18. İstanbul Tiyatro Festivali, programında bu yıl da ağırlıklı olarak seyirciyle ilk kez buluşacak yapımlara yer veriyor. İstanbul Tiyatro Festivali programında İstanbul’da ilk kez seyirciyle buluşacak 30’un üzerinde oyunun yanı sıra Dostlar Tiyatrosu, Kenter Tiyatrosu ve Oyun Atölyesi tarafından sergilenen dört farklı oyun da yer alıyor.
Genco Erkal’ın, kısa bir süre önce, Brecht’in şiir, öykü ve şarkılarından sahneye uyarladığı ve yönettiği “Ben Bertolt Brecht” içinde bulunduğumuz ortama, suskunluklara, insan hallerine güçlü bir gönderme… Dünyanın düzenini, ülkenin düzenini, savaşı, aymazlığı sorgulayan Genco Erkal ve Tülay Günal’ın birlikte rol aldığı kabarenin müziklerini piyanist Yiğit Özatalay icra ediyor. “Ben Bertolt Brecht”, 23 Mayıs Çarşamba ve 24 Mayıs Perşembe günlerinde saat 20.30’da Kenter Tiyatrosu’nda izlenebilir.
İsatnbul Tiyatro Festivali, bu yıl, 2011’de 50. yılını kutlayan Kenter Tiyatrosu’na saygılarını sunuyor. Festival kapsamında Kenter Tiyatrosu’nda, Müşfik Kenter ile Kadriye Kenter’in 11 Mayıs Cuma saat 20.30’da yapılacak “Aşk Mektupları” ve Yıldız Kenter’in 13 Mayıs Pazar saat 20.30’da yapılacak “Kraliçe Lear” özel gösterimleri, 50 yıllık bir geçmişe anlamlı bir gönderme niteliği taşıyacak.
Shakespeare’in dizeleriyle dile gelen, tarihin en büyük aşkı “Antonius ile Kleopatra”, 1947 yılındaki Şehir Tiyatrosu temsillerinin ardından, Türkiye’de ilk kez Oyun Atölyesi tarafından sahneleniyor. Kemal Aydoğan’ın sahneye koyduğu, Haluk Bilginer’in Antonius ve Zerrin Tekindor’un Kleopatra rollerini üstlendiği “Antonius ile Kleopatra”, 26-27 Mayıs tarihlerinde Londra’da düzenlenen “Shakespeare’s Globe 2012 International Shakespeare Festival”de Türkiye’yi temsil edecek. Oyun, 1 Haziran Cuma ve 2 Haziran Cumartesi günlerinde saat 20.30’da Oyun Atölyesi’nde sahnelenerek, Istanbul Tiyatro Festivali’ndeki Shakespeare buluşmalarının bir ayağını oluşturacak.
Shakespeare Buluşmaları
18. İstanbul Tiyatro Festivali’nde üç Shakespeare klasiği bir araya geliyor: Almanya’dan gelen Schaubühne Berlin yapımı “Hamlet”i, Oyun Atölyesi’nin “Antonius ile Kleopatra”sı izliyor ve 18. Istanbul Tiyatro Festivali, Tiyatro Pangar’ın “Macbeth”i ile noktalanıyor. Mehmet Birkiye’nin sahneye koyduğu ve güç, iktidar savaşları, ihanet ve çöküş üstüne sorgulamaların hikâyesi “Macbeth”te Demet Evgar başrollerden birini üstleniyor
Tiyatro Oyunbaz, festivalde Tom Stoppard’ın “Rozencrantz ve Guildenstern Öldüler” adlı oyunuyla yer alıyor. Arka plan olarak Shakespeare’in “Hamlet”ini kullanan oyun, büyük olayların içine hapsolmuş yazgısını değiştiremeyen ve değiştirmek için de bir şey yapmayan küçük insanların hikayelerine odaklanıyor. “Rozencrantz ve Guildenstern Öldüler”, 2 Haziran Cumartesi saat 20.30’da ve 3 Haziran Pazar saat 15.30’da Üsküdar Tekel Sahnesi’nde gösterilecek.
