
Bunca senaryo yazıldı,
Millet salona dizildi,
İller, ülkeler gezildi,
Sanat evi tiyatrolar.
Perde açılınca akşam,
Ben hep önlerde otursam,
Alkış tufanına dalsam,
Benim evim tiyatrolar.
Hakkı ÇEBİ
Sahneler
Umutlarla sevgiler
Hayal ile gerçekler
Dramlar komediler
İzlenir sahnelerde
Sahnede oyuncular
Alıp bizi götürür
Güldürür düşündürür
Düşündürür güldürür
Orda bir başka yaşam
Yaşanır çoğu akşam
Başarılı bölümler
Alkışlanır her akşam
Dünyanın her yerinde
On binlerce sahnede
Sorunlar mutluluklar
İzlenir sahnelerde
Erol Yavuz
Dünya Tiyatro Günü
Dünyanın her yerinde
Yirmi Yedi Mart günü.
Tüm coşkuyla kutlanır
“Dünya Tiyatro Günü”.
Bildiri yayımlarlar
Dünya tiyatroları.
İnsanlara sunarlar
En güzel oyunları
Hiçbir ücret almazlar
O gün seyredenlerden.
Tiyatronun zevkini
Tattırırlar derinden.
Güneş nasıl dünyayı
Aydınlatıyor ise,
Tiyatrolar da öyle
Işık tutarlar bize.
Tiyatronun önemi
İnkâr edilmez asla.
Onu seyredenleri
Etmeyenle kıyasla.
Fark edersin o zaman
Tiyatro cevherini;
Anlarsın tiyatronun
Toplumdaki yerini.
Naim Yalnız
Dünya Tiyatrolar Günü Etkinlikleri
“Tiyatrolar Günü”, 1962 yılından beri düzenli olarak kutlanmaktadır.
27 Mart gününde, tiyatroya gidemeyecek durumda olan insanların da tiyatroya katılımını sağlamak amacıyla hemen hemen tüm oyunlar ücretsiz olarak sahnelenir. Kutlamalar, her ülkede, tiyatroya emek vermiş bir sanatçının hazırladığı bildiriyle başlar. Bildirinin okunmasının ardından, perdeler açılır.
27 Mart Dünya Tiyatro Günü kapsamında, en geniş programı Ankara Devlet Tiyatroları ve İstanbul Devlet Tiyatroları gerçekleştirilir. Buna ek olarak; İzmir, Trabzon, Antalya, Erzurum, Konya, Sivas, Adana, Van ve Bursa’da da çeşitli temsiller ücretsiz olarak gösterilir.
Dünya Tiyatrolar Günü dolayısıyla ücretsiz temsilleri izlemek için Devlet Tiyatroları’ndan bilet almak gerekiyor. Ücretsiz biletler, tüm Devlet Tiyatroları Gişeleri ya da müdürlüklerden temin edilebilir.
Her yıl ücretsiz gösterilen oyunların programı Devlet Tiyatroları ve Şehir Tiyataroları’nın sayfalarında yayınlanır.
Her yıl bir kişi tarafından bugünün önemini anlatan bir bildiri yayınlanır. Türkiye’deki ilk bildiri Haldun Taner tarafından yazılmıştır.
İşte Haldun Taner tarafından kaleme alınan bildiri:
Her gece saat dokuz’da dünyanın dört bir bucağında binlerce perde açılıyor.
Her gece saat dokuz’da milyonlarca insan ışıklandırılmış bir sahneden kendi dünyasının, kendi sorunlarının yoğunlaştırılmış bir kesitini ilgi ile izliyor. Oyalanıyor; eğleniyor, heyecanlanıyor, düşünüyor, bilinçleniyor. Her günkü sürgit yaşamının akışı içinde tam fark edemediği, ya da edip de unuttuğu bazı ana sorunları yeni bir gözlükle görmeye başlıyor.
Tiyatrolar insanlara «Koşun, bana gelin, size ilginç bir şeyler göstereceğim» derler. «Gelin, beni izleyin memnun kalacaksınız» derler.
Bu alışkanlık yüzyıllardır sürüp gidiyor.
Çünkü; tiyatroda etli canlı oyunculardan, etli canlı seyircilere ve sonra yine o etli canlı seyircilerden etli canlı oyunculara geçen karşılıklı bir elektrik alışverişi vardır ki, bu aynı çatı altında aynı anda birbirini tamamlama ve karşılıklı etkileme olayı tiyatroya benzersiz bir toplumsal yaşantı niteliği kazandırır.
İnsanoğlu doğa karşısındaki korkularından başlayarak yüzyıllar boyunca acılarını, sevinçlerini, ihtiraslarını, düşüncelerini, düşlerini, özlemlerini, taşlamalarını, dünya görüşlerini, savaşımlarını, her şeyini somutlaştırıp dile getirmiştir.
Tiyatronun bunca yüzyıllardır varoluşu boşuna değildir, tiyatro, insan mayasının kopmaz bir öğesi, insandan ayrı düşünülemez bir gereksinmesidir. Doğada işlevini bitiren her şeyin varlığını sürdürebildiği görülmemiştir. Tiyatro sürüyorsa, sürecekse her devirde bir işlevi olduğundandır.
«Tiyatro, iki kalas bir hevestir» sözü boşuna söylenmemiş… Tiyatronun mitolojik piri sayılan Dionisos’tan gelme bir coşkusu vardır. Bu coşku olmadan tiyatro çekici olamaz.
Her gece saat dokuz’da dünyanın dört bucağında tiyatrocular ne oynarlarsa oynasınlar sahneden salona bu coşkuyu, bu gençliği, bu gücü, bu sağlıklı havayı estirirler.
Her gece saat dokuz’da on binlerce perde dünya durdukça açılsın, dursun.
Tiyatro olmasa, insanoğlu çok eksik, çok güdük kalırdı.