Vejetaryen beslenme; et, balık, tavuk, yumurta gibi besinlerin içerisinde bulunmadığı hayvansal gıda tüketiminin reddedildiği bir beslenme şeklidir.
Uzman Diyetisyen Nilay Keçeci, hamilelikte vejetaryenler için beslenme önerileri hakkında bilgiler verdi. Vejetaryen tarzı beslenmenin hamilelikte hem olumlu hem de olumsuz sayılabilecek etkileri bulunmaktadır.
Vejetaryenler:
- Semi-vejetaryen: Hayvansal gıda olarak sadece balık, kümes hayvanları, yumurta ve mandıra ürünleri tüketenler.
- Lakto-ovo vejetaryen: Sadece mandıra ürünleri ve yumurta tüketenler.
- Lakto vejetaryen: Sadece mandıra ürünleri tüketenler.
- Ovo vejetaryen: Sadece yumurta tüketenler.
- Vegan: Sadece bitkisel gıdalarla beslenen, her türlü hayvansal gıdayı reddedenler.
- Pescetarian: Sadece balık tüketenler.
Katı yağ ve kolesterolden zengin gıdalar içeren et ve türevi besinlerin tüketilmemesi bebekte kalp ve damar hastalıkları riskleri açısından ilerki yaşlarda daha düşük risk faktörü oluşturacaktır. Bunun yanında yoğun lifli gıda alımı sebze ve meyve ağırlıklı beslenen anne adaylarında hamilelikte sıkça görülen kabızlık sorunu ortadan kalkabilir.
Gebelik şekerine yakalanma riski diğer anne adaylarına göre daha düşüktür, çünkü yeterli oranda posalı beslenme sağlanabilecektir. Ancak protein temel bir besin maddesidir ve vücuda belirli oranlarda mutlaka alınması gerekmektedir. Bu şekilde beslenen anne adaylarında B12 vitamin eksikliğinden kaynaklanan doğumsal anomaliler ve sinir sistemi hastalıkları oluşabilmektedir. B 12 yönünden yetersiz olan bu tarz diyetlerde bebekte nörolojik açıdan sorunlarda ortaya çıkabilmektedir.
Sebze ve meyveleri bol tüketen bu anne grubu için dikkat edilmesi gereken en önemli şeylerden biri de tüketilen yemeklerin yanında çay, kahve ve meşrubatların gazlı içeceklerin tüketilmemesidir.
Çünkü çay ve kahve tarzında içecekler bu besinlerin vitamin değerlerini ve demir içeriklerini düşürür. Zaten yeterli oranda alınamayan demir ve benzeri kaynakların bu şeklide kaybedilmemesi bu beslenme tarzı için önemli bir noktadır.
Süt ve süt ürünlerini tüketmeyen anne adaylarında kalsiyum ve D vitamini eksiği oluşabilir. Bu da bebeğin anneden kalsiyum çekmesine, annenin bazı diş ve kemik problemleri yaşamasına, bebeğin de gelişiminde, kemik ve kas yapısında olumsuz sonuçlara neden olabilmektedir. Bu nedenle anne adaylarının kemik demineralizasyonu ile karşılaşmamak için kalsiyumdan zengin yiyecekler veya kalsiyum preparatları tüketmeleri gerekmektedir.
Folik asit hamileliğin ilk 28 günü oldukça önemlidir annenin nötral tüplerinin kapanmasında en büyük rolü oynayan bu vitamin yetersiz alındığında bebekte defektler oluşabilir ve bebek bazı olumsuzluklar ile dünyaya gelebilir. Yeşil sebzelerde bolca bulunan folik asit bu tarz beslenmenin en önemli yararlarından sayılabilir.
Belirli gıdalardan ve kuru baklagillerden karşılanmaya çalışılan demir, çinko ve magnezyum ise vücutta biyoyararlılığı düşük olarak kullanılır. Bu nedenle bebek için yeterli miktarda alınmadığı takdirde olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Düşük doğum ağırlıklı bebekler dünyaya getirmemek için anne adaylarının aldıkları enerjiyi arttırmaları gerekmektedir. Belirli gıdaların tüketildiği vejetaryenlik hamilelik için büyük riskler taşımaz, ancak tüm hayvansal gıdaların reddedildiği tarzda besleniyorsak bebekte bazı olumsuzluklar ve kronik komplikasyonlar görebiliriz.
Önemli olan bu tarz beslenmede her türlü besin çeşitliliği sağlanarak, özellikle gebelikte vücudun yeterli ve dengeli öğün almasını sağlamaktır. Besinlerin yararlarından faydalanmamız gereken bu dönemde bazı besinleri reddetmek bebek için sağlıksız olabilmektedir. Ancak yeterli ve dengeli beslenme ile bebeğin sağlıklı bir şekilde dünyaya gelmesi ve hastalık risklerinin azalmasını sağlayabiliriz.