Özgürlükler, suskunluklar, savaş, direniş..
Ve Diğer Şeyler Topluluğu’nun kurucusu Yeşim Özsoy Gülan’ın yazıp yönettiği “Yola Çıktığım Gün Sakin Serin Bir Sabahtı”, özgürlük ihlallerinin ve saflaşmanın doruk noktasının yaşandığı günümüz Türkiye’sini konu alıyor. Oyun, 11 Mayıs Cuma günü 20.30’da ve 12 Mayıs Cumartesi günü saat 15.30 ve 20.30’da Hamursuz Fırını’nda.
Diyarbakır Belediye Tiyatrosu’nda Celal Mordeniz tarafından sahnelenen Sophocles’in “Antigone”si özgürlükleri ve şiddeti tartışan bir oyun olarak festival programında yer alıyor. İnsanca bir düzenden yana olan Antigone’nin sistemle mücadelesi farklı bir yorumla 25 Mayıs Cuma saat 20.30’da ve 26 Mayıs Cumartesi saat 15.30’da Haldun Taner Sahnesi’nde Kürtçe (Türkçe altyazılı) olarak oynuyor.
Tiyatro Avesta yapımı, Aydın Orak’ın yazdığı, Murat Garipağaoğlu’nun yönetmenliğini üstlendiği “Kapan”, bir sınırda, iki askerin nöbet esnasında birbirleriyle yaşadıkları çatışma ve tartışmaları sahneye taşıyor. Şiddetin sıradanlaşması, ölümün basitleşmesi ve eline silah alan bireyin nasıl vahşileştiğini gözler önüne seren “Kapan”, 3 Haziran Pazar ve 4 Haziran Pazartesi saat 20.30’da Garajistanbul’da ve Kürtçe (Türkçe altyazılı) olarak oynayacak.
Arapça’da “Hakiki Buluşma” anlamına gelen “İçtima-i Hakiki” günümüzde birçok buluşmanın da gerçekleştirildiği “sosyal medya” ağları ile eylemliliğin ön planda olacağı ve beden dili, video-art ve ses kayıtlarıyla “Ortadoğu ve Arap dünyasındaki” gelişmeleri takip eden aydınlar, çeşitli disiplinlerden sanatçılar ve diğer katılımcılarla birarada gerçekleşecek. Emre Koyuncuoğlu’nun Amin Malouf metinlerinden yola çıkarak yazdığı ve yönettiği bu tartışmalı eser, 17 Mayıs Perşembe, 18 Mayıs Cuma ve 19 Mayıs Cumartesi akşamları saat 20.30’da Eminönü Ali Paşa Hanı’nda sahnelenecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Çağdaş Gösteri Sanatları Merkezi (ÇGSM) yapımı oyunda, İstanbul Tiyatro Festivali ortak yapımcı olarak yer alıyor.
Ayrılıklar, özlemler ve ötesi
Tiyatro Pera, Nesrin Kazankaya’nın yazdığı ve yönettiği, dramaturjisini Şafak Eruyar’ın yaptığı “Ah Smyrna’m Güzel İzmir’im” adlı oyunla 1923 yılında İzmir’de yaşayan Rum ve Türk ailelerin karşılıklı göç etmesini zorunlu kılan Mübadele Yasası sonrasında yaşanan olayları konu alıyor. İstanbul Tiyatro Festivali’nin ortak yapımcı olarak yer aldığı oyun 20 Mayıs Pazar, 21 Mayıs Pazartesi ve 22 Mayıs Salı saat 20.30’da Tiyatro Pera’da, 24 Mayıs Perşembe günü saat 20.30’da ve 27 Mayıs Pazar günü saat 16.00’da Caddebostan Kültür Merkezi’nde oynanacak.
