Hamilelikte vitaminler anne bebek sağlığı açısından önemlidir. Peki hangi vitaminler hangi besinlerden alınır?
Hamilelikte Vitaminler Hangi Besinlerden Alınır?
Milli Eğitim Bakanlığı Çocuk Gelişimi ve Eğitimi kitabının Gebelik ve Emziklikte Beslenme adlı fasikülünde hamilelikte vitaminler konusunda şu bilgilere yer veriliyor:
Folik Asit
Suda çözünen B grubu vitaminlerindendir. Folik asit, hücre yapı taşlarının ve dokularının oluşumunda etkilidir. Özellikle hücre bölünmesinde ve hücrenin genetik yapısının oluşmasında önemli rol oynar. Bu nedenle gebeliğin erken evrelerinde, bebeğin merkezî sinir sisteminin gelişimi için mutlaka gerekli olan bir maddedir. Embriyo, gebeliğin 2. ve 12. haftaları arasında yeterli folik asit alamazsa beyin ve omurilik ile ilgili anormallikler (nöral tüp defektleri) başta olmak üzere doğumsal gelişim bozukluklarının görülme riski artar.
B12 Vitamini
Hücre bölünmesinin sürekliliği için önemlidir. B grubu vitaminleri, C grubu vitaminleri ile alınması vücuttaki emilimi kolaylaştırır.
E Vitamini
Gebelik süresince E vitaminine olan ihtiyaç artmaktadır. Yetersizliğinde hemolitik anemi görülür. Hemolotik anemi: Eritrositlerin normal zamandan daha kısa süre içinde yıkılması söz konusudur. Anemi; konjenital veya kazanılmış, akut veya kronik olabilir.Belirtileri; fenalık, solunum yetersizliği, kısmi sarılıktır. Gebelikte ve emziklilik döneminde günlük beslenme menüsüne E vitamini yönünden zengin olan besinler; yeşil yapraklı sebzeler, yağlı tohumlar ve bunlardan elde edilen yağlar, sert kabuklu meyveler, tahıl taneleri ve kurubaklagillerdir.
D Vitamini
D vitamini güneş ışığından alınmalıdır. Kalsiyum için gebelik öncesi günde 1, gebelikte 2 bardak süt içilmelidir. Süt içemeyen gebeler günde 1300 mg kalsiyum almalıdır.
A Vitamini
Yağda çözünen vitaminlerden biri olan A vitamini karaciğerde depolanır. A vitamini gözün karanlığa uyumunda, bağışıklık sisteminin normal çalışmasında, cilt ve mukozanın sağlığının oluşumunda önemlidir.
Büyüme ve gelişme A vitamininin işlevlerindendir. Sağlıklı bir cilt ve mukoza, vücudun hastalıklarla mücadele etme yeteneğinin desteklenmesi, kemik gelişimi, hem anne hem de bebeğin alyuvarlarının sağlığı açısından A vitamini hamilelikte gerekli bir maddedir. Eksikliğinde gece körlüğü ortaya çıkabilir. Aşırı miktarda alındığında bebekte anomalilere neden olabilir. Toksik düzeylere ulaşması hipervitaminosis A olarak adlandırılır ve uzun süre önerilenden 10–12 kat fazla vitamin alınmasıyla ortaya çıkar.
Hamilelikte önerilen günlük alınması gereken A vitamini miktarı 770 mcg/gün’dür. Alınabilecek en fazla miktarın sınırı ise 3.000 mcg olarak kabul edilmektedir.
Demir
Demir, anne ve bebekte kan yapımı için gereklidir, ayrıca kasların yapısında ve enzim sistemlerinde yer alan yaşamsal bir mineraldir. Gebelikte artan demir ihtiyacı karşılanmadığında demir eksikliği anemisi ortaya çıkar. Bu, gebelikte en sık görülen anemi çeşididir. Artan demir ihtiyacını karşılamayan yiyecekler yetmez, bu nedenle demir içeren ilaçlar kullanılmalıdır. Hamileliğin son dönemlerinde kansızlık riski arttığından, ilk dönemlerden itibaren uygun miktarlarda demir takviyesi önerilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), gebelik döneminde 60 mg demirin yeterli olduğunu belirtmektedir.
