Erken yaşta yabancı dil eğitimi hayal mi, gerçek mi? Çocukların sünger gibi her bilgiyi çektiği ve çok kolay yabancı dil öğrenebilecekleri söylenir. Peki bu doğru mu?
Erken yaşta yabancı dil eğitimi için pek çok kurs açılıyor, ana okullarında yabancı dil sınıflarına yer veriliyor, çocukların ikinci bir dil öğrenmesi için ebeveynler canla başla çalışıyor. Çocuklar gerçekten de yabancı dil öğrenme konusunda bu kadar yetenekli mi?
Araştırmalar bir yetişkinin uzun zaman ve çaba harcayarak öğrenebildiği bir dili, çocukların oyun oynayarak kolayca öğrenebileceğini ortaya koyuyor. Çocukların dil öğrenmeye yetişkinlere oranla daha yetenekli oldukları doğru olsa da son zamanlarda yapılan araştırmalar dil ediniminin daha karmaşık bir süreç olduğunu gösteriyor.
Yetişkinler bilgileri kendi süzgeçlerinden geçirerek edinirler, yani daha yargılayıcı eğilim gösterirler. Çocuklarda ise bilgi edinimi böyle gerçekleşmez. Çocuklar çok fazla deneyime sahip olmadıkları için, her şeyi yeni kabul ederler ve yeni bilgilere beyinlerinde yer açarlar. Erken yaşta yabancı dil eğitimi için dayanak noktası budur.
Yabancı Dil Eğitimi Kaç Yaşında Başlamalı?
Uzmanlar 4-7 yaş arası ya da daha genel ifadeyle 6-16 yaş arası (yani ergenlik ona erene kadar olan) dönemi kritik olarak değerlendiriyor. Bu dönemde dilin daha kolay öğrenildiği konusunda hemfikirler.
Diğer yandan yapılan yeni çalışmalar çocukların dil öğrenme konusunda yetişkinlerden daha hızlı olduğu savının doğru olmadığını ortaya koyuyor. Yetişkinler ve çocuklar ile yapılan deneylerde yeni bir dil öğrenme konusunda yetişkinlerin daha hızlı olduğu sonucuna varıldı.
Yetişkinler bir dilin kurallarını çocuklardan daha hızlı bir şekilde bir araya getirebilir çünkü daha gelişkin bulmaca çözme becerilerine sahiptirler ve kuralları, kalıpları anlamada daha iyidirler. Dilin nasıl çalıştığı hakkında daha fazla bilgiye sahipler, daha iyi çalışma becerileri ve genellikle daha gelişkin bilişsel yetenekleri var. Ancak bir yetişkin akıcı olsa bile, her zaman bir aksan taşırlar. Bu, bazı dil unsurlarının yetişkin beynine asla tam olarak nüfuz edemediğinin bir işaretidir.
Sonuç olarak, çocuklar yetişkinlere oranla daha yavaş olsalar da daha derinlemesine bir edinime maruz kaldıklarında dahi iyi sonuçlar elde edilebiliyor. Dolayısıyla çocukların yalnızca dile derin ve anlamlı bir şekilde maruz kaldıklarında aha hızlı öğrendikleri söylenebilir. Bunun için de çocuğun 3 yaşından itibaren bir dil öğrenmeye başlaması zorunluluk olarak düşünülmemelidir. Derinlemesine öğrenme kabiliyeti gelişen çocukların 10’lu yaşlardan itibaren dile yönlendirilmesi faydalı olacaktır.