“Karşılaşmalar” ayrı düşmüş kardeşlerin hikâyelerine odaklanırken Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı toplumsal dönüşümün toplumun çeşitli kesimleri üzerindeki etkisini tartışıyor. Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu (BGST) tarafından sahnelenecek oyun, 29 Mayıs Salı ve 30 Mayıs Çarşamba akşamları saat 20.30’da Haldun Taner Sahnesi’nde izlenebilir.
Hollanda’da yaşayan besteci Selim Doğru’nun hazırlayıp müziklerini bestelediği “İnsan Manzaraları” adlı gösteri, Türkiye ve Hollanda’dan iki büyük şair; Nazım Hikmet ve Judith Herzberg’in şiirleri üzerine kurulu bir çalışma. Edebiyat, tiyatro ve müziğin birbiri içine geçtiği teatral gösteriyi, şarkıcı Hazal Selçuk, Trio To be Sung ve üç solist, 3 Haziran Pazar saat 20.30’da ve 4 Haziran Pazartesi saat 18.30’da Haldun Taner Sahnesi’nde yorumlayacak.
Bir kadın ve bir erkek…
“Oda ve Adam”, temelde kadın ve erkeği, birbirini hem tamamlayıcı hem de yadsıyıcı bakış açılarından ayrı ayrı anlatan tek bir metne dayanıyor. Eric de Volder’in yazdığı ve Mesut Arslan’ın yönettiği oyun, Mesut Arslan/Theater Onderhetvel, Kunstenfestival 0090 ve Toneelhuis ortak yapımı. “Oda ve Adam”, 26 Mayıs Cumartesi ve 27 Mayıs Pazar günleri saat 20.30’da Garajistanbul’da olacak.
“İnsan Sesi”, terk edilmiş, âşık ve acı çeken bir kadının son telefon konuşmasını sahneye taşıyor. Jean Cocteau gibi sıradışı bir yazarın sıradışı yaşadığı hayatının izlerini taşıyan bu hikâye, Ayşe Lebriz Berkem tarafından yorumlanıyor. Oyun, 28 Mayıs Pazartesi saat 20.30’da ve 29 Mayıs Salı günü saat 18.30’da Üsküdar Stüdyo Sahnesi’nde izlenebilir.
Çehov’un da içinde karakter olarak yer aldığı “Çehov Makinası”, büyük bir yazarın yaşam ve ölümü arasındaki döngüde oyunlarında yaratmış olduğu kendi karakterleriyle buluşması biçiminde gelişiyor.
Matei Visniec’in yazdığı ve yönetmenliğini Müge Gürman üstlendiği bu şiirsel oyun, 13 Mayıs Pazar, 14 Mayıs Pazartesi ve 15 Mayıs Salı günlerinde saat 20.30’da Üsküdar Tekel Sahnesi’nde İstanbul Devlet Tiyatrosu tarafından sahnelenecek.
“Elin Elimde”, 1898 yılında Moskova’da Stanislavski’nin sahneye koyduğu, Çehov’un “Martı” oyununun provalarında tanışan Anton Çehov ve Olga Knipper’in mektuplar ve kısacık buluşmalarla devam eden ilişkilerini anlatıyor. Amerikalı Çehov uzmanı Carol Rocamora’nın 800’ü aşkın mektuptan derleyerek yazdığı oyunda, ilk kez 50 yıl önce Küçük Sahne’de biraraya gelen Başar Sabuncu, Metin Deniz ve Cüneyt Türel üçlüsü yeniden İstanbul Tiyatro Festivali’nde buluşuyorlar. Bu buluşmaya bu kez Tilbe Saran da Olga Knipper rolünde eşlik ediyor. İstanbul Tiyatro Festivali’nin ortak yapımcı olarak yer aldığı “Elin Elimde” 14 Mayıs Pazartesi ve 15 Mayıs Salı günlerinde saat 20.30’da yine Küçük Sahne’de olacak. Başar Sabuncu ve Cüneyt Türel’e İstanbul Tiyatro Festivali’nin Açılış Töreni’nde 2012 yılı Tiyatro Onur Ödülleri de takdim edilecek.