Magnezyum
Gebelikte gerekli miktarda magnezyum sağlanamadığında nöromuskuler (kas ve sinir hastalıkları ) bozukluklar (titreme, kramp, konvülziyonlar (havale) görülebilir. Magnezyum desteğinin hamilelikte sık görülen bacak kramplarını azalttığını gösteren çalışmalar vardır. Ayrıca magnezyum desteğinin, uterus (rahim) kasları üzerindeki gevşetici etkisi nedeniyle erken doğumları ve düşükleri engellediği bildirilmektedir. Magnezyumun gebelikte tansiyon yükselmesini önleme etkisi de bulunmaktadır.
Gebelik ve emziklilikte 450 mg magnezyum alınması uygundur. Bu dönemlerde sorun oluşmaması için doğal kaynaklardan magnezyum alınmalıdır. Magnezyum; koyu yapraklı, sebzelerde, fındık, fıstık, tohumlar, soya fasulyesi, kuru fasulye, kakao (çikolata) ve sert sularda yeterli miktarda bulunmaktadır. Bu nedenle gebe ve emzikli kadının günlük beslenme menüsünde bu besinlere yer verilmelidir.
Kalsiyum
Araştırmalar gebelikte günde 250–300 mg kalsiyumun plesantadan geçerek bebeğe ulaştığını göstermektedir. Bebek doğduğunda vücudunda yaklaşık 25.000 miligram kalsiyum bulunmaktadır. 29 İskeletin büyümesi ve dişlerin oluşmaya başladığı 3. trimesterde fetüsün kalsiyuma ihtiyaçı artar. Eklenen kalsiyum emziklilik döneminde kullanılmak üzere annenin iskeletinde depolanır.
Gebelikte artan kalsiyum ihtiyacı karşılanmazsa, annede kemiklerde zayıflama, bebekte ise gelişim geriliği ve nöbet geçirmesine neden olabilecek neonatal hipokalsemi (D vitamini eksikliğine bağlı nadir görülen bir hastalık ismi) görülür. Gebelikte kalsiyumun yetersiz tüketimi durumunda fetüs kendi gereksinimi karşılayabilmek için annenin kalsiyum depolarını kullanmaya başlar. Sık gebelik ve kalsiyumun sürekli yetersiz alımı annede ileri yaşlarda kemik erimesine (osteoporoz), dişlerde çürümeye ve osteomalasiaya neden olabilmektedir.
Fosfor
Fosfor gereksinimi de kalsiyum gereksinimi kadardır. Yani günde yaklaşık 1200 mg’dır. Normal kas sinir sistemini sağlamak için kalsiyum ve fosfor arasındaki oranın 1/1 olması gerekir. Yetersizliğinde bacaklarda kramplar, sinirlerde, kas ve kan hücrelerinde bozukluklar görülebilir. Hemen hemen her yiyecekte fosfor bulunakla birlikte, en zengin kaynağı protein içeriği yüksek olan et ve süt ürünleridir. Ayrıca kuru baklagiller, yemişler, meyveler ve sebzelerde de bulunmaktadır. Kalsiyum ve protein açısından zengin beslenen kişiler, fosfor içinde zengin beslenmektedir.
İyot
Dünya sağlık örgütünün ve UNICEF’in verilerine göre günlük iyot ihtiyacı hamilelerde 220 mikrogram, emzirenlerde ise 290 mikrogram olmalıdır. Hamile kadının ve hamile kalmayı planlayan kadının yüksek miktarda iyot içeren maddeler tüketmeleri, önlenebilir zekâ geriliğinin birinci sıradaki nedeni olan konjenital hipotroidizmin önüne geçebilir.
