Eski sokak oyunları nelerdir? Eskiden sabahtan akşama kadar sokakta oynardık. Oynadığımız oyunlar ise artık eskide kaldı. Ama onları günümüze taşıyabiliriz. Haydi çocuklar sokağa oyun oynamaya!
Nostaljik oyunlar geçmişte kalmak zorunda değil. Çocuğunuzun sağlıklı şekilde sosyalleşebileceği bu oyunları oynamaya teşvik edin. İşte eski sokak oyunları:
Beş Taş
Bu oyunu birden fazla kişi ile oynayabilirsiniz. Tek yapmanız gereken 5 tane yuvarlak taş bulmak. Taşlar yere bırakılır, sıradaki oyuncu yerdeki taşlardan en uygun olanını seçer ve havaya atar. Taşı her attığında yerden bir taş alıp havaya attığı taşı yakalar. Yerdeki taş bitinceye kadar böyle devam eder. Eğer havaya attığı taşı kapamaz veya yerden almak istediği taştan başka taşa dokunursa oynama hakkı diğer oyuncuya geçer. Bir dahaki turda yerden alınacak taş sayısı ikiye yükselir ve her turda bir adet artar.
Çelik Çomak
Çocukların çomak olarak adlandırdıkları kalın, uzun sopayla, çelik olarak adlandırdıkları ince ve kısa olan sopayı vurarak, iki grup arasında oynadıkları oyundur. Gruplar en az iki kişiden oluşturulur. 30 ve 70 santimetrelik iki sopa bulunur. Düz bir yere çizgi biçiminde küçük bir çukur açılır. Çukurdan 20 adım geriye gidilerek bir çizgi çizilir ve oyuna hangi grubun başlayacağına karar verilir. Karşı gruptan bir kişi elindeki uzun sopayı önceden açılan çukurun üzerine yatay olarak koyar. Oyuna ilk başlayan kişi önceden çizilen çizgiden, elindeki küçük sopayı çukur üzerindeki sopaya atar. Eğer diğer sopayı vurursa, oyuna başlar. Büyük sopa ile küçük sopayı havaya kaldırır ve vurur. Küçük sopanın düştüğü yere kadar, oyunu kaybeden gurubun oyuncuları sekerek gider. Oyun bu şekilde devam eder.
Dokuztaş
Oyunun amacı taşlarla bir sıra oluşturmaktır. Bir kağıda iç içe ve gittikçe küçülen 3 kare çizilir ve kenarları orta noktalarından birleştirilir. Böylece 12 köşede, 12 kenar üzerinde olmak üzere 24 nokta ortaya çıkar. İki oyuncu sırayla bir taşını noktalara yerleştirir. Dokuztaşta noktalara yerleştirildikten sonra, sırayla hamle yapmaya başlanılır. Yatay, dikey veya çapraz bir üçlü dizebilen oyuncu, rakibinin bir taşını kırma hakkı kazanır. Bir üçlü dizi içindeki taşlar kırılamaz, hepsi üçlülerin bir parçasıysa herhangi biri kırılabilir. İki taşı kalan oyuncu kaybeder.
Don-Ateş
En az 3 kişiyle oynanan bir oyundur. Bir kişi ebe seçilir ve don olur. Diğer oyuncular ise ateş olarak adlandırılır. Don olan oyuncu, ateş olan oyuncuları kovalar ve yakaladığında “don” diyerek hareketsiz kalmalarını sağlar. Ateş olan oyuncular, ebeye çaktırmadan yaklaşıp, “ateş” diyerek onu oyuna geri döndürebilirler. Eğer ki ebe diğer oyuncuların tümünü don yapmayı başarırsa, ebelikten kurtulur, bir başka ebe seçilir.
Gazoz Kapağı
Misket oyununa benzeyen bir oyundur. İhtiyacınız olan; misket yerine gazoz kapakları ve elinize oturan bir taş parçasıdır, taşın mermerden olması oyunu kolaylaştırır.
Kimin Eli Kimin Üstünde
En az üç kişi ile oynanır. 1 kişi ebe olur ve yüzüstü yere kapanır. Diğer oyuncular ellerini ebenin sırtında üst üste koyarlar. Ellerin konması bittikten sonra sorarlar “En üstte kimin eli var?”. Eğer bilirse en üstte eli olan ebe olur, bilemezse, gıdıklamadan çimdiklemeye kadar çeşitli şiddetlerde cezalardan birine çarptırılır.
Köşe Kapmaca
Bu oyun evde yada açık alanda oynanabilir. Kişi sayısından 1 tane az köşe ve bir ebe belirlenir. Oyuncular köşeler arasında yer değiştirirken, ebe boş kalan köşeyi kapmalıdır. Köşesini kaptıran ebe olur.