Ve kadına yönelik şiddet…
“YEDİ”
Dünyanın dört bir tarafında kadın hakları için mücadele veren yedi kadınla yapılan röportajlara dayanan çığır açan belgesel okuma tiyatrosu “Yedi”, 16 Mayıs Çarşamba günü saat 18.30’da Kenter Tiyatrosu’nda sahnelenecek.
Afganistan’dan Guatemala’ya, Rusya’dan Nijerya’ya, dünyanın farklı ülkelerinden gelen yedi kadınla 2007 yılında ödül sahibi yedi oyun yazarının yaptığı röportajlara dayanan “Yedi”, bu isimlerin, kendi toplumlarında kadınlara karşı uygulanan şiddetle mücadeleleri ve toplumsal alanda yarattıkları değişimi gözler önüne serecek. Hâlâ mücadelelerini devam ettiren bu kadınların öyküsü, kadına karşı şiddet konusunun ne sınır, ne etnisite ne de sınıf farkı tanımadığının gerçek birer kanıtı olacak.
İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında gerçekleştirilecek “Yedi” adlı okuma tiyatrosunda Farida Azizi (Afganistan), Inez Mccormack (Kuzey İrlanda), Marina Pisklakova-Parker (Rusya), Anabella De Leon (Guatemala), Mukhtar Mai (Pakistan), Mu Sochua (Kamboçya) ve Hafsat Abiola (Nijerya) ile yapılmış röportaj metinlerini, Türkiye’den tanınmış 7 oyuncu, gazeteci ve insan hakları savunucusu okuyacak.
Yazıldığı 2007 yılından bugünde dek 8 ülkede sahnelenen, 60’ın üzerinde uluslararası örgüt ve kurumun aktif olarak olarak rol aldığı “Yedi”, 300’ü aşkın politikacı, aktivist ve oyuncu tarafından okundu. “Tiyatronun dünyayı değiştirebilen gücü” olarak nitelendirilen; Amerika’daki gösteriminin öncesinde sunumunu Hillary Clinton’un yaptığı “Yedi”yi şimdiye dek okuyan isimler arasında Oscar ödüllü oyuncu Meryl Streep ve AB Parlamentosu parlamenteri ve İsveçli yedi erkek parlamenter gibi isimler yer alıyor. 2010 yılında İstanbul’da Muammer Karaca Tiyatrosu’nda da okunan “Yedi” İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında İsveç Başkonsolosluğu ve Riksteatern işbiriliğiyle gerçekleştirilecek.
Absürd tiyatro
Festivalde Fransa’dan gelen Theatre de la Ville, Eugene Ionesco’nun “Gergedan”ını yorumlarken yine bir Ionesco oyunu ve absürd tiyatronun en güzel örneklerinden biri olan “Yeni Kiracı” da BiTiyatro yapımı olarak Laçin Ceylan’ın yorumuyla izleyiciyle buluşacak. Kapitalizmin insana dayattığı tüketim mantığını eleştiren oyun, bu sistemin, bireysel ilişkileri, değer ölçülerini hatta gerçek aşkı ve sevgiyi yerle bir eden uyumsuzluğunu anlatıyor. “Yeni Kiracı”, 2 Haziran Cumartesi 20.30’da ve 3 Haziran Pazar 18.30’da Küçük Sahne’de olacak.
Samuel Beckett’in yazdığı, Şahika Tekand’ın yorumladığı “Oyun”, küçük dünyalarına sıkışmış kentsoylu insanın, zorlu var olma ve kendini ifade etme mücadelesini; huzur ve dinginlik ararken içine düştüğü karmaşa, sıradan ve trajikomik bir aşk üçgeni öyküsü çerçevesinde dile getiriyor. Oyun, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Şehir Tiyatroları yapımı olarak 22 Mayıs Salı, 23 Mayıs Çarşamba ve 24 Mayıs Perşembe günleri saat 20.30’da Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde seyirciyle buluşacak.
