Fotoğraf Makinesi Nasıl Kullanılır?

Fotoğraf makinesi nasıl çalışır, nasıl kullanılır? Fotoğraf makinesi nasıl icat edildi? İşte fotoğraf makinesi hakkında bilgi.

Fotoğraf kelimesi Latince phos (ışık) ve graphe (iz bırakmak) kelimelerinden türemiştir. Fotoğraf iki aşamalı kimyasal bir işlem sonucu çekilir. Önce fotoğrafın renklerinin ve ışığının ters halleri alınır, sonra bu görüntü fotoğraf kâğıdına düz olarak aktarılır. ‘Banyo’ adı veren bu işlem özel, karanlık odalarda gerçekleştirilir.

İlk kalıcı fotoğraf 1826 yılında, Louis Daguerre tarafından 8 saatlik bekleyiş sonunda çekilmiştir. Fotoğraflar önceleri sadece siyah beyaz olarak çekilebiliyordu. Renkli fotoğraflara geçilmesi daha sonra, 1861’de oldu.

Fotoğrafçılık günümüzde bir sanat dalı olarak kabul görmektedir. Dünyada fotoğrafçılıkla hobi olarak veya meslek olarak ilgilenen çok sayıda insan vardır. Fotoğraf çekmeyi meslek haline getirenlere ‘fotoğrafçı’ denir. Profesyonel fotoğrafçılar gelişmiş makinelerle, ışığı doğru kullanarak ve çoğu zaman kurgular yaratarak fotoğraf çekerler.

Fotoğraf Makinesi Nasıl İcat Edildi?

Her anımızı, sonsuzlaştırmak şimdi çok kolay! Fotoğraf makinelerinin, bunu nasıl sağlayabildiğini merak ediyor musunuz?

Fotoğraf makinesinin, bir kişinin icat ettiğini söylemek doğu olmaz. İcat, değişik kişilerin uzun yıllar çalışmaları sonucunda ortaya çıkmıştır. 1568 yılında, Daniello Barbaro karanlık oda adı verilen bir cihaza mercek ekleyerek görüntünün daha kesin olması yönünde çalışmalarda bulundu.

1802 yılında Thomas Wedgwood ve Sör Humphrey Davy, ışığa karşı duyarlı bir madde ile kağıt üzerine, baskı yoluyla görüntüler elde ederek başarılı oldular. Ancak ortaya çıkan görüntüler uzun ömürlü değildi.

1816 yılında, Joseph Niepce, bir mücevher kutusu ve bir mikroskoptan alınmış mercekle ilkel bir fotoğraf makinesi yapmayı başardı. Negatif bir görüntüyü tespit etti. William Talbot adındaki İngiliz, 1835 yılında, negatiften alınma ilk pozitif baskıyı yaptı. Görüntünün ömürlü olması sağlanabilmişti.

1839 yılında ise Louis Daguerre, gümüş plak üzerine görüntü aldı. En sonunda, 1888 yılında, kutu fotoğraf makinesi piyasaya sürüldü. Bu makine, Kodak sistemini kullanan (Eastman Dry Plate and Film Company-Eastman Kuru Plak ve Film Şirketi) tarafından geliştirildi.

Fotoğraf Makinası Nasıl Fotoğraf Çeker?

Fotoğraf çekilirken, objektifin arkasında küçük bir kapı açılır ve böylece içerdeki filmin üzerine çekilecek olan görüntü yansır. Bu film ışığa duyarlıdır, yansıyan ışığın parlaklığına göre kararır. Bu işlem sonucunda elde edilen filme ‘negatif’ adı verilir. Negatif, bir süre özel bir kâğıda yansıtılıp, kimyasal olan bir ürünün bulunduğu suya koyulur. Bu aşamanın sonunda ise fotoğraf belirmeye başlar.

Fotoğraf Makinesi Nasıl Çalışır?

Bir fotoğraf makinesini gözümüze benzetebilirsiniz. Gözümüzdeki saydam tabakanın işleyişi ile fotoğraf makinesinin işleyişi aynıdır. Gözümüzün ön kısmında, saydam tabakanın arkasında iris tabakası bulunur. Bu tabaka ışığın çok veya az olmasına göre küçülür veya büyür. İşte bu görevi, fotoğraf makinesinde diyafram yapar. Göz kapağımızın görevini ise obtüratör yapar.

Fotoğraf makinesi 3 temel elemandan oluşur. Bunlar; optik eleman olarak mercekler, kimyasal eleman olarak film ve mekanik eleman olarak makine gövdesidir. Bu 3 elemanı birleştirip kullanarak bir fotoğraf görüntüsü elde edebiliriz. SLR manuel fotoğraf makineleri bu işi elektrik enerjisine ihtiyaç duymadan, tamamıyla mekanik olarak gerçekleştirirler.

Mercek

Mercek kendisine bükülerek şekil verilmiş cam veya plastik parçadır. Objektifin içine yerleştirilir ve dışarıdaki gerçek görüntüyü fotoğraf makinesinin filmi üzerine düşürür.

Merceğin görevi; içinden geçen ışını, doğrultusundan saptırmaktır. Bunu şöyle açıklarız; havada ilerleyen ışın cam veya plastik gibi, daha yoğun bir ortama girdiğinde, daha yavaş hareket eder ve doğrultusundan sapar. Tekrar havaya çıktığında ise yeniden doğrultusundan sapar. Çünkü daha hızlı hareket edebileceği bir ortama çıkmıştır. Merceğin önündeki bir cismin görüntüsü ters olarak merceğin arkasında belirir. Bunu aşağıdaki şekilde daha iyi anlayabiliriz.

