Gebelik, kadın fizyolojisinde yoğun endokrin aktivite nedeniyle, birçok fonksiyonel ve yapısal değişikliklerin yaşandığı bir dönemdir. Bu nedenle anne ve bebek sağlığını riske atmamak için bazı işlemleri ertelemek daha doğru olur. Bunlardan bazıları gebelikte dövme ve kalıcı makyaj. KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Kaliteli Yaşam Polikliniği Medikal Estetik Hekimi Dr. Yasemin Savaş gebelikte dövme ve kalıcı makyajın zararlarını anlatıyor.
Gebelik esnasında vücutta fizyolojik olarak meydana gelen bu değişiklikler; ciltteki renk değişiklikleri (bazı bölgelerde cilt renginde koyulaşma), aşırı terleme, ciltte yağ salınımında artma ve yağlanma, kıl yapısında değişme ve kıllanmada artış, özellikle karın ve göğüslerde çatlaklar, varis / ödem gibi damarsal değişiklikler, tırnak değişiklikleridir.
Ciltte meydana gelen bu değişiklikler nedeniyle kanamaya eğilimli, egzema, mantar ve enfeksiyonlara açık, alerjik reaksiyona yatkın durumdaki cilde yapılacak olan uygulamalar konusunda da çok dikkatli olunması gerekmektedir. Çünkü gebelik ruhsal ve bedensel anlamda oldukça hassas bir dönemdir.
Son yıllarda dövme ve kalıcı makyajın yoğun bir ilgi görmesi ve yaygınlaşmasıyla birlikte gebelerde yapılmasının uygun olup olmayacağı konusu da gündeme gelmiştir. Konuyu geçici, kalıcı dövme ile kalıcı makyaj (mikropigmentasyon) uygulamaları açısından ele almak gerekir.
Kalıcı dövme; deri tarafından tümüyle yok edilemeyen bir boyanın, özel bir teknikle alt deri tabakalarına kadar işlemesiyle oluşur. Alt deriye ulaşmak için kullanılan makine sayesinde yüksek devirle girip çıkan iğne düzeneği ile vücuda küçük delikler ve yarıklar açılır. Açılan bu delik ve yarıklara makine ile boya maddesi enjekte edilir. Genellikle boya maddesi olarak is kullanılır. İsle birlikte çivit, antimuan tozu, kavrulup dövülmüş kemik tozu, çeşitli bitki özleri, safran ve kına da kullanılabilir. İğne vuruşlarının yapıldığı yerden çok azda olsa bir miktar kan çıkar. Bu da kan yoluyla bulaşan hastalıklara zemin hazırlar. Hepatit B ve C ile AİDS olmak üzere, uçuk, tetanos, bunlardan bazılarıdır. Bu risk sadece gebeler için değil, herkes için vardır. Ancak gebelerde zaten artan gebelik hormonlarına bağlı olarak sistemik bazı değişiklikler olmaktadır ve bunlara bağlı olarak da bazı komplikasyonlar daha sık görülebilmektedir. Özellikle ağrı ve kanamalar ile deride meydana gelebilecek lokal enfeksiyonlar ve kullanılan boyaya karşı gelişen alerjik reaksiyonlar daha sık görülür.
Dövme yapılan yerlerde, sarkoid, keloid, sedef, ışığa duyarlılık gibi çeşitli deri hastalıkları ve hatta selim veya habis tümör oluşumu bile çok nadir de olsa gelişebilmektedir. Kullanılan boyaların karsinojenik olan aromatik aminler içerdiğine dair çalışmalar mevcuttur. Kullanılan bazı boyaların genetik mutasyonlara, anne karnında bebekte doğumsal anormalliklere yol açabileceği de bilinmektedir. Bu nedenledir ki; hamilelik sürecinde kalıcı dövme yaptırılması önerilmemektedir.
Geçici dövmeler (kına- henna) ise, kullanılan kına türüne bağlı olarak sağlık sorunlarına yol açabilir. Özellikle siyah kınanın gebelikte kullanılması riskli ve sakıncalıdır; içeriğindeki para – phenylendiamine (PPD) maddesi gebelerde ciddi kalıcı cilt reaksiyonlarına ve alerjilere yol açabilmektedir. Hint kınasının ise gebelikte bebek üzerinde teratojenik etkisi olmadığı bilinmekle birlikte, yine de dikkatli kullanılması önerilmektedir.
Kalıcı makyaj (mikropigmantasyon); bitkilerden ve topraktan elde edilen tamamen antialerjik boyaların epidermisin altına uygulanması, uygulama esnasında kanama olmamasına özen gösterilmesi esaslarına dayanan, lokal anesteziyle de uygulanabilen ağrısız bir medikal uygulamadır. Sadece sağlık kuruluşlarında yapılması uygundur. İşlem dövmede yapılan işlemin benzeridir. Bu nedenle enfeksiyon ve cilt reaksiyonları gibi benzer riskleri içermektedir, özellikle de steril şartlarda ve doğru ve güvenilir merkezlerde uygulanmadığı takdirde. Kullanılan boya maddelerinin ise sağlığa zararlı maddeler olmadığı bilinmekle birlikte, unutulmamalıdır ki, deriden emilen her türlü boyanın alerjilerden zehirlenmelere kadar çeşitli komplikasyonlara yol açabilmesi her zaman mümkündür. Gebelikte bu risk asla alınmamalıdır…
Ayrıca gebelik döneminde ruhsal olarak da birtakım değişikliklerin yaşanması sebebiyle bu tür kalıcı değişiklik kararları alınmasının uygun olmadığı söylenebilir.