Altıdan Sonra Tiyatro’nun 2011-2012 sezonu tasarımı olan “Kumbaracı50’de Gece Hikâyeleri” projesinin sonuncusu “Dertsiz Oyun”, 11 Mayıs Cuma, 12 Mayıs Cumartesi, 13 Mayıs Pazar ve 14 Mayıs Pazartesi akşamları saat 23.00’te Kumbaracı50’de izleyicilerle buluşlacak. Yiğit Sertdemir’in yazıp ve yönettiği oyunu seyretmeye gelen seyirciler, karşılarında bir oyun seyreden 12 kişiyi bulacaklar. “Dertsiz Oyun”, seyirci beklentilerinin ve seyrediş halinin nereye evrildiğini, seyredilen “şeyin” nereye doğru gittiğini araştıran sözsüz bir oyun.
Festivalde “Yeni Dalga”
İstanbul Tiyatro Festivali’nde bu yıl, “Yeni Dalga” başlığı altında 9 genç tiyatro ve dans grubunun gösterisi seyirciyle buluşacak. “Yeni Dalga” gösterileri toplulukların kendi alternatif mekânları İkinci Kat, Tiyatro Hal ve Mekân Artı’nın nın yanı sıra Salon ve Sahne Beşiktaş’ta seyircilerle buluşacak.
İkinci Kat Tiyatro, Sami Berat Marçalı’nın yazıp yönettiği “Yalnızlar Kulübü”nde insanın sosyalleşmek için gösterdiği “çabaya” odaklanıyor. Oyunda, intihara meyilli bir insanın hayatının yönünü değiştirmek için geliştirdiği bir egzersizi başkalarıyla da paylaşmak amacıyla oluşturduğu kursa katılan bir grubun ilk dersten son derse kadar geçen dönemleri anlatılıyor. “Yalnızlar Kulübü”, 12 Mayıs Cumartesi ve 14 Mayıs Pazartesi günleri saat 20.30’da İkincikat Tiyatro sahnesinde yer alacak.
Aslıhan Erguvan, yazdığı ve yönettiği “Lulabay-Bir Cihangir Hikâyesi”nde ruh ve bedenin yer değiştirmesi, evi olan ve evi olmayanlar, dış dünyaya direnen iç dünya, kendini gizleme ama becerememe, iki arada bir derede kalmış aşk ve bu gelgitte kaybolan sokak çocuğu ve ev kedisinin öyküsünü özgün üslubuyla sahneye taşıyor. Murat Daltaban, Mehmet Ergen, Işıl Kasapoğlu, Zeynep Günsur gibi sanatçılarla çalışan Aslıhan Erguvan’ın , 20 Mayıs Pazar ve 21 Mayıs Pazartesi akşamları saat 20.30’da Salon’da.
Folkwang Hochschule’de tanışan ve Kassel Devlet Tiyatroları’nda dans ettikten sonra, 2010’dan bu yana Berlin’de bağımsız dansçı ve koreograf olarak çalışmalarını sürdüren Leyla Postalcıoğlu ve Benjamin Block, sessizlik üzerine kurulan bir yapıt olan “Roof”ta, koşarken yavaşlamaya, uzakken yakınlaşmaya çabalayan iki kişiyi anlatıyor. Pina Bausch’un Tannhäuser Bacchanal adlı eserinde yer alan ve yurtdışında pek çok başarılı çalışmaya imza atan ikili, “Roof”un prömiyerini geçtiğimiz yılın Ekim ayında Berlin DOCK11’de gerçekleştirdi. Bu gösteri, 14 Mayıs Pazartesi ve 15 Mayıs Salı günleri saat 18.30’da Salon’da sahnelenecek.
Yerli genç yazarlara kapısını açarak, yerli oyunlar oynanması yolunda adımlar atan Tiyatro Hal, yoluna kendi coğrafyasının hikâyelerini anlatarak devam ediyor. Topluluk, Özer Arslan’ın yazıp yönettiği “Yaka Beyaz” adlı oyunda, taşralı ve şehirli olma halini bir plaza yöneticisinin mahreminden yansıtıyor. “Yaka Beyaz”, 16 Mayıs Çarşamba saat 20.30’da, 17 Mayıs Perşembe günü ise saat 18.30’da Tiyatro Hal sahnesinde izlenebilir.
