Çocukların hayvanlarla doğru iletişim kurmayı öğrenmesi; çocukların sosyal ve zihinsel gelişimlerini olumlu etkiliyor. Çocukların paylaşmayı ve empati yapmayı öğrenmesini de kolaylaştıran hayvan sevgisi, ebeveyn davranışları doğrultusunda şekillenebiliyor.
Kedi, köpek ya da kuş gibi çocukların sokakta ya da parkta sıklıkla gördüğü hayvanlarla karşılaşıldığında, ebeveynlerin verdiği tepkiler, çocukların hayvanlara davranışında belirleyici rol oynuyor. Köpeğe yaklaşmanın tehlikeli olduğunu ya da kedinin sevilmemesi gerektiğini belirten ebeveynler, çocukları hayvanlardan uzaklaştırmış oluyor. Bu şekilde çocuklarda hayvan korkusu gelişebildiği gibi, çocuklar hayvan sevgisinden de mahrum kalabiliyor.
Hayvanları Korkutucu Sıfatlarla Nitelemeyin
Yaşadığı evde evcil hayvan bulunmayan ya da bahçeli bir evde yaşamayan çocukların hayvanlarla tanışma süreci zor olabiliyor. Ebeveynlerin sokak hayvanlarının tehlikeli olduğunu söylemesi, çocuğun hayvanlardan korkmasına; hayvanların kirli ya da hastalıklı olduğunu söylemesi ise çocuğun hayvanlardan uzak durmasına yol açabiliyor.
Çocukların daha önce karşılaşmadıkları bir hayvana yaklaşmaları tehlikeli olabileceği gibi, bu noktada ebeveynlerinden duydukları sözler, hayvanlar üzerindeki düşüncelerini şekillendirebiliyor. Örneğin, sokakta yaşlı ve hasta bir köpek gören çocuk, köpeği sevmeye çalışırsa, ebeveynin onu durdurmak için, “O seni ısırır” demek yerine, “O hasta ve yorulmuş, rahatsız etmeyelim“ demesi, çocuğun hayvanlarla ilişkisinin doğrultusunu belirleyebiliyor.
Çocuklara Örnek Olun
Ebeveynlerin hayvan sevgisi konusunda çocuklara örnek olması da oldukça önemlidir. Sokakta gördüğünüz hayvanlara değer verdiğinizi göstermeniz, çocuğun hayvanlara bakış açısını etkiler. Hasta hayvanların tedavisine yardımcı olmak, hayvanlar için su ve mama tedarik etmek, çocuğun yardımlaşmanın önemini anlamasını sağlayacaktır.
Hayvan Sevgisinin Çocuklara Kattığı Özellikler
Hayvan sevgisi, çocuklarda empati becerilerinin gelişmesini, çocuğun sorumluluk almasını, daha sosyal ve anlayışlı olmasına yardımcı oluyor.
- Empati: Evcil hayvanı olan çocuklar, benmerkezci bir yapıdan uzaklaştığı gibi, sahip olduğu evcil hayvanın da duyguları olduğunu ve onun da çok değerli olduğunu fark ediyor. Kendisinden başkalarının varlığının da kendisi kadar değerli olduğunu fark eden çocuklar, maddi ya da manevi açıdan sürekli almak yerine vermeyi de öğreniyor. Çocuğun evcil hayvanla ilişkisinin ilerlemesi, sadakat, bağlılık gibi duyguları da daha iyi anlamasını sağlıyor.
- Bağlılık: Başta köpekler olmak üzere, evcil hayvanların birçoğu sahiplerine yakınlık ve bağlılık gösterir. Çocuğun evcil hayvanıyla kurduğu yakınlık, zamanla sadakat ve güven duygusunu da geliştirecek ve çocukların bu duyguları özümsemesini sağlayacaktır.
- Sosyal Beceri: Evcil hayvanlarla vakit geçirmek, onlarla birlikte oynamak, çocukların sosyal becerilerinin de gelişmesini yardımcı olacaktır. Kendinden başka bir canlının varlığını kabul eden çocuk, onunla iletişiminde sosyal yeteneklerini de geliştirecektir.
- Ahlaki Değerler: Uzmanlara göre, hayvanlarla doğru iletişim kuran çocuklar ahlaki değer anlayışına da sahip oluyor. Çocuklar, evcil hayvanları sayesinde, onların mutlu olmasını sağlamaya çalışma, onlara zarar vermekten kaçınma ve rahat etmeleri için çaba sarf etmeyi öğreniyor.
- Sorumluluk Sahibi Olma: Evcil hayvanı olan çocuklar, hayvanın temel ihtiyaçlarını karşılamakla görevlendirildiği zaman; mama ve su saatine dikkat etme, evcil hayvanın tuvalet ihtiyacını gidermesini sağlama gibi noktalarda sorumluluk alabiliyor.
Ebeveynlerin, çocuklara hayvan sevgisi aşılaması ve tanıdıkları sahipli hayvanları ya da sokak hayvanlarını sevmeye teşvik etmeleri önem taşıyor. Bununla birlikte, evcil hayvan bakan ebeveynlerin, çocukların hayvanı bir oyuncak olarak görmesini engellemesi ve onunla dostluk kurmasını sağlaması, çocuğun gelişimi ve hayvanlarla iletişimi bakımından kilit bir rol oynuyor.