Lastik
Genelde kız çocuklarının ilgisini çekecek bir oyundur. Uzun bir lastik ve 3’ten fazla oyuncu gereklidir. Ayak bilekleri seviyesinde (birler) başlayan oyun, yavaş yavaş yukarı doğru yükselir. Önce dizler seviyesine (ikiler) yükselen lastik; sırasıyla kalça (üçler), bel (dörtler) ve hatta boyun (beşler) seviyesine kadar yükselir. Her seviye içinde bir seri farklı adımlamayı içeren oyunların (İspanyollar, İtalyanlar, Türkler gibi) gerçekleştirilmesiyle bir “kama” tamamlanır.
Misket
Oyuna belirlenen açılış sayısındaki misketi yatırabilen herkes katılabilir. Bütün misketler yan yana dizilir. Ardından başlayacak taraf belirlenir. Oyuna katılan oyuncular misketlerini atarlar. Oyunun bir sonraki aşamasına ilk başlayacak olan oyuncu, misketini en uzağa atmış olandır. Bir sonraki adımda, atış ile belirlenmiş olan tarafa en yakın vurmak hedeftir. Ne kadar baş tarafta vurursanız, o kadar misketi alırsınız. Oyuncular sırayla alabildikleri kadar misketi toplar ve bir sonraki tarafına geçerler. Eğer atışınız misket çizgisinin bu tarafında kalmışsa oyun dışı kalırsınız.
Ortada Sıçan
En az 3 kişi ile oynanan bir oyundur. Ne kadar çok kişi olursa, sıçanın sıçan olarak kalma süresi uzar. Çünkü amaç, sıçan olan kişinin topu kapmasıdır. Diğer oyuncular topu sıçana kaptırmamak için aralarında paslaşırlar.
Seksek
Tek ayak üzerinde oynandığı için bu isim verilmiştir. Yere tebeşirle kareler veya daireler çizilir ve içlerine 1’den 8’e kadar numaralar yazılır. Oyun iki şekilde oynanır. Birincisi, yassı bir taş parçası -genelde küçük bir mermer taşı kullanılır- çizgili alanların içine atılır ve oyuncu, tek ayağının üstünde çizginin üstüne gelmeyecek şekilde diğer kareye o taşı ayağı ile iterek ve sekerek taşır. Bu işlemi 8 numaralı kareli alana gelene dek yapar. Çift ayak olarak bastığı 8 no’lu kareden geri gelmek için 7 numaralı kareli alana tek ayak ile oyuna tekrar başlar ve oyunu 1 no’lu kareli alandan çıkana kadar sürdürür.
Eğer öbür ayağı yere değer ya da boşlukların arasındaki çizgilere basarsa veya taşı diğer kareye geçirirken iki kere sektirirse yanar ve sıra diğer oyuncuya geçer. Oyuncu, oyunu bitirdiğinde gözlerini kapar ve taşı 1’den 8’e kadar olan karelerden birinin içine çizginin üstüne gelmeyecek şekilde atmaya çalışır. Taş çizginin üstüne gelmeden karelerden birinin içine düştüğünde o kare oyuncunun kalesi olur! Ve oyuncu o alanda istediği kadar dinlenebilir. Yani çift ayakla basabilir.
Diğer oyuncuların kale olarak alınan bölgeye ayağının veya taşının değmemesi gerekir. Aksi takdirde yanar. İkinci oynama şekli ise atlayarak olur. Oyuncu, taşı çizginin üstüne gelmeyecek şekilde ilk önce 1 numaralı olan yere atar ve attığı taşın bölümüne basmadan 8 no’lu kareli alana kadar sekerek devam eder. Burada, 8 no’lu kareye geldiğinde iki ayağının üzerinde durur. Daha sonra tek ayak üzerinde geri dönmek için oyuna devam eder. 2 no’lu kareye geldiğinde taşı yine tek ayak üzerindeyken alır ve 1 no’lu kareye basmadan dışarı atlayarak çıkar ve birinci basamağı tamamlar. Oyun, 1-8 doğru atarak ilerleyip ikinci turda ise 8-1 doğru geri gidilir.
Yağ Satarım Bal Satarım
6 kişi daire şeklinde yere çömelirler. Ebe elinde mendil ile daire etrafında dönerken şu tekerleme söylenir: “Yağ satarım, bal satarım, ustam ölmüş ben satarım, ustamın kürkü sarıdır, satsam on beş liradır, zam-bak, zum-bak, dön arkana iyi bak” Tekerleme biterken ebe mendili birinin arkasına bırakır. Bunu fark eden oyuncu ebenin peşinden koşar, yakalayamazsa ebe kendisi olur.