Heyecanı, coşkuyu, eğlenceyi ve dinamizmi üst noktada tutarak yenilikçi bir biçim sunmayı hedefleyen Entropi Tiyatro, “Açık Pencere”de, August Strindberg’in Güçlü (Den Starkere) ve Samuel Beckett’in Oyun (Spiel) metinlerini belirli bir kurguyla eş zamanlı olarak aynı sahnede buluşturuyor. Oyun, umut taşıyan bir söylemi, “umut yok” söylemiyle yan yana getirerek, bugüne ait kendi dilini, söylemini yaratırken, bireye yüklenen, dayatılan, özendirilen, diğeri olmaya zorlanarak farkında olmadan koşulsuzca kabul edilen rollere ve bu roller içinde görünenin altındaki insana, insanı anlayabilmeye odaklanıyor. “Açık Pencere”, 22 Mayıs Salı 20.30’da ve 23 Mayıs Çarşamba 18.30’da Sahne Beşiktaş’ta yer alacak.
Konsept ve koreografisini İlkay Türkoğlu’nun hazırladığı “Kupa Kız”, 25 Mayıs Cuma ve 26 Mayıs Cumartesi günleri saat 18.30’da Salon sahnesinde yer alacak. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Modern Dans Anasanat Dalı mezunu İlkay Türkoğlu, yurtdışında ve özellikle de Budapeşte’de çeşitli dans toplulukları ve koreograflarla çalışmalar gerçekleştiren bir yorumcu.
EKİP topluluğunun “Parti” adlı çalışması, altı eski arkadaşın yıllar sonra, bir bekârlığa veda partisindeki buluşmasına odaklanıyor. Oyuncu Cem Uslu’nun yazıp yönettiği “Parti”, 26 Mayıs Cumartesi saat 20.30 ve 27 Mayıs Pazar günü 18.30’da Tiyatro Hal sahnesinde olacak. EKİP’in temel hedefi, havasını soluduğu ülkenin meseleleriyle ilgili, farklı sosyal sınıflara ulaşabilen, dönüştürebilen, nitelikli, çağdaş ve samimi bir tiyatro yapabilmek.
Studio 4 İstanbul, yeni projesi “Olmamış Mı?”da, İstanbul'da sahnelenen son oyunu Atış Serbest'te Türkiye gençliğinin şiddetle iç içe yaşadığı hayatları irdelediği gençlerin çocukluk yıllarına dönerek, büyüdükleri dünyanın bugünkü yaşamlarını nasıl şekillendirdiğine odaklanıyor. Studio 4 İstanbul, yerli ve yabancı yazarların oyunlarını yeni bir tiyatro arayışıyla yorumladığı projelerin yanı sıra kendi tasarlayıp kurguladığı performanslar sergiliyor. “Olmamış Mı?”,31 Mayıs Perşembe saat 20.30’da ve 1 Haziran Cuma saat 18.30’da Salon’da sahnelenecek.
Farklı sahneleme teknikleri uygulayan Tiyatro Artı, “Bizde Yok” ile simulatif bir kurgu içine yerleştirilen seyirciyi, gerçeklikten uzaklaştırarak kendini kurgunun içinde bulmasını sağlıyor. Seyir algısını değiştirmeyi hedefleyen “Bizde Yok”ta seyirci “izleyen” konumundan çıkarak oyunun bir parçası haline gelecek. Esir alınma, esir olma ve otorite-güç-kurban üçlüsü üzerinden hareket ederek Türkiye’nin yakın tarihine odaklanan ve Türkiye’nin siyasi tarihine ve insan hakları sürecine de yoğunlaşarak Cumartesi Anneleri üzerinden kurgusunu tamamlayan “Bizde Yok”, 1 Haziran Cuma ve 2 Haziran Cumartesi, Mekan Artı sahnesinde 16.00, 17.30, 19.00 ve 20.30’da izlenenebilir.