Dedektif Köpek Dodo, Mart ayında İstanbul Devlet Opera ve Balesi Süreyya Operası’nda çocuklarla buluşacak. Oyu-Maki, hiç oyuncağı olmayan çocuklara, hayallerindeki oyuncağı vermek için icat edilir. Günlerden bir Oyu-Maki başkaları tarafından ele geçirilir. Oyu-Maki’yi ise yalnızca Dedektif Köpek Dodo bulabilir.

Dedektif Köpek Dodo, icadın sahibi Mert ve arkadaşlarıyla Oyu-Maki’yi bulmak üzere işe koyulur. İz süren Dedektif Köpek Dodo, Mert ve arkadaşlarının yolu Reis Şişgöbek ile kesişir. Bencil Reis’in ise peşinde olduğu şey bambaşkadır. Reis Şişgöbek, herkesi korkutarak, zorla kendini sevdirmenin peşindedir. Yıllardır yıkanmaması ise elindeki en büyük kozdur. Çünkü kimse onun yanına yanaşamaz.

Reis Şişgöbek, Dodo ve arkadaşlarıyla kedinin fareyle oynadığı gibi oynamaya koyulur. En sonunda amacına ulaşır. Ekibi, sihirli kapıdan geçirerek bir masal dünyasına götürür. Dodo ve arkadaşları önce kendilerini garip sesli insanların arasına giderler. Daha sonra ise hapşırarak konuşan bir toplulukla karşı karşıya kalırlar. Kendilerden yardım isteyen her iki guruba da yardımda bulunurlar.

Bu uzun yolculukta başkalarına yardım ettilerse de, Oyu-Maki’yi bulma konusunda hiç bir ilerleme elde edemezler. Dodo, dedektiflik hayatında ilk kez başarısız olduğu için artık kendine güvenmez. Tekrar ortaya çıkan masal dünyası insanlarının (garip sesliler ve hapşıranlar) verdikleri ipuçlarını birleştiren Dodo, biranda Oyu-Maki’nin sırrını çözmeyi başarır.

Oyu-Maki’yi çalan Reis Şişgöbek çıkar. Reis Şişgöbek, günlerce icadı değiştirmek için çaba serf eder. Amacına ulaşırsa icat, oyuncak yerine, oyuncakları parçalayacak ‘GümBom-Maki’ bombaları atan bir makinaya dönüşecektir. Dodo, masal dünyasından çıkış yolunu bulur.Ancak Dodo ve arkadaşları bunu başaramazlar ve kendilerini Reis Şişgöbek’in yanında bulurlar. Reis’in sakladığı Oyu-Maki ortaya çıkar. Koku kalkanını çalıştıran Oyuncak Makinesi, Reis Şişgöbek’i yakalamayı başarır.

Şişgöbek, suçunu itiraf eder. Forsunu ve paralarını Dodo’ya teslim eder. Onun yeni Reis Şişgöbek olduğunu, herkesi korkutmasını, herkesin de onu sevmek zorunda kalacağından bahseder. Piti, ona “Zorla sevmek mi olurmuş, biz zaten birbirimizi seviyoruz!” dedi.

Uslanan Reis’e, Oyu-Maki bir sürpriz yapar ve çocukken parçalanan ayıcığı ile onu kavuşturur. Bu durum karşısında Reis büyük mutluluk duyar. Geriye tek bir şey kalır. Artık yıkanıp, şu kötü kokusundan kurtulması ve insanların yanına yaklaşmasına izin vermesi gerekir. Reis, sevinç çığlıkları eşliğinde bunu da olumlu yaklaşır.

Dodo’nun da bir sürprizi vardır. Arkadaşlarına yeni iş ortağını tanıştırır. Bu, daha ilk görüşte güzel tüylerine bayıldığı, ümitsiz anlarındaki en iyi arkadaşı, dişi köpek Piti’nin ta kendisidir. Dodo ve Piti pati patiye verirler. Haksızlıkları çözmek üzere oradan uzaklaşırlar.

Oyu-Maki için ise yola çıkma vaktidir. Oyuncak Makinesi, oyuncaksız çocuklar için yola çıkar. Oyuncaklarına kavuşan çocukların mutluluk şarkısı dünyanın dört bir tarafında söylenir.

Metin: Kaan Elbingil
Müzik: O. Öner Özcan
Sahneye koyan: Doğan Çelik
Dodo: A. Haydar Taş
Reis Şişgöbek: Besnik Ademoğlu
Piti: Zeynep Şimşir Yılmaz
Profesör: Cemil Özfırat
Yaramaz: B. Zeynep Aslan
Pıtır: Begüm Karacasu
Mert: A.Bahadır Özkoca
1. Adam: Alp Türkoğlu
2. Adam: İlker Eğinli
Toz Kadın: Yeşim Yurtçu
Toz Adam: Korhan Eriş
Dansçılar: Irmak Aksoy, Defne Doğan, Nisan Doğan, H. Ece Yener, Derin Cenberoğlu, Sağanak Sarıbudak, Begüm Uzunhasan, Derin Demiray, Tuana Ekşi, Nehir Ayhan