Kitap Kurdu ile Can, Haylazlara Karşı, Nisan ve Mayıs ayında Süreyya Operası’nda çocuklarla buluşacak. Kitap okumayı ve ders çalışmayı sevmeyen dört haylaz, dersten kaytararak her zaman buluştukları depoya giderler. Tam da bu sırada sınıfın çalışkan öğrencisi Can, içi ağzına kadar kitap dolu olan kutuların buraya taşınmasına yardım eder.
Can, haylazlara deponun kütüphaneye dönüştürüleceğinden bahseder. Haylazların bu haberden pek hoşlanmazlar. Çünkü depo onların buluşma yeridir. Haylazlar, Can’a ‘kitap kurdu’ derler ve onunla alay ederler. Bu sırada büyük kutuların içinden bir kitap kurdu fırlar ve kendisini anlatır. Kitap okumayı seven çocuklara bayıldığını ve haylazların da yola gelip kitap okuması gerektiğini söyler.
Kitap Kurdu gittikten sonra Can, haylazların alaycı gülüşleri arasında depodan uzaklaşır. Sınıfta öğretmen, öğrencilerini, kitapların önemi konusunda bilgilendirir. Onlara sömestr tatilinde okumaları gereken kitapları sıralar. Öğretmen çocuklara kitapları dağıtmaya başladığı sırada haylazlar gene dersten kaçarlar ve kütüphane yapılacak olan eski depoda buluşurlar. Burada kolileri açarak alaycı bir edayla kitaplara göz atarlar. Elebaşı tam öğretmenin taklidini yaparken, Can ve öğretmen depoda biter. Öğretmen, kitapları yerlere fırlattıkları ve kolileri açtıkları için haylazlara kızar. Ardından, sömestrenin sonunda yapılacak bilgi yarışmasında sınıfı haylazların temsil etmesine karar verir. Onlara okumaları gereken kitapları dağıtır.
Haylazlar eski depoda bir araya gelirler. Bir yandan ders çalışırlar, bir yandan da oyunlarını sürdürürler. O sırada Can gelir ve oyunu bırakıp ders çalışmaları gerektiğini vurgular. Daha sonra bilgi yarışmasının provasını yaparlar. Haylazlar öğretmenin sorduğu hiçbir soruya doğru yanıt veremezler. Can onlara düzenli ve disiplinli çalışarak bilgi yarışmasını kazanabilirsiniz der. Haylazlar bu sefer Can’ın sözünü dinlerler ve Can’la birlikte bilgi yarışmasına hazırlanırlar.
Bilgi yarışmasında haylazlar tüm soruları doğru yanıtlarlar ve rakiplerine cevap hakkı bırakmazlar. Yarışmayı kazanan haylazlar, Can’a yardımlarından ötürü teşekkür ederler. Can’ın ‘oyun zamanı oyun, ders zamanı ders’ ilkesi, haylazların başarılı olmasını sağlar.
Metin ve Müzik: Kenan Korbek
Sahneye Koyan: Nazlı İktu
Dekor: Ferhat Karakaya
Kostüm: Serdar Başbuğ
Koreografi: Serap Meriç , Lale Olcar , Bahar Vidinlioğlu Yazman
Işık: Taner Aydın
Solistler: Utku Bayburt (Can), Zeynep Şimşir Yılmaz (Kitap Kurdu), Sercan Gazeroğlu (Elebaşı), Zeynep Aslan (2. Haylaz), Bahadır Özkoca (3. Haylaz), Mualla Okat (4. Haylaz), Begüm Karacasu (Öğretmen)