Netlik Ayarı

Şimdi de mercekler yardımıyla netlik ayarı nasıl yapılır, gelin birlikte inceleyelim. Eğer film merceklerin odak uzaklığındaysa, görüntümüz net olacaktır. Film odak uzaklığının önünde veya arkasında ise, bulanık olacaktır. Bunu aşağıdaki şekilden daha iyi anlayabiliriz.

Netlik ayarını, fotoğraf makinemizin objektifinin ayar halkasını çevirerek yaparız. Ayar halkasını sağa, sola çevirdiğimiz zaman objektif içindeki mercek düzeneği ileri ve geri hareket eder. Böylelikle vizörden net bir görüntü elde edebiliriz ki, bu da fotoğraf karemizin netliği anlamına gelir.

Işık Ayarı

Hatırlarsanız diyaframı gözümüze benzetmiştik. Gözümüzdeki iris tabakasının gelen ışığın yoğunluğuna göre küçülüp büyüdüğünü belirtmiştik. Gözümüz çok ışıkta küçülmekte, az ışıkta ise büyümektedir. İşte bu işi fotoğraf makinemizin objektifindeki diyafram üstlenir. Buna irisli diyafram denir ve çok ince madeni levhalardan oluşur. Bu levhalar ortada bir daire bırakacak şekilde daire biçiminde dizilmişlerdir. Bu delik bir düzenek yardımıyla küçülüp, büyüyebilir. Böylelikle istediğimiz kadar ışık miktarı merceklerden geçerek, film üzerine düşer.

Bu deliğin büyüklüğü f sayısı olarak gösterilir. Bu da odak uzaklığının merceğin aydınlıkta kalan kısmına, yani deliğin çapına bölünmesiyle bulunur. f 2,8 çok miktarda ışığın filme ulaşmasına izin veren büyük bir deliği; f 22 ise neredeyse kapalı durumda ufak bir deliği ifade eder.

Çok ışıklı bir ortamda fotoğraf çekiyorsak, diyaframı kısarak, deliği küçültürüz. Karanlık veya loş bir ortamda fotoğraf çekiyorsak diyaframı açarak, deliği büyültürüz. Böylelikle istediğimiz ışık miktarını da ayarlamış oluruz.

Film

Denklanşöre bastığımızda vizörden gördüğümüz görüntü film üzerine kaydedilir. Filmler plastik bir şeritten oluşur. Işığa duyarlı zerreciklere sahip kimyasal bir yapısı vardır.

Siyah-beyaz filmler üzerinde gerçekte koyu gözüken görüntüler açık olarak, açık olarak gözüken görüntüler koyu olarak kaydedilir. Buna da filmin negatifi denir.

Renkli bir filmde ise 3 ana renge duyarlı (kırmızı, yeşil ve mavi) katmanlar vardır. Bu katmanların birleşmesiyle filmin negatifi oluşur.

Film üzerine gelen görüntü kaydolduktan sonra, film sarılır ve yeni bir film karesi çekilmeye hazır hale gelir.

Makine Gövdesi

SLR fotoğraf makinelerinde objektif ve makine gövdesi birbirinden ayrılabilmektedir.

Makinenin içinde aşağıdaki şekilden daha iyi anlayacağınız gibi ayna, prizma, perde, vizör ve deklanşör gibi elemanlar bulunur. Burada şunu belirtmekte fayda var; SLR fotoğraf makinelerinde vizörden filmin üzerine düşecek olan görüntünün aynısını görürüz. Diğer makinelerde ise vizörden görünen görüntü ile filmin üzerine düşen görüntüde az da olsa bir sapma vardır. Buna ‘paralaks hatası’ denir. İşte bu da SLR makinelerin profesyoneller tarafından tercih edilme sebebinden biridir.

Deklanşöre basıldığında neler olduğunu gördünüz mü? Aynadan ve prizmadan vizöre ve gözümüze gelen görüntü film üzerine düşmektedir. Perdenin açık kalma süresini de makine gövdemizden ayarlayabiliriz. Buna ‘enstantane’ denir. Perdeyi daha çok açık tutarak hareket etmeyen cisimleri görüntüleyebilir veya daha az açık tutarak hızlı hareket eden bir cismin ani görüntüsünü yakalayabiliriz.

Odak Uzaklığı (Fokus)

Odak uzaklığı, bir merceğin merkeziyle buraya sonsuzdan gelen ışınların yakınsama noktası arasındaki uzaklıktır. Odak uzaklıkları objektifin ucunda yazar. Genellikle mm olarak belirtilir.(35 mm,50 mm gibi)

Gece çekilen fotoğraflarda gözler neden kırmızı çıkar?

Geceleri flaşla çekilen fotoğraflarda gözler genellikle kırmızı çıkar. Fotoğraf makinesinin flaşı, çok kısa bir zamanda çok kuvvetli bir ışık verir. Gözbebeği ise, bu kadar az bir zamanda küçülmeye fırsat bulamaz. Işık doğrudan retinaya ulaşır ve oradan da doğrudan kılcal damarların görüntüsü yansır. Sonuç olarak, flaşla çekilen fotoğraflarda görülen bu kırmızılık, retina tabakasındaki kılcal damarların görüntüsüdür.

Film kamerası ve fotoğraf makinesi teknik açıdan aynı mıdır?

Film kamerası ve fotoğraf makinesi arasında teknik açıdan büyük bir fark yoktur. Fotoğraf makinesinde her deklanşöre basışta, film karesine bir görüntü kaydedilir.  Film kamerasında ise, akan film üzerinde saniyede 24 görüntü karesi kaydedilir. Bunun aynı hızda perdeye yansıtılması ile göz, arka arkaya gelen karelerdeki küçük farkları algılayamaz, devamlı ve hareketli bir görüntü olarak görür.