Pek çok besin maddesinde bulunan iyodun miktarı, o maddenin yetiştirdiği topraktaki iyot düzeyi ile direkt ilişkilidir. Denizde yaşayan canlıların sudaki iyodu yakalayıp konsantre etmeleri nedeniyle iyot su ürünlerinde yüksek düzeydedir. İyot bulunan kaynaklar: İyotlu tuz, karides, hazır balık, konserve ton balığı, inek sütü, yumurta, patates, hindi, deniz yosunu.
Flor
Flor Flor vücudumuzun çok az miktarlarda ihtiyaç duyduğu minerallerden birisidir. En sık sodyum floroid şeklinde diş macununda bulunur. Doğal hâliyle bazı besin maddelerinin içinde bulunan flor özellikle içme sularına sonradan ilave edilir. Florun fonksiyonu: Flor vücudun sağlam, dayanıklı, kemik ve diş dokusu için gerek duyduğu kalsiyumu destekler. Ayrıca diş çürüklerinin engellenmesinde rol almakta ve kemik erimesi (osteoporoz) tedavisinde de kullanılmaktadır. Hamilelikte flor almaya gerek yoktur. Eğer içme suyunda yeterli flor varsa ek flor kullanılmamalıdır.
Gebelikte gelişmekte olan bebek açısından bebeğin dişlerini güçlendirme ya da ileriki yaşamında çürük olmasını engellediği yönünde herhangi bir bilimsel kanıt yoktur. İçme suyunda yeterli flor yoksa ek destek tabletleri ancak doktor önerisiyle alınmalıdır. Flor, içme sularından, sakatatta, deniz ürünlerinde, çay, elma, ıspanak ve yumurtada bulunur.
Çinko
Çinkonun kemik ve sinir sisteminin oluşumunda etkisi vardır. Eksikliğinde fetüsün iskelet ve sinir sisteminde defektler olabilir. Eksikliği çok nadir görülür. Erken gebelikte çinko kullanımının bebeğin doğum ağırlığını ve kafa çapını artırdığı yönünde iddialar vardır. Çinko et, ciğer, yumurta, deniz mahsullerinde (özellikle istiridye) bulunur.
Hamilelikte vitaminler bunlardı. Peki sağlıklı beslenilmemesi durumunda ne olur?
Hamilelikte Yetersiz ve Dengesiz Beslenmenin Çocuk Sağlığına Etkileri
Hamilelikte vitaminler önemidir demiştik. Yetersiz ve dengesiz beslenme, hamilelikte oluşabilecek sağlık sorunları için önemli bir risk faktörüdür çünkü hamilelikte döl, annenin aldığı besin öğelerinin plasenta aracılığı ile döle taşınması sayesinde büyür. Döl ve anne arasındaki iletişimi sağlayan organ plasentadır ve bu gelişmeyi sağlamak için protein, kalsiyum, demir, Folik asit, C vitamini, D vitamini, B12 gibi besin öğelerine ihtiyaç duyulur.
Hamilelikte yetersiz ve dengesiz beslenen annelerin, yeterli ve dengeli beslenenlere oranla, daha fazla pramatüre ve ya düşük doğum ağırlıklı bebeklere sahip oldukları veya doğumsal anomali durumları yaşadıkları görülür.
Hamile kalmadan önce anne adayının kan değerlerindeki yetersizleklerin belirlenip bu yetersizliklerin yapılan vitamin ve mineral eklemeleri ve günlük besin tüketimine yapılan eklemelerle giderilmesi anne ve bebek sağlığı açısından çok faydalı olacaktır.
Emziklilikte ise anne süt salgılar. Bu süt, annenin aldığı besinlerin bir ürünüdür. Süt salınımı için alınması gerekli besinler de annenin kendi besin gereksinimlerine eklenerek